En son konuştuğumuzda Mayıs ayındaydık, fırında koşuşturuyordum, mesaiden önce business woman kılığına girip iş görüşmelerine gidip geliyordum. Sonra bana bir haller oldu, enerjim tükendi, ateşim güneşin ateşiyle bir yarışa girdi sanki, 39'lara sabitlendi. Her anlamda sıcak kanlı bir kıza dönüştüm. Neyim var anlamıyordum, yerimden kalkamıyordum. Ardından alerji testi yaptırma günüm geldi çattı. Hamam böceği, üzgünüm, uzak durmalısın benden, alerjim var sana. Şüphelendiğim kedilerime alerjim yokmuş. Ev tozuna çıktı, annem sağolsun yaz boyunca bizimle, tozdan korkmuyorum. En çok üzüldüğüm nesne yer fıstığı oldu. Gerçi 2 gün önce barda bir deney yapayım dedim, merak işte, n'aparsın. Attım ağzıma 1-2 tane, bir şey olmadı. Çerez tabağı bitmişti, vücudumda 0 tepki. Köpişlere de yaklaşmam sakıncalıymış, onu da test ettim, yok. İyiyim. Sadece hamam böceği uzak dursun benden.
Genel olarak son 1 ayım hastanelerde geçti. Yine gündemden geri kalmadım. Mersin devlet hastanesi günlerce konuşulurken, ben Antalya hastanelerin tüm zorluklarını tattım. Hastaneye giden bilir, bilmeyen de umarım hiç öğrenmez. Ve bir şey daha söylemek istiyorum. Özel hastaneye gittikten sonra düzeldim. Belki bazıları bu ülkede sağlığa para karşılığında kavuşuluyor diyecek, ama devlet hastanelerinden sonra eczaneye ödediğim para iyileştirmedi beni ne yazık ki. Neyse, zor günler geride kaldı.
Böyle dönemlerden sonra insan herşeyi 0'dan başlama kararı alır genelde. Benim durumumda bu kararı alan telefonumdu. Tam herşey yoluna girdi, ekran kitlendi, telefon bir daha açılmadı. Lise yıllarında gördüğüm Çince'yle geldim göz göze. Çıkan yazılardan ilkini seçtim, kalbim "onu seç" dedi. Telefon sıfırlanırken, hafızam da sıfırlanıyordu adeta. Türkiye'deki hayatım silindi. 2 sene, dile kolay. Tüm fotoğraflar, videolar, dosyalar ve falcılarımın ses kayıtları. Ne diyorlardı acaba geleceğim hakkında, bir tek Allah biliyor artık. Kendimi ne kadar teselli etsem de bir işe yaramıyordu. Hatıralar çok önemlidir benim için; iyi, kötü - farketmez. Hiç hatırlamadığım resimlerin bile değeri dolardan daha çok arttı silindiklerini anladığım an. Şifreleri de hatırlamıyorum, herşey gitti. Instagram yok, WhatsApp yok, başka kullandığım sosyal ağ da yok zaten.
Kabullendim, sil baştan, dedim. Yeni iş, yeni çevre, yeni hatıralar.
Vize işlemleri için Ankara'ya gönderdi şirketim. 0'dan başlamak için bana tüm imkânlar sunulmuştu. Koca kız oldum, business trip'e çıktım, daha ne olsun! İşlerimi hallettim, gezdim. Kendime geldim resmen 2 günde. Telefonum da. Ne demişler, geçmişini bilmeyenin geleceği yoktur. Geçmişim telefonumda, geleceğe umutla bakmaya kaldığım yerden devam ediyorum!
Ankara'da beni tek bırakmayan Angaralılar ve telefonum bozukken beni merak edip, hayatta olup olmadığımı kardeşime soran "iyi, kötü ve çok kötü gün" dostum, iyi ki varsınız.
TAMAM, bugünlük bu kadar. Saygılarımla...