Türkiye-Azerbaycan dostluğu ve Bakü notları…

Türk turizminin tecrübeli isimlerinden Halil Duru'nun misafiri olarak geldiğimiz dost ve kardeş ülke Azerbaycan'ın baş şehri Bakü'yü tanımakta zorluk çektim.  

En son 8 sene önce mekanı cennet olsun rahmetli Ganire Paşeyeva'nın misafiri olarak Nevruz vakti gelmiştim Bakü'ye.

Meslektaşım sevgili Emin Demir ilk kez geldiği Bakü'ye hayranlığını kaleme aldı. Tecrübeli gazeteci Özkan Altıntaş da benim gibi defalarca Azerbaycan'nı ziyaret eden gazeteciler arasında. Özellikle Bakü şehrinin son bir kaç yılda katettiği olumlu mesafe onu da beni de şaşırttı desem abartmamış olurum. 

Alev Kuleler, müzeler, oteller, devasa binalar, alışveriş merkezleri, tertemiz caddeler, harika lezzetler derken kent adeta Dubai’yi andırıyordu.

Azerbaycan'ı anlamak için yaşamak lazım.  Anlatmak güzel ama görmeden gitmeden yaşamadan Azerbaycan'ı anlamak anlatmak çok zor. Gitmek görmek yaşamak lazım.

Qafqaz Bakü City Otel Işletmecisi Halil Duru ve Otel Genel Müdürü Ali Aliyev,  bir süre önce Bakü de yapılan COP 29 BM iklim konferansına katilan İngiltere Başbakanı Keir Starmer'i otellerinde misafir etmişlerdi.

Halil Duru Azerbaycan turizmi için son derece önemli bir isim. Azerbaycan'da deneyimli bir Türk turizm işletmecisinin varlığını Halil beyin işlettiği otelin resepsiyonundan kat görevlisine kadar hissetmek mümkün.  Türkiye'nin misafirlere sunduğu hizmet kalitesi dünyanın hiç bir ülkesinde yoktur.  Abartmıyorum ve diyorum ki Türk turizmci Halil Duru Bakü'ye hizmet kalitesini götürmüş ve aynen yerleştirmiş. 

Azerbaycan halkının bizlere olan sevgisi ve ilgisine Türk turizminin gülen yüzü ilgisi deneyimleri de eklenince ortaya harika bir turizm anlayışı çıkmış.  

Halil Duru, Türk turizmin çeşitli kademelerinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra dost ve kardeş ülke Azerbaycan’a gelerek 11 büyük oteli ülke turizmine kazandırdı.

Tecrübeli isim Duru, şimdilerde Bakü merkezde iki büyük otelin işletmeciliğini başarıyla yürütüyor. 

Qafqaz Bakü City Hotel ile yine aynı gruba ait Qafqaz Bakü Liman otellerinin işletmeciliği ve koordinatörlüğünü yapan Halil Duru dostum son yıllarda Türk tatilcilerin Azerbaycan’a olan ilgisinden memnun.

Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin iki ülke tarihinin en üst seviyesine ulaştığını Azerbaycan’ın her köşesinde görmek yaşamak mümkün.

Vizesiz kimlikle seyahatin de getirdiği avantaj ile Türk tatilcilerin ilgisi bu ülkeye kimlikle arttığını anlattı Halil Duru.

Azerbaycan'da şu anda 859 otel 31.750 oda bulunuyor, ilk 5 ayda Türkiye’den Azerbaycan'a gelen misafir sayısı ise 175 bin civarında. Türkiye'den her yıl yurt dışına ortalama 5 milyon civarında insanın tatile gittiğini hesap edersek 175 bin sayısı oldukça düşük kalıyor.

Ancak son yıllarda Avrupa’nın vize kısıtlaması Türk tatilcileri kimlikle seyahat edilen ülkelere yönlendirdi.

Şu anda Azerbaycan'a gelen yabancı misafirler sıralamasında da Rusya'nın ardından Türkiye 2. sırada yer alıyor. 

Halil Duru ve Azerbaycanlı turizmcilerin en büyük hedefi ülkeyi ziyaret eden milletler sıralamasında Türkiye’yi 1 sıraya çıkarmak. 

Azerbaycan’ın turizm potansiyeli oldukça yüksek.

Kültürel, sosyal, tarihi ve özellikle gastronomisi mutlaka görülmesi gezilmesi yaşanması gereken bir ülke.

Azerbaycan’da petrol kadar bacasız sanayi dediğimiz turizm ülkeye ekonomik katkı sağlayacak önemli bir sektör.

Tanıtım, tanıtım tanıtım diyoruz.

Sizin gezilecek görülecek muhteşem doğanız, tarihiniz muhteşem lezzetleriniz olabilir, bunu doğru bir strateji ile dış pazarda anlatmanız gerekiyor.

Öğrendiğimize göre ülke turizmini Devlet Turizm Acentesi yönetiyor. Başında da Fuat Nagiyev var.

Kendisi ile tanışma fırsatım olmadı ama Azerbaycan’a ilk 5 ayda 1 milyon’a yakın turist gelmişse bunda Fuat bey ve özel sektörün başarısı büyüktür.

Neden 5 milyon olmasın. Yatak kapasitesi ve ülkenin alt yapısı müsait ve sürekli de gelişiyor.

Tek tavsiyem ülke turizmin acente düzeyinde değil de turizmin bir devlet politikası haline getirilerek bir Turizm Bakanlığının kurulmasıdır.

Çok uzaklara gitmeye gerek yok bu konuda Türkiye’nin turizm yönetim biçimi güzel bir örnektir.

Bakü ziyaretimiz kapsamında gazeteci meslektaşlarımızla da bir araya geldik.

Azerbaycan halkının bize olan sevgisi olağanüstü diyebilirim.

Türkiyeli dediğiniz de Azerbaycan’da akan sular duruyor.

Tek dileğim bu sevginin bağlılığın aynı şekilde Türkiye tarafında da olması ve ilelebet korunmasıdır.

Türk’ün Türk’ten başka dostunun olmadığını gün geçtikçe daha iyi anlıyoruz.

Türk’ün gücünü en iyi Azerbaycan ve Türkiye Türkleri bilir. Karabağ zaferi bunun son örneğidir.

Birimizin ayağına çivi batsa her ikimiz acıyı anında hissederiz.

Dostluk kardeşlik duygularını ben ne zaman Azerbaycan’a gitsem derinden yaşıyorum.  

Kıymetli meslek büyüğüm Uluslararası Avrasya Gazeteciler Vakfı Başkanı Umud Mirzayev ile Türk dünyasının zamansız kaybı milletvekili gazeteci merhum Ganire Paşayeva’nın mezarını ziyaret edip dua gönderdik.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ile Azerbaycan’ın en büyük medya örgütü arasında yine Umud bey ve Ganire hanım sayesinde işbirliği protokolümüz var. Araya pandemi ve Karabağ savaşları gibi bazı önemli mevzular girince hedeflediğimiz projelerimiz askıda kalmıştı.

Umud başkan bizleri Mevcut Matbuat Şurası Başkanı Raşad Macid ve protokolde imzası olan dönemin başkanı Eflatun Amaşov ve Gazeteci Elşad Eyvazlı’le Eflatun başkanın yönettiği Halk Gazetesin’de buluştuk.

Geleceğe dair projeleri konuştuk. Azerbaycan-Türkiye gazetecileri arasında daha sıkı işbirliği yapma konusunda hemfikir olduk. Sohbet ilerledikçe yapılacak çok fazla işimizin olduğunu en kısa zamanda tekrar buluşma konusunda prensip anlaşması yaptık.

Umud başkan ne zaman gitsek Bakü’de en üst seviye de bizlere ilgi gösteriyor. Bu vesile ile kendisine şükranlarımı sunuyorum.

Azerbaycan turizmi üzerine edindiğimiz deneyimleri fırsat buldukça yazacağız haber yapacağız.

Değerli dostum Halil Duru’ya kusursuz ev sahipliği için çok teşekkür ediyorum.

Bir olmaya birlik olmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğu bilinciyle;

Yaşasın Türkiye-Azerbaycan dostluk ve kardeşliği…