[Cebrail (as.) bir zaman, Yüce Allah’ın, buyur buyur dediğini işitir.]
Elbette, Allah’ın sevilen bir kuluna, buyur söyle ne istiyorsun diyeceği için merak eder.
Bu kadar önemli olan kul kim–ki, Allah ona bu kadar inayet ediyor, gidip bir göreyim diyerek aramaya başlar, ne kadar aradıysa da bulamayınca;
Sorar.
Ey Rabbim, bu hangi kulun ki, hoşbeş edip buyur, buyur diyorsun.?
Allah ona şöyle der.
Rum’daki filan put haneye git, bir putperest bir putun önünde durmuş ona ismi ile sesleniyor, onu bul.
Cebrail, onu bulup izledikten sonra döner Allah’a sorar, cevap da alır.
Ey Rabbim.
Puta seslenen bir putpereste cevap mı veriyorsun.?
Evet cevap veriyorum. Çünkü o aslında bana sesleniyor, maksadı benim, onun için buyur diye cevap veriyorum….
Bu, açıkça gösteriyor ki, Yüce Rabbimize seslenirken, kalben ne demek istediğimiz çok önemli, niyetimizi bilecek olan Yüce Allah’tır.
Onun için insanların, kullandığı cümlede geçen bir yanlış kelimeye takılıp, o kişiyi hemen lekelemek, imanı zayıf kişilerin işidir.
Kişi hakkında karar vermek, Allah inancını sorgulamak hatta Müslüman olmadığına karar vermek kulun işi değildir.
Yüce rabbim görendir, bilendir, tektir, kimin ne olduğunu sadece o bilir.
Kaldı ki, cüppe, sarık, sakal, saç örtüsü vs. gibi geleneksel giysi örtü vs. gibi şeyleri, İslam’a Müslüman olmaya sembol olarak almak, Yüce Rabbimize ve Yüce dinimize en büyük hakaret diye düşünüyorum.
İslam’ın sembolü geleneksel örtü veya eşya değildir, Ezan’dır, Kur’an-ı Kerimdir.
Temeli ise Akıldır, Ahlaktır, İlimdir ve Adalettir.
Yüce Yaradan’a insanların sesleniş şekli de farklıdır.
Nice kullar var ki Allah der. Rab der. Kimi Tanrı der.
Çerkezce de [Th’a] ve her lehçeye göre farklı ifadeler vardır.
Kimi kendi dilinden Hüda der.
İngilizce veya Almanca karşılığı “God, Gott” dur ve tek, eşsiz, Allah anlamındadır.
Özetle yüce rabbimiz Allah olarak anılır, kullanılan ifade tarzı onların Allaha inancını zedelemez.
Hatta, bazen yanlış kullanmış oldukları kelimeler bile tek başına insanların gerçek inancını sorgulamayı gerektirmez.
Bunları neden yazdım.
Kendisini hiç canlı olarak izlemedim, ama sosyal medyada konuşmalarını, şarkılarını dinledim. Merhum Volkan Konak’tan bahsediyorum.
O kadar mükemmel düşünceleri, o kadar mükemmel söz ve işleri [63 Babasız Çocuk okutması vs.] var ki, insan onu dinlediğinde keşke bütün Müslümanlar böyle olsa diyor.
Ama, birçok İslam düşmanı kişiler, yüce Rabbimizin kullarına yaklaşımına rağmen, tek bir davranışından hareketle, üstelik hiçbir hakları yok iken, mükemmel bu insanı İslam Düşmanı, dinsiz ilan ettiler, görevli bazı kişiler bile yazamadığım kelimeler kullandılar.
Düşünceleri fikirlerini kendime o kadar yakın hissettim ki, çok duygulandım ve hakkındaki düşüncelerimi yazarak anmak istedim.
Kötü ifadeler kullanan bu kişilerin, yüce dinimize yaptıkları kötülüğü, haçlılar dahi yapmıyor, tüm insanlarımızı gençlerimizi dinimizden uzaklaştırmak görevi ifa ediyorlar.
Rahmetlinin vefat şekli, zamanı dahi önemliydi. Herkese nasip olur mu bilemem.
Ayakta iken vefat etme isteği her insanın hayalidir. Bu bile onun mükemmelliğinin şahidi derim.
Rahmetliyi, Yüce Rabbimiz CENNETİNDE, KONAKTA misafir eder inşallah.
Yakınlarına ve sevenlerine sabır dilerim.