ABDALMIYIM / APTALMIYIM
Kelime anlamlarına baktım.
Abdal : Türk tasavvufunun daha radikal formlarında karşılaşılan en üst manevi mertebenin bir adı olarak geçiyor, farklı tanımları da var elbette.
Aptal :Zekâsı pek gelişmemiş olan, alık, bön, budala, ahmak kimse. Olarak tanımlanmış.
Bir kişiye sen abdalmışsın deseniz, hemen hiddetlenir, karşılık vermeye kalkışır, Abdal ile aptalın anlam farklılığı olduğunu düşünmez.
Toplumun büyük bir bölümü kelimenin birisinin tanımladığı gibi, Yüce Rabbim, Kur’an’ı Kerim’de de Müslümanların çoğunluğunun mü’min olamayacağını belirtiyor zaten.
İnsanın vicdanı uyuya kalırsa o vicdan bir daha uyanmaz, uyuyan vicdana sahip bir insan ise yüce kitabımızda geçen o çoğunluk Müslüman tanımına girer.
Şimdi yazacaklarıma ne alaka demeyin, okuduktan sonra karar verin.
Size bizzat yaşadığım iki gerçek olayı aktarmak istiyorum.
Yaklaşık dört yıl önceydi, satın aldığım pantolonu almak üzere Konyaaltı ilçesinde bulunan büyük alışveriş merkezine gitmek üzere evden arabamla çıktım.
Aynı bölgede hala bulunmakta olan İl Sağlık Müdürlüğü binasının oradan, sola dönüş yasak levhası olmasına rağmen dönüş yaptım.
Polisler orada görev yapıyorlardı aslında görmüştüm ama hatalı döndüm, durmamı söylediler ben sağa yanaşırken diğer polis başka bir aracın şoförü ile fiziki kavgaya tutuştu, bunun üzerine beni durduran poliste ona koştu ve kavga iyice alevlendi.
Ben de onların işlerinin uzayacağını anlayınca aracımı orada park edip, yaya olarak alışveriş merkezine gittim emanetimi aldıktan sonra hemen aracımın yanına döndüm.
Baktım hiç kimse kalmamış.
Anlaşılan fiziki kavga olunca o kişiyi alarak karakola gitmişler.
Ben de eve döndüm.
Döndüm ama içime bir kurt düştü, sanki uyanıklık yaptım gibi hissettim, her zaman düşünürüm, uyanıklık daha büyük bir cezayla karşılaştırır.
Yine böyle düşündüm, bunu düzeltmeliydim.
Ertesi gün aynı yere gitmek için yola çıktım ve normal dönüşü yaparak aynı polislerin yanında durdum ve onların yanına gittim.
ARAMIZDA GEÇEN DİYALOGU AYNEN YAZIYORUM.
- Kolay gelsin memur bey.
- Buyrun beyefendi.
- Benim bir ricam var size.
- Buyrun.
Dün, siz burada görev yaparken yasak olan u dönüşü yaptım, siz beni durdurdunuz, ama o sıraca çıkan bir kavga uzayınca ben işimi halledip tekrar sizin yanınıza döndüm ama siz gitmiştiniz.
Bana dünkü cezayı kesebilirsiniz" dedim.
Polis bir şey söylemedenyarım dakikaya yakın yüzüme baktı, başını bir sağa bir sola çevirdi.
Ya senin işin yok mu beyefendi, bir yaşıma daha girdim, memuriyet hayatımda böyle bir şeyle karşılaşmadım.
Lütfen git dedi ve diğer arkadaşına seslendi.
Adama bak ya gelmiş bana dünkü cezayı yaz diyor.
Git arkadaşım, işine bak lütfen.
Demesi üzerine, ben de içim rahat bir şekilde oradan ayrıldım. Ben o polisin memuriyet hayatı boyunca garip bir anı olarak bunu anlatacağını zannediyorum.
İkincisi ise yine 7 yıl önceydi.
Kızım üniversiteyi bitirdi, formasyon aldı öğretmenlik yapacak o aralar henüz sınav da yok.
Ücretli öğretmenlik yapmak veya özel okulda öğretmenlik yapmak istiyordu bir iki yerle görüştük ihtiyaç olmadığını söylediler.
Sonra daha önceden görevim icabı tanıdığım bir okul müdürüne gitmek için telefonlar randevu alıp kızımla gittik.
Branşını sordu edebiyat olduğunu söyledi kızım.
Biraz önce üç kişi geldi hoca hanımla görüştüler, birine söz verdi ama kızımız görüşsün ben hallederim dedi.
Başımdan kaynar su dökülmüşçesine rahatsız oldum, kızım benim rengimin değiştiğini fark etmiş.
Hemen müdahale etti hocam biz şimdi gidelim sağ olun gerekirse sonra gelelim dedi teşekkür edip ayrıldık ve zaten bir daha da gitmedik.
Şimdi bunu neden yazdın diyenler olabilir.
Mesele orda işte.
Orada bir genç kıza söz verilmiş olması.
Onun iş bulduğu için sevinerek evine gidip annesine babasına müjde vermesi. Beynimde dönmeye başladı.
Okul sahibini tanımamız nedeniyle o kızın ekmeği ile oynamış olmayı vicdanım kabul etmedi.
Ona hayal kırıklığı yaşatamazdım.
Yaşatmadık zaten kızıma da teşekkür ettim. Zaten sonradan daha güzel iş buldu ve çalıştı.
Şimdi ne diyorsanız diyebilirsiniz.
ABDALLIKMI YAPTIM YOKSA APTALLIKMI
İstediğinizi düşünebilirsiniz, serbestsiniz.
