ABD Dışişleri Bakanı Rubio'nun alnına Haç çizerek yaptığı tehditkar açıklamalar, bir kez daha Batı'nın dini fanatizminin modern demokrasi maskesi altında nasıl yeşerdiğini gösteriyor. İsrail'in dinî taassubunu bahane ederek Filistin'de işlediği insanlık suçlarına sessiz kalan dünya, şimdi de ABD'li yetkililerin Orta Çağ zihniyetini hortlatan söylemleriyle yeni bir Haçlı Seferi'ne mi sürükleniyor?
Modern Dünya, OrtaÇağ Fanatizmine Boyun mu Eğiyor?
Dünyanın dört bir yanında demokrasi ve insan hakları savunuculuğuna soyunan Batı, konu kendi çıkarları olduğunda dini fanatizme nasıl sarıldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Rubio'nun yaptığı bu gösteri, yalnızca bir bireyin çıkışı değil, Batı'nın çifte standardının en bariz örneklerinden biri olarak tarihe geçecektir.
Bu noktada en büyük paradoks ise, dini fanatizmin Orta Çağ'da kaldığını düşünerek şekilsiz bir sekülerizm yüceltenlerin, ABD ve İsrail'in dini taassuba dayalı politikalara verdiği desteği görmezden gelmesidir. Eğer birileri hala dini fanatizmin sadece Doğu toplumlarına ait bir olgu olduğunu sanıyorsa, son dönemde İsrail ve ABD'li yetkililerin söylemlerine bir kez daha bakmalıdır.
Soytarılıkla Maskelenen Bir Tehdit
Rubio'nun söylemleri salt bir şov değil, bilinçli bir stratejinin parçasıdır. Kutsal sembollerle süslenmiş tehditler, tarihi Haçlı Seferleri'ni meşrulaştırmak için kullanılan söylemlerden farksızdır. Ne yazık ki, bu tür söylemler sadece kitleleri galeyana getirmekle kalmaz, aynı zamanda şiddet politikalarının da önünü açar.
Bu noktada çağın dönemecinde olan dünya şuna karar vermelidir: Gerçekten insan hakları ve barış temelli bir düzen mi istiyoruz, yoksa dini ve siyasi maskeler altında sürdürülen çatışma politikalarını meşrulaştıran bu liderlerin peşinden mi gideceğiz?
Rubio ve benzeri figürlerin sergilediği bu söylemler, sadece diplomatik bir gaf olarak değil, sistematik bir algı operasyonu olarak okunmalıdır. İnsanlık tarihinin kanlı sayfalarından ders almayanlar, yeni trajediler yaratmaya her zaman hazırdır. Oysa dünyanın ihtiyacı olan şey, daha fazla dini fanatizm değil; adalet, barış ve gerçek anlamda şeffaf diplomasidir.