Sağlık, her bireyin temel hakkı; doktorlar ise bu hakkımızı bizlere sunan en önemli meslek gruplarından biri. Ancak, yıllarca emek vererek doktor olan, hayatlarını insanlara yardım etmeye adayan hekimlerimiz hangi koşullarda çalışıyor, hiç düşündük mü?
Birinci basamak sağlık hizmeti veren merkezlerin birçoğu, uygun altyapıdan yoksun. Daracık odalarda, tek pencereli, bir masa, bir lavabo ve bir muayene yatağıyla sınırlı alanlarda, doktorlarımız her gün onlarca hastayla ilgilenmeye çalışıyor. Peki, onlara yardım edecek bir sekreter var mı? Genellikle hayır. Temizlikle ilgilenecek bir görevli var mı? Belirsiz. Güvenliği sağlayacak bir personel var mı? Yok.
Bu merkezlerde çalışan doktorlarımız, hastalarına en iyi hizmeti sunmak için güler yüzlülükle, fedakârlıkla çalışıyorlar. Ancak bu koşullar ne kadar süre devam edebilir? Kısıtlı imkânlar, bitmek bilmeyen hasta sıraları, eksik personel ve yetersiz altyapı nedeniyle doktorlar bir noktada bu merkezlerden ayrılmayı düşünmek zorunda kalıyor. Bu durum, hem halkın sağlık hizmetine erişimini zorlaştırıyor hem de sağlık çalışanlarının psikolojisini bozuyor.
Sağlık hizmeti sadece bir bina açıp içine doktor koymakla sunulmaz. O doktorun ihtiyaç duyduğu destek sistemleri, çalışma ortamının hijyenik ve güvenli olması, yeterli personelin bulunması ŞARTTIR. Aksi halde, sağlık hizmeti aksar, doktorlar tükenir ve nihayetinde vatandaş da mağdur olur.
Günümüz sağlık sistemi, doktorların motivasyonunu ve iş güvencesini koruyacak şekilde dizayn edilmelidir. Doktorların mesleklerine olan inançlarını kaybetmeleri, sağlık hizmetlerinde uzun vadede ciddi aksamalar yaratabilir. Bu fedakâr insanların mesleklerini icra ederken yaşadıkları zorlukları yalnızca anladığımızı söylemek yetmez; onlara destek olmalı, hak ettikleri çalışma şartlarını sağlamalıyız. Aksi halde, bu merkezlerde çalışan her doktorun bir gün sabrının tükenmesi kaçınılmazdır. Onların yerine gelecek yeni doktorları da aynı kötü koşullara mahkûm etmek, sağlık sistemimizin geleceğini tehlikeye atacaktır.
Ayrıca, hasta memnuniyeti açısından da bu koşulların iyileştirilmesi kaçınılmazdır. İnsanlar sağlık hizmeti almak için gittikleri yerlerde uzun bekleme süreleri, eksik hizmetler ve yetersiz imkânlarla karşılaştıklarında, yalnızca doktorlara değil tüm sağlık sistemine olan güvenlerini kaybederler. Bunu önlemek için, sağlık merkezlerimizde modern, donanımlı, doktorlarımızın ve hastaların ihtiyaçlarını gözeten bir sistem kurulmalıdır. Bu sadece doktorlar için değil, sağlık hizmeti alan herkes için bir gerekliliktir.
Bu merkezlerde canla başla çalışan doktorlarımıza minnettarız. Ancak sadece minnet duymak yetmez. Onların hak ettikleri şartlarda çalışabilmeleri için yetkililer harekete geçmeli, gerekli iyileştirmeler yapılmalı, sağlık çalışanlarına verilen değer sözde kalmamalı. Unutmayalım, bugün onların sabrına ve fedakârlığına sığınıyoruz, ya yarın?