Sayın Cumhurbaşkanım,
Biz bu milletin ferdi, evladı, sesi olarak, size en içten duygularımızla sesleniyoruz.
2025 yılında hâlâ sokaklarda başıboş köpeklerin çocukları parçalayabildiği, yaşlıları ölümüne korkuttuğu, şehirlerimizin karantina bölgelerine dönüştüğü bir Türkiye'de yaşıyoruz. Bu manzara, gelişmiş bir ülkeye, insan onuruna yaraşır bir topluma yakışmıyor. Bu manzara, "Türkiye Yüzyılı" vizyonuyla asla örtüşmüyor.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Milletin meselelerini en iyi bilen, hisseden, gören lider olarak defalarca çözüm iradesi ortaya koydunuz.
- Bakanlara emir verdiniz, dinlenmedi.
- Belediyelere talimat verdiniz, uygulamadılar.
- Kamuoyunun vicdanıyla aynı çizgide durdunuz, ama alt kademedekiler bu sesi duymazdan geldi.
Bu bir güvenlik meselesidir. Bu bir halk sağlığı meselesidir. Ama hepsinden öte, bu bir devlet ciddiyeti meselesidir.
Sokaklar can güvenliği olmayan alanlara dönüşürken, bazı kişi ve gruplar hala “duyarlılık” adı altında insan hayatını hiçe sayan propagandalarla kamu düzenine kast etmektedir. Yasaların açık, uygulamanın ise kararlı olması gereken bir yerde, müsamahakâr söylemlerle oyalanıyoruz.
Biz, millet olarak sizin yanınızdayız.
Biz, bu konudaki kararlılığınızı destekliyoruz.
Ve biz, sizden artık bu meselede “gereğinin yapılmasını” talep ediyoruz.
*Sayın Cumhurbaşkanım,
Kanunları tam ve net olarak çıkaracak, uygulamayı geciktirenleri cezalandıracak, milletin çocuklarını koruyacak adımlar için devletin demir yumruğunu görmek istiyoruz.*
Bu, sizin en büyük gücünüz olan milletin talebidir.
Bu, her gün diken üstünde yürüyen ailelerin feryadıdır.
Bu, artık bir beka meselesine dönüşen güvenlik zaafının çığlığıdır.
Siz bu çağrıyı duyarsınız, biliyoruz.
Ve bu çağrıyı hayata geçirecek yegâne irade sizde vardır, eminiz.
Allah milletimizi korusun.
Allah sizi de bu milletin duasıyla daima doğrularda sabit kılsın.
Saygılarımızla.