Giriş
Bu yazı, son dönemde Türk Devletleri Teşkilatı üyesi bazı ülkelerin Avrupa Birliği ile imzaladığı anlaşmalar çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni dışlayan beyanlarının ve Türkiye’yi “işgalci” gibi gösteren ifadelerin ardındaki acı gerçeği gözler önüne sermeyi amaçlıyor. On yıllardır Türk dünyasına abilik yapan Türkiye’nin, en kritik meselede yalnız bırakılması; liderlerin halktan ne kadar kopuk olduğunu, çıkarların kardeşliğin önüne geçtiğini ve Batı’nın bu birliği parçalamak için hangi oyunlara başvurduğunu ortaya koyuyor.
Bu yazının amacı, bir serzenişten öte, uyanışı tetiklemek… Türk–İslam dünyasında sahici birlik için neler yapılması gerektiğini hatırlatmak… Ve gerçeğin dostça ama sert bir dille ifade edilmesidir.
Çünkü artık susmak, ihaneti meşrulaştırmaktır.
Liderler Halktan Kopuk, Cesur Değil
Orta Asya’daki birçok Türk cumhuriyetinin liderleri, kendi halklarının millî şuuru ve Türkiye’ye olan sevgisinin fersah fersah gerisinde kalmıştır. Bu liderler, kendi koltuklarını koruma uğruna milletlerinin kaderiyle oynamakta, ulusal değil kişisel çıkarlar peşinde koşmaktadır.
Erdoğan, Dünyada Yalnız Kalan Son Samimi Lider
Recep Tayyip Erdoğan, hem Türk dünyası hem İslam dünyası adına hakikati en gür sesle söyleyen lider olarak bugün yalnız bırakılmıştır. Filistin, Karabağ, KKTC gibi kritik konularda net ve cesur duruşuyla öne çıkan Erdoğan, Batı’ya karşı dik duruşu nedeniyle hem dışarıda hem içeride kuşatılmaktadır.
TDT: Sembolün Ötesinde Gerçek Birlik Olmalıydı
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), sadece bir kültürel birlik değil; ekonomik, siyasi ve stratejik bir dayanışmanın adı olmalıydı. Ancak TDT üyelerinin AB ile imzaladığı ve KKTC’yi dışlayan belgeler, bu yapının ne kadar kırılgan olduğunu ve henüz derin bir stratejik akılla yönetilmediğini göstermiştir.
Sessiz Çıkarcılar Rahatsız: Çünkü Türkiye Liderliği Alıyor
Türkiye'nin bu birliğin doğal lideri olması, bazı ülkelerin içindeki çıkar odaklarını rahatsız etmektedir. Bu rahatsızlık, “eşit ortaklık” söylemiyle gizlenmekte ama gerçekte Türkiye’nin öncülüğüne duyulan kıskançlıkla şekillenmektedir.
Batı’nın Aracı: IMF, Dünya Bankası ve Fonlar
AB, IMF, Dünya Bankası gibi yapılar sadece finansal değil, aynı zamanda siyasi dizayn araçlarıdır. Bu kurumlar vasıtasıyla Türk devletlerine “para karşılığı boyun eğme” modeli sunulmakta; KKTC’yi tanıma gibi kararlardan vazgeçmeleri için baskı yapılmaktadır. Batı, Türk birliğinin filizini daha yeşermeden ezmeye çalışmaktadır.
Kardeşliğin Testi Kriz Anında Verilir
Dostluklar törenlerde değil, kriz anlarında belli olur. KKTC meselesinde Türkiye yalnız bırakılmıştır. Bu, dostluk söylemlerinin içi boş olduğunu, çıkarlar uğruna kardeşliğin feda edildiğini göstermektedir.
Stratejik Uyanış Zamanıdır
Bu olaylar, Türkiye için bir kırılma değil, bir uyanış vesilesidir. Gerçek dostun kim olduğunu görmek, birlik hayalinden vazgeçmek değil, onu daha sağlam temellere oturtmak için fırsattır.
Yeni Nesil Türk Birliği: Halklar Üzerinden İnşa Edilmeli
Liderler geçici, halklar kalıcıdır. Türkiye, Türk dünyasında gerçek birliği, sadece başkentler arası değil, gönüller arası bağlarla kurmalıdır. Ortak medya, ortak eğitim, ortak savunma vizyonları geliştirilmelidir.
Türk birliği, haritalarda değil, ruhlarda kurulur. Erdoğan yalnız olsa da, sesi hakikatin sesidir. Bugün yalnız görünen Türkiye, yarın tarihin doğru tarafında yer aldığı için örnek alınacaktır. Bu acı, geleceğin büyük doğum sancısıdır.
- "Birliğin harcı kanla karılır, sadakatle kurulur; çıkarla yoğrulan dostluk, ilk fırtınada dağılır."
- "Bir kişi kalsan da doğru yolda yürü.
- Çünkü bu yol, Türk’ün onur yoludur.
- Bu yol, ümmetin diriliş yoludur.
- Bu yol, önce yalnızlık, sonra zafer getiren bir yoldur."
- Bilinmeyen
- Bir Anadolu Aklı