Türkiye’nin siyasi atmosferi, son günlerde bir kez daha ısındı.
Ekrem İmamoğlu hakkında açılan soruşturma sonrası yayımlanan anketler, sadece oranları değil, toplumsal ruh halini de ortaya koydu.
CHP'nin oy ortalaması %33.5. AK Parti’nin %29.45.
Ama asıl mesele bu değil.
Mesele, kararsız seçmen oranının %30'lara dayanması.
Yani halk, ne mevcut iktidarı güvenli buluyor, ne muhalefeti yeterli görüyor.
Ve bu suskunluk aslında büyük bir çığlığa dönüşmek üzere...
Peki neden bu sessizlik? Neden kimseye tam güven yok?
1. Hayat Pahalılığı Artık Bir Felaket Boyutunda
- Marketlerde fiyatlar günlük değişiyor. Maaş zamları daha cebe girmeden eriyor.
- Hükümet, yüksek enflasyonu frenleyemediği gibi, “fırsatçı cezası” adı altında göstermelik müdahalelerle yetiniyor.
- Vatandaş “buna artık çözüm üretemeyen hükümet gitmeli” diyor. Ama bir yandan da “gelecek olan ne yapacak?” sorusuna cevap bulamıyor.
2. Emekliler Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor
- 2000 sonrası emekliler, asgari ücretin bile altında maaşla yaşamak zorunda.
- EYT düzenlemesi sonrası SGK sistemi zaten yük altında.
- Devletin "kaynak yok" gerekçesiyle yaptığı düzenlemeler, adaletsizliğe yol açtı.
- Emekli “ben ömrümü verdim, artık gözüm devletin değil, karnımın doyup doymadığında” diyor.
3. Adalet Duygusu Derinden Sarsılmış
- Denetimli serbestlik, torpil, af yasaları, eşit olmayan cezalar…
- Millet artık mahkemeye değil, Twitter’daki etkileşime güveniyor.
- “Adalet herkes için değil, belirli gruplar için işliyor” algısı çok güçlü.
- Bu da toplumda tamiri zor bir kırılma yaratıyor.
4. Dokunulmazlıklar, Halkın Vicdanını Kanatıyor
- Bir vekilin sokakta suç işlemesi bile, dokunulmazlık zırhına takılıyor.
- Bu kadar geniş bir koruma halkta ciddi öfke yaratıyor.
- Kimsenin kendi dokunulmazlığı için siyaset yapma lüksü yok.
5. Sokaklar Sorunlarla Dolu, Çözüm Yok
- Sokak köpekleriyle ilgili düzenleme yapılmıyor.
- “Hayvan lobisi” denilen belirsiz bir yapı, çocukların ve yaşlıların hayatını tehdit eden bu meselede bile siyaseti esir almış durumda.
- Toplumun beklentisi nettir: çözüm. Oysa siyaset hâlâ kutuplaşma peşinde.
6. Meclis Halktan Uzak, Halka Kapalı
- Hal yasası bekliyor, kira düzenlemesi bekliyor, vergi reformu bekliyor.
- Ama meclis başka şeylerle meşgul.
- Milletvekilleri halkın ne yediğini, ne düşündüğünü unuttu.
- Algı şu: “Vekiller kendi konforunda, halk kendi çukurunda.”
CHP neden yükselmiyor?
Çünkü millet, İmamoğlu soruşturmasını izlerken “mağdur” değil, “kuşkulu” bir siyasetçi görüyor.
Şeffaflıktan uzak açıklamalar, dosya detaylarının muğlaklığı, “soruşturmadan bir şey çıkmaz” havası, toplumun güvenini sarsıyor.
CHP, rüzgarı arkasına almış görünse de tek başına iktidar umudu hâlâ veremiyor.
Hikâyesi eksik. Umut değil, sadece reaksiyon üretiyor.
Bu millet reaksiyona değil, vizyona oy veriyor.
Ve Sonuç: Sessiz çoğunluk bekliyor
Bugün sandığa gitse %30’luk bir seçmen “kararsızım” diyor.
Ne AK Parti’ye dönüyor, ne CHP’ye yöneliyor.
Bu kitle diyor ki:
- “Bize slogan değil çözüm,
- Atışma değil icraat,
- Ajitasyon değil güven lazım.”
Bu millet hikâye ister. Hayal ister. Adalet ister.
Kim bu dili yakalarsa, ipi göğüsler.
Kim halkın dilini yakalayamazsa, anket oranları ne olursa olsun kaybeder.