ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’nın yeraltı kaynaklarıyla ilgili açıklamaları, savaşın arkasındaki gerçek motivasyonları bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Yıllardır süregelen bu savaş, yalnızca askeri cephede kazanılmıyor. Asıl mücadele, yeraltı zenginlikleri ve ekonomik çıkarlar üzerinden yürütülüyor.
Ukrayna, lityum, nikel, kobalt ve nadir toprak elementleri gibi stratejik öneme sahip madenleri barındırıyor. Bunlar, günümüz dünyasında savunma sanayinden teknolojiye kadar birçok sektörde kritik değer taşıyor. Rusya, Ukrayna’ya yönelik saldırısını jeopolitik hedeflerle gerekçelendirse de, bu hamlenin temelinde Batı’nın bu kaynaklara sahip olmasını engelleme çabası yatıyor. Ancak bu savaşın diğer tarafında da çıkar hesapları dönüyor. ABD ve Avrupa, Ukrayna’yı destekleyerek yalnızca askeri üstünlük sağlamaya çalışmıyor; aynı zamanda savaş sonrası kaynakların kontrolünü ele geçirmeyi hedefliyor.
Bugün Ukrayna’nın içinde bulunduğu durum oldukça net: Altyapısı çökmüş, sanayisi ağır darbe almış ve ekonomisi tamamen dış yardımlara bağımlı hale gelmiş bir ülke. Savaşın ardından devreye girecek olan yeniden inşa süreci, Batılı finans çevreleri için büyük bir kazanç kapısı olacak. Ukrayna’ya sağlanan krediler, aslında geri ödenmesi neredeyse imkânsız borçlar anlamına geliyor. Karşılığında ise ülkenin zengin doğal kaynakları ipotek altına alınıyor.
Bu tabloda kazananlar belli: Silah şirketleri, uluslararası finans çevreleri ve savaşın sonunda yeniden inşa projelerini üstlenecek Batılı şirketler. Bir taşla üç kuş vuruluyor. Ukrayna’nın kaynakları küresel güçler arasında paylaşılıyor, savaş sonrası imar projeleri üzerinden büyük kârlar elde ediliyor ve aynı zamanda Rusya ekonomik ve askeri olarak yıpratılıyor.
Ukrayna halkı, sadece savaşın getirdiği yıkımla değil, aynı zamanda ekonomik bağımlılık ve kaynaklarının sömürülmesi gerçeğiyle de yüzleşmek zorunda kalacak. Küresel güçler için Ukrayna, yalnızca bir savaş alanı değil, aynı zamanda ekonomik bir pazar ve gelecekte yönetilecek bir maden sahasıdır. Bugün yaşananlar, bir savaşın ötesinde büyük bir ekonomik kuşatmanın adımlarıdır.