Bugün Türkiye'deki adaletin farklı gruplara nasıl uygulandığına dair kritik bir konuyu ele almak istiyorum: gizli bir kast sistemi. Resmi olarak var olmayan bu sistem, uygulamalarda bariz bir şekilde karşımıza çıkıyor. Siyasi figürler, özellikle de belediye başkanları, sıradan vatandaşlardan çok daha farklı bir yargılama sürecine tabi tutuluyor. Bu durum, toplumdaki adalet duygusunu derinden sarsıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu örneğiyle başlayalım. Bugün hakkında verilen zorla getirilme kararı, henüz avukatları müdahale etmeden iptal edildi. Bu, sıradan bir vatandaş için asla mümkün olmayacak bir şey. Normal bir vatandaş mahkemeye gitmezse, zorla getirilir ve hızla cezalandırılır. Ancak siyasi figürler ve belediye başkanları için işler çok daha farklı işliyor. Yolsuzluk, usulsüz ihaleler, kamu kaynaklarının kötüye kullanımı gibi ciddi iddialara rağmen, bu kişiler çoğu zaman yargı önüne çıkarılmıyor ya da cezalandırılmıyor.
Özellikle belediye başkanları, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nu ihlal etmelerine rağmen henüz kimse hakkında dava açılmadığını görüyoruz. Sokak köpeklerine yönelik yasaları uygulamayan belediyeler, kanunen yükümlülüklerini yerine getirmediklerinde dahi hesap vermekten kaçabiliyor. Bu kanunların uygulanmaması, sorumsuzluklarını ortaya koysa da, yargı sürecine taşınmıyor. Halbuki, kanunlar vatandaşların hem hayvan haklarını hem de genel kamu düzenini korumak adına herkes için eşit uygulanmalıdır.
Ancak Türkiye’de belediye başkanlarına dair bu suçlar ne yazık ki çoğu zaman görmezden geliniyor. Terörle ilişkili suçlar dışında, belediye başkanları için ciddi bir cezai yaptırım söz konusu olmuyor. Bu da adaletin yalnızca gücü olmayanlar üzerinde tam anlamıyla işlediği izlenimini pekiştiriyor.
Toplumun büyük bir kesimi adaletin güçlüler için esnek, zayıflar için ise sert uygulandığına inanıyor. Adaletin bu şekilde çifte standartla işlediği bir ülkede toplumsal huzur sağlanamaz. Adalet, siyasi figürler için de, belediye başkanları için de, sıradan vatandaşlar için de aynı şekilde uygulanmalıdır. Eşit adalet, demokrasinin en temel taşıdır.
Bu adaletsiz düzeni ortadan kaldırmak için, hukukun herkes için eşit şekilde işlemesi gerekiyor. Unutmayalım ki, hukukun olmadığı yerde zulüm vardır. Adaletin herkese eşit bir şekilde uygulanmadığı her toplumda, derin adaletsizlikler filizlenir.