Bugün sizlerle İran’ın ABD’ye karşı sergilediği, aslında ne kadar sığ bir tiyatro olduğunu gösteren bir durumu konuşmak istiyorum. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 7 Kasım 2023'te yaptığı açıklamada, İran'ın bir İHA’yı düşürmesinin ardından yaşanan olaylar, İran'ın gerçek yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Trump, açıklamasında İran'ın ABD’ye bir saldırı düzenleyeceğini ama bu saldırının ABD’ye zarar vermeyeceğini önceden bildirdiğini ifade etti. İran, ABD’ye 18 füze fırlatacağını söylemiş, ancak bu füzelerin üsse ulaşmayacağını garanti etmişti. Nitekim 18 füzenin 5'i havada imha olmuş, geri kalanları ise üssün çevresine düşmüştü. Trump’ın sözleri, İran’ın sadece görüntüde bir direniş sergilediğini, aslında Müslüman olmayan bir ülkeye karşı ciddi bir savaş vermek niyetinde olmadığını net bir şekilde gösteriyor.
Son dönemde ise İran yetkililerinden gelen açıklamalar ve eylemler bu tiyatronun boyutunu daha da netleştiriyor. 3 Ağustos'tan bu yana, İran yetkilileri "Önümüzdeki saatlerde dünya çok önemli gelişmelere sahne olacak" şeklinde iddialı açıklamalar yaparken, uzun yıllardır 'İsrail'i haritadan sileriz' tehditlerinde bulunan İran, 14 gündür ülkede yapılan suikaste karşılık vermemesi ve ABD'nin güvenlik önlemleri almasını sadece seyretmesi, bu ülkenin niyetleri konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor. Tüm kuvvetlerini yerleştirip beklemesi mi gerekiyor? Yoksa yine bir tiyatro sahnesi mi izliyoruz?
Dostlar, bu olaylar bize şunu anlatıyor: İran, sadece savaşır gibi yapıyor. Aslında, İslam düşmanlarıyla gerçek anlamda savaşmak gibi bir niyetleri yok. Kendi çıkarlarını korumak için Müslümanlar üzerinden tiyatro oynuyorlar. Gerçek bir mücadele yerine, sadece görüntüde bir direniş sergileyerek, Müslümanları kandırmaya çalışıyorlar.
Bu noktada uyanık olmamız gerekiyor. Müslüman kardeşlerimize zarar veren, onlara zulmeden, ama bir yandan da Müslümanların desteğini kazanmaya çalışan bu tür ikiyüzlü politikalar karşısında dikkatli olmalıyız. İran gibi ülkelerin sözde direnişlerine kanmamalı, gerçek İslam düşmanlarıyla olan ilişkilerini sorgulamalıyız.
Unutmayalım ki İslam’ın ilkelerine sadık kalmak, gerçek düşmanlarımızı tanımak ve onlara karşı uyanık olmak her Müslümanın görevidir. Bu tür sahte tiyatrolara kapılmamalı, İslam ümmetinin birliğini ve gücünü korumak için bilinçli hareket etmeliyiz.