"Domuz yeninden post, gavurdan dost olmaz." Suriye’de yıllardır Türkiye düşmanı 100 bin kişilik bir orduyu destekleyen ABD ve buna sessiz kalan Rusya, kapalı kapılar ardında Suriye’yi bölüşerek aynı hedefe hizmet ediyorlar: İsrail’in güvenliği ve geleceği adına "vaad edilmiş topraklara" kavuşması. Bugün dünya sahnesinde sözde "kötü adam" ilan edilerek ambargo altına alınan Rusya’nın, aslında ABD ve AB ile örtülü bir şekilde aynı amacı taşıdığı ortada.
Ukrayna’da başlatılan suni savaş, devasa bakım maliyetleri yükselen, eskiyen silahları eritmek ve savaş sanayisini beslemek için ortaya atılmış bir oyun. Suriye’de ise durum farklı değil. ABD ve Rusya görünürde birbirine karşı gibi dursa da, Türkiye’nin olası terör operasyonlarına karşı aynı telden çalıyorlar.
Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Lavrentyev’in sözlerine dikkat edin:
- Türkiye’nin Suriye’de yeni bir askeri harekat gerçekleştirmesi kabul edilemez.
- Biz bunu kabul etmiyoruz.
- Harekatın Suriye’de olumsuz sonuçları olabilir.
Ne hikmetse, İsrail Suriye'yi aylardır bombalarken ne ABD’den ne Rusya’dan, ne de AB’den tek bir ses çıkmıyor. Hedef belli: Türkiye.
Biz ise içeride başka dertlerle uğraşıyoruz. Belediyelerin çoğu, kamu kaynaklarını konser, kültür ve sanata ayırmakla meşgul; halk geçim derdinde, bazı kesimler lüks peşinde. Halkı kazıklama derdinde olan esnaf, yılbaşında yapılacak asgari ücret ve emekli zammını alabilmek için bugünden mallarına zam yapmaya başladı. Terör örgütlerinin propagandasına kanan bazı kardeşlerimiz, Türkiye’yi bölerek özgürlüğe kavuşacaklarını sanıyor. Ama bu ülke savaşa girerse, kazandığınız parayı harcayacak bir yer ve yaşayacak özgür bir ülke bulamayabilirsiniz.
Uyanın dostlar! Silkinin ve kendinize gelin artık. Tüm bu tehditler, bu ülke için varoluş mücadelesi demek. Türkiye, içeride ve dışarıda kendine yönelen bu tehditlerin farkında olarak güçlü durmalıdır