Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik son günlerdeki açıklamaları, aslında uzun zamandır perde arkasında yürüttükleri ikiyüzlü politikaların açığa çıkmasından ibaret. Dün stratejik ortaklık, iş birliği ve demokrasi vurgusu yapanlar, bugün umutsuzluk içinde gerçek yüzlerini göstermeye başladılar. Almanya’da başlayan panik havası, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinde de hızla yayılıyor.
Türkiye’de siyasi dengeleri etkilemek, iç dinamiklere müdahale etmek ve kendi çıkarlarına uygun bir dönüşüm yaratmak isteyenler, bugüne kadar belirli isimler üzerinden umut beslediler. Ancak beklentilerinin karşılanmayacağını anladıklarında, alışılmış baskı yöntemlerine sarıldılar. Avrupa, Türkiye’nin üzerinde hukuki ve siyasi baskı kurarak geri adım attırabileceğini zannetti. Oysa artık eski Türkiye yok.
Son yıllarda sıkça dile getirilen, “Neden hukuki adımlar atılmıyor? Neden sessiz kalınıyor?” sorularına bugün çok daha net bir cevap var: Böyle büyük meselelerde hukuk, duygusal tepkilerle değil, kesin ve tartışmasız delillerle ilerler. Toplumsal zemini güçlü, hukuki süreci eksiksiz yürütülmüş davalar, uzun vadede en sağlam adımlardır.
Ancak ortada tüm belgeler, görüntüler ve hatta açık itiraflar olmasına rağmen, hâlâ gerçeği görmek istemeyen, manipüle edilmeye hazır bir kesim var. Avrupa’nın şu an yaptığı da tam olarak bu kitleyi harekete geçirmek, toplumsal bir huzursuzluk yaratmak ve süreci baltalamak için son bir hamle yapmak. Ama tekrar vurgulamak gerekirse, Türkiye eski Türkiye değil.
Avrupa’nın hâlâ aynı taktiklerle sonuç alabileceğini düşünmesi, Türkiye’yi ve değişen dünya dengelerini doğru okuyamadıklarının açık bir kanıtıdır. Çifte standartlarla, siyasi manipülasyonlarla ve hukuk tanımaz tavırlarla yürütülen bu stratejiler, artık etkisini yitirmiştir. Türkiye, kendi hukuk sistemi içinde, sağlam adımlarla yoluna devam edecek ve dışarıdan gelen bu müdahale girişimlerine karşı dirayetini sürdürecektir.
Artık eski ezberler işlemiyor. Maskeler düştü, gerçekler ortaya çıkıyor. Avrupa, Türkiye’ye eski alışkanlıklarla yön vermeye çalıştıkça, kendi itibarını zedelemekten başka bir şey yapmıyor.