Modern çağın dayattığı yaşam koşulları, bizi aile değerlerimizden ve geleneksel yapıdan uzaklaştırıyor. Çalışan kadın sayısındaki artışla birlikte çocuklarımızın sayısı azalıyor; olanlar ise anne sevgisinden, baba terbiyesinden ve o sıcacık yuvaların güvenli atmosferinden mahrum büyüyor. Bir nesli böylece kaybettik…
Kapitalist düzen, anneleri yuvalarından ve çocuklarından koparıyor. Kreşler çocuklarımızı; huzur (!) evleri büyüklerimizi devralıyor. Ancak hiçbir kreş bir annenin şefkatini, hiçbir huzurevi bir evladın sevgisini veremez. Çocuklarımızı televizyonlara, bakıcılara ve kreşlere emanet ettik; sonuç, bunalımların ve güvensizliğin esiri olmuş bir toplum.
Bu gidişi tersine çevirmek bizim elimizde!
- Ev hanımlığını teşvik edecek politikalar artırılmalıdır. Çocukların annelerinin sevgisiyle büyümesini sağlamak için ev hanımlarına yönelik maddi destekler ve sosyal haklar genişletilmelidir.
- Ev hanımlığı yeniden değerli hale getirilmelidir. Annelerin sadece evde çocuklarına bakması değil, aynı zamanda geleceğin mimarları olarak gördüğümüz nesilleri yetiştirmesi teşvik edilmelidir.
- Anne ve baba rollerini güçlendiren sosyal programlar hayata geçirilmelidir. Çocuk eğitimi ve aile bilinci konusunda ailelere rehberlik edecek projeler desteklenmelidir.
- Çocuklarımızı kreşlere değil, sevgilerle dolu yuvalara teslim etmeliyiz. Çocukların anneleriyle vakit geçirebileceği ortamlar sağlanmalıdır.
Unutmayalım, milletimizin temeli ailede atılır. Sevgiyle büyütülen bir çocuk, sağlıklı bir nesil; güçlü bir aile ise güçlü bir toplumu beraberinde getirir. Ev hanımları, toplumun en önemli görevlerinden birini üstlenmektedir ve bu görev desteklenmelidir.
Selam ve dua ile…