1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun tanımladığı özellikle, yüzbinlerce insanın mağduriyet yaşadığı, hatta bir ömür boyu süren mağduriyetin mirasçılara devrolarak devam ettiği,dolandırıcılık, haklara çökme, yolsuzluğa alet edilme vs. olumsuzlukları bünyesinde barındıran, konut yapı kooperatifleri adıyla, ucube bir yapıya bürünmüş yöntemin sona erdirilmesi için alınacak önlemden bahsetmek istiyorum.
Kooperatif nedir;
Ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.
Görüldüğü üzere konut yapı kooperatifleri,dar gelirli vatandaşların kafasını sokabileceği bir evinin olması için bir araya gelip bir umut ile yürüttükleri tamamen sosyal amaçlı, ticari amaç taşımayan bir organizasyon.
Ne yazık ki ülkemizde bu kurumsal yapı istisnalar hariç çoğunlukla, hiçbir zaman sağlıklı işlememiş, üyelerini sömüren uyanık yöneticilerin ele geçirip, vergisiz ticaretin yapıldığı avlanma alanlarına dönüşmüştür.
Bunun ana sebebi ülkemizde enflasyonun çok yüksek olması, dar gelirli üyelerin gelirlerinin enflasyon baskısıyla ezilerek, tefeciye kapılmışçasına akıntıya sürüklenen kütük konumuna getirmesi, dönüşü olmayan yolda kalması.
Memur emeklisi olmama rağmen kısmen yapmış olduğum bazı görevler sırasında son iki yılda tam 27 Konut Yapı Kooperatifi ile ilgili incelemeler yaptım.
Tek bir tanesi sağlam çıkmaz mı?
Müthiş yanlışlıklar.
Ödeme güçlüğü çeken ortakların hisselerine çökmeler.
20-30 yıllık süre boyunca kooperatifin arsalarının değerlenmesiyle oluşan mal varlığının değerlenmesiyle ve bu değer artışını, eş dost akraba üyelere paylaştırma amacıyla 20-30 yıl sonrasında yeni üye edinmek amaçlı yönetim kurullarının yetki alarak, değer artışlarını yöneticilerin kendi yakınlarına aktarması.
Ayrıca usulsüz harcama niteliğinde kooperatif gelirlerinin iç edilmesi vs.
Daha birçok usulsüz işlemle karşılaşılıyor.
Düşünsenize kooperatifler 25-30 yıldır halen devam ediyor, üyeleri tefeciye kapılanlar misali ayrılamıyorlar.
Çünkü, yıllarca ödeme yapmışlar ödedikleri para yüksek enflasyon nedeniyle pula dönmüş, çıkmak istediğinde üç beş kuruşa dönmüş aidatlarını alabiliyorlar.
Yöneticiler kartal gibi bunu bekliyor, birisi çıksın hemen üyeliğini devralalım eş dosta verelim diye.
25-30 yıldır edinilmiş arsaların bedeli şimdi oldukça yüksek ama yöneticiler her genel kurulda yeni bir hedef belirliyorlar.
Mesela arsayı taşerona vermek için yönetim kuruluna yetki verilmesini istiyorlar.
Bu enflasyonist ortamda kooperatif üyelerinin inşaat yapması mümkün mü?
Asla değil.
Arsa edinmiş 25-30 Yıllık kooperatife yeni üye almak için yönetim kuruluna yetki isteniyor. Mevcut üyelerin 30 yılda oluşmuş haklarını, eş dosttan oluşan yeni üyeler almak suretiyle kooperatifin servetini yakınlara aktarma hesabı yapıyorlar.
Bunları yasaların özüne aykırı olmasına rağmen yine beceriyorlar maalesef.
Üyeleri genelde gariban insanlar ve bu yetki cümlelerinden ne anlaşılır bilmiyorlar.
Bir 30 yıl daha sömürmenin gerekçesini planlıyorlar.
Bir başka uyanık kesim daha var, yapı kooperatifi müessesesini kullanarak milyonlarca lira havadan kazanan.
Satın aldıkları arsaları kooperatif kurarak kooperatife yüksek bedelle aktarıyorlar ve kooperatife de belli sayıda üye kaydetmek suretiyle Vergi Mükellefi Müteahhit olmaları gerekmesine rağmen kooperatif maskesi ile gizleyerekonlarca-yüzlerce villa yapıp satarak vergi ödemeden işten sıyrılıyorlar, üstelik milyonlarca lirayı ceplerine atarak.
Peki kim ilgilenmeli bunlarla;
Suçu direkt bir kişiye veya bir guruba yükleyemeyiz.
Her ilde konuyla doğrudan ilgili yöneticiler var, emrinde çalışanlar var.
Ülkede bu alanda fikir üretmesi ve ilgili bakanlığa iletmesi gereken müfettişler var.
En az 7.500 kişi, hepsi cıva gibi, üst yöneticilerine hangi olumsuz sistem için ne gibi tedbir alınması gerektiğini, görüş veya çözüm öneri raporları yazıyorlar mı acaba.
Görüldüğü üzere tabanda oluşmayan hassasiyet galiba en tepeye yansımıyor.
Ülke kimin, hepimizin değil mi?
İlgili kişiler yetkilerini devlet için kullansalar kim ne der.
Açıkça söylemeliyim bu sorunun tek çözümü var, zaten bu sosyal amaçlar için ülkemizdeTOKİ kurulmuş ve büyük ölçüde olumsuzlukların önüne geçmiş.
Bu kurum daha işlevli hale getirilebilir.
1163 Sayılı Kanun kapsamındaki kooperatif sistemiyle konut yapma yönteminin tamamen ortadan kaldırılması için meclisin, millet vekillerinin gündem oluşturması gerekmektedir.
Yasal düzenlemede, mevcut kooperatiflerin yapılarının 3-5 yıl gibi bir sürede tasfiyesini de içeren ve yeni konut yapı kooperatifi kurma işlemlerinin yasal düzenlemesinden çıkarılması gerekmektedir.
Bu, özellikle çok can yakan, garip vatandaşların soyulmasına sebep olan bir müesseseyi ortadan kaldırmış olacaktır.
Bu çözüm yöntemi ayrıca;
Faizsiz finans yöntemi ile konut edinme yöntemine getirilen çözüm benzeri bir yaklaşımla da çözülebilir.
Olan gariban insanlara oluyor, vebali de var unutmayın.