Antalyaspor A.Ş Başkanı Sinan Boztepe ile geçtiğimiz Salı günü, Atilla Vehbi Konuk Tesislerinde gerçekleşen basın toplantısında bende vardım.
“Bende” vurgulamamı yapmamın yegane nedeni inanının meslek hayatımın 3/2’lik kısmını spor gazeteciliğine, dolayısıyla Antalyaspor’a vermemden.,
Ve çok uzun süredir bu tür toplantılara iştirak etmeyen birisi olup, Kırmızı-Beyazlı kulübümüzün basın çalışanı meslektaşım Murat Özgen’in davetine icabet etme isteğimdendir.
İyi ki de gitmişim.
Ve bunu da orada herkesin içerisinde açık açık da beyan ettim. Nedenini de yazımın sonunda söyleyeceğim.
Basın toplantısı diye geldik-ki sohbet toplantısı olduğunu öğrenince çok daha mutlu olduk. Zira sporda resmiyetten çok samimiyet daha önemli bir unsur.
Bu sohbet toplantısına tabi ki Antalyaspor A.Ş Başkanı Sinan Boztepe’nin yanı sıra, Kırmızı-Beyazlı ekibin Asbaşkanı Cesur Akar ve çok sayıda gazeteci katıldı.
Başkan Boztepe sözlerine, “Bu buluşmaları sizinle sık sık yapıyoruz. Çünkü net bir yönetim anlayışımız var. Bugüne kadar istediği zaman bizi arayan hiçbir gazetecinin bize ulaşamaması söz konusu olmadı. Tüm sorulara içtenlikle yanıt veriyoruz. Bundan sonra da böyle olacak” diye başladı.
Ve o samimi sohbet ortamı resmen başlamış oldu.
Başlarda herkesin ne soracağını merak ettim.
Bu merakım ve başkanın ne cevap vereceği kısmına taşınınca daha da arttı.
Misal, gazetecilerin kulübün ekonomik sorunları ve güncel durumları hakkında sorduğu sorulara o kadar net ve kesin rakamlarla cevap verdi ki Sinan başkan, neden yalan söyleyeyim ben ilk kez böyle bir başkanla karşılaşıyor gibiydim.
Bir başka misal Öztürk ailesinin Antalyaspor’dan alacağı soruldu. Başkan Boztepe: “Öztürk ailesinin alacaklı görüldüğü meblağ hala 63 milyon avro, olduğu yerde duruyor. Daha önce reklam, sponsorluk anlaşmalarıyla mahsuplaşılanların veya faizlerin haricindeki rakam. Ben göreve geldiğimde Antalyaspor’u 23-24 milyon avro borçla devraldık. Geçtiğimiz sezondan bu zamana kadar olan borçlarla yaklaşık 35 milyon avroyu bulur. Öztürk ailesine borçla bugünkü borcu toplarsak 100 milyon avro yapar. 100 milyon avro da bugünkü kurla 3 milyar 800 milyon TL’ye denk gelir."
Göreve gelmesinin ardından bir buçuk yıllık süreyi tamamladığını belirten Sinan Boztepe, istifa etmeyi düşünmediğini belirterek konuya şöyle açıklık getirdi: “Sezon sonu bırakma ihtimalim yok, bir buçuk yıllık süreyi tamamladık. Biz bir yola çıktık, 17 aydır da gece gündüz bunun ceremesini çekiyoruz. Bir istikrar lazım. Yani öyle 3 ay, 6 ay, 9 aylarla Antalyaspor bir yerlere gelmez, getiremezsiniz de, kimse de getiremez. Bir şeye başlıyorsun, hop yönetim değişti. Burada istikrar lazım. Bizim üst dönemimizi tamamlamamız lazım. Sefa sürmesek bile en azından önümüzdeki lig güzel bir takım kurup, istediğimiz hayallere ulaşıp, istediğimiz transferleri yapıp, işimizi layıkıyla yaptık deyip, bu işi yapmak isteyen, sürdürmek isteyen kimler varsa devredip devam edeceğiz."
Toplantı sohbetti ve her ne kadar biz gazetecilere, “Bazı şeyler burada kalmak şartıyla” dense ve bir çoğumuzda bu asla gerçekleşmiyor olsa da, toplantının en önemli ana maddeleri bunlardı.
Ben söz aldığımda öncelikle Başkan Sinan Boztepe’ye teşekkür ettim. Zira başkanın, “Yanımızda oturup yüzümüze gülenlerin arkamızı döndüğümüzde hakkımızda dedikodu yaptıklarını gördüm bu beni çok üzdü. Öyleleriyle ben yol yürümem” sözleri hakikaten çok manidardı-ki dik duruşu beni çok memnun etmişti.
Nitekim, “İyi ki bu toplantıya gelmişim. İyi ki sizinle ilk kez de olsa tanışmışım. Ben sizi böyle bir kişi olarak tahmin etmiyordum ama gözlerimle görüp söylediklerinizi kulaklarımla duyduktan sonra size önce gazeteci, ardından da bir hisseli de olsa Antalyaspor A.Ş ortağı olarak teşekkür ediyorum” demekten de geri durmadım.
Tabi ki Adnan Gülek konusunu sordum.
“Abi Adnan Gülek Antalyaspor’un efsanelerinden birisi. Ve ben Antalyaspor A.Ş Başkanı olarak onun bu camiada hep efsane kalmasını istiyorum ama kendisiyle artık çalışmayı düşünmüyorum” dedi.
Dedi ki ben yıllarını bu mesleğe veren birisi olarak başkanın ne demek istediğini o kadar çok net anlamıştım ki, ağzımı bile açmadım.
