Hani biz gazeteciler herkese adalet dağıtıcılığından bahseder.,
“Terazi kesinlikle ortadan tutulmak zorundadır. Yoksa karşısında bizi, yani gazeteciliğimizi bulur” diye de ekleriz ya.,
Biri demiş ki, “Berlin’de şimdi fuar zamanı.”
Ve eklemiş.
“Siz deyin 10, ben diyeyim 20 kez gitmişliğim vardır.”
Seni okuyan varsa zaten oralara gittiğini biliyorlardır.
Haksız mıyım?
İstersen 150 kez git.
Kime ne?
Şimdi niye gidemedin?
Ya da neden gitmedin ki?
Aslında söyleyenin, yani kalemini kullananın adını vermekten çekinmem. Zira bugüne kadar gocunacak hiç ama hiçbir şeyim olmadı
2025 Berlin Turizm fuarı dün sona erdi. Söz konusu muhtereme fena halde batmış olacak ki, o da isim vermeyip tarif ettiği özellikle meslektaşlarımızı hedef aldığı yazısında ben vıcık cıcık kıskançlık gördüm.
Biraz da fesatlık var gibiydi ama emin olamadım!.
Her neyse yazısından birkaç kesit verecek olursam.,
Misal, “Bu yıl Antalya’dan gidenler başta olmak üzere turizmciler, pasaport kontrolünde zorluklar yaşamış” vurgulaması sizce ne anlama geliyor?
“Sen o kafilede olsaydın sanki Alman makamlarına ağırlığını mı koyup işi kolaylaştıracaktın” demezler mi adama?
Ya da, “Bu zorluklar mı seni keyiflendirdi?”
Ben o yazında isterdim ki, “Berlin Turizm Fuarına ilk gidişim şu turizm firması yetkilisinin davetiyle gitmiştim. İkinci fuar gezintimi falanca Turizm şirketin himayelerinde gerçekleştirdim” diye bilmeni!.
Üçüncü, dördüncü derken 20’ye kadar gelir adamlara geçmişin onurunu yaşatırdım.
Yani yeri ve zamanında yapmaktan utandığım teşekkürü en azından gecikmeli de olsa ederdim yahu.
Ama bu maalesef yürek işi.
Herkeste bulunacak bir şey değil de kasap, kuzu yüreğini 350, dana yüreğini ise 180 TL den satıyor. Ara sıra al ye ki hiç olmazsa yürek yemiştir desinler.
Öncelikle Berlin Turizm Fuarına giden birkaç meslektaşımın oraya nasıl gittiklerini bilenlerden birisiyim
Ama inanın zerre ilgilenmiyorum.
Kesinlikle kıskanç ya da fesat olmadığımdan olabilir mi?
Dolayısıyla gazeteci dostlarımın geçmiş yılların tersine, herhangi bir belediye veya bir kurumun kanatlarıyla orada olmadıklarını da biliyor, otel masraflarını bile kendilerinin karşıladıklarını öğrenmiş bulunuyorum.
Meslektaşlarımı yazarken ne onların benim bu yazdıklarıma ihtiyaçları olduğu, ne de avukat gerekesimi duyduklarından falan değil emin olun.
Bir başkasının o meslektaşlarımı da kendisi gibi görmesinedir benim tepkim.
Fena kıskanmışsın ve kardeş.
Kıskançlığını köşesinde yazmanın adı ne zamandan beri köşe yazarlığı oldu?
Eminim o kıskançlığın da günün her doğuşuyla giderek artmış ki yazında açıkça görülebiliyor o niyet.
Şair demiş ki:
Birisiyle ilişkiniz, dostluğunuz arkadaşlığınız bitince, onun bütün sırlarını toplayın ve kalbinizde bir yere gizleyip unutun!
Çünkü gerçek ahlak, ilişki bitince belli olur.
Yürek iziniz kalsın ardınızda, ayak iziniz değil...!!
Çirkinleşmeyin!
Çirkefleşmeyin!
Basitleşmeyin!
Dip not: Ben Gazeteciler Cemiyeti’nin 20 küsur yıldır kardeş şehir olan Nurumberg gezisine bile henüz dahil olmuş bir gazeteci değilim.