GENÇLERLE İLGİLİ: Ancak son yıllarda dikkatimi çeken dünya ve ülkemiz gençliğinin en büyük düşmanı olan bu uyuşturucu bağımlılığı problemi  ile ilgili bazı soruları sizinle paylaşmak isterim:

Anayasamızın Gençliğin korunması hakkında 58. Maddesinde : ''Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk,kumar benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.'' deniliyor. Peki 58.maddenin 1. paragraftaki gibi gençlerimizi müspet ilmin ışığında  Atatürk ilke ve inkilapları doğrultusunda yetiştiriyor muyuz? Yoksa tam tersine, bazı siyasi merkezlerin Atatürk'ten soğutma çalışmalarına seyirci mi kalıyoruz? Gençleri anayasanın bahsettiği kötülüklerden ve gençleri alkol düşkünlüğünden koruyabiliyor muyuz?


Devlet baba mücadele adı altında, hele bütçede açık oldukça alkol ve sigaraya devamlı  zam yapıyor  ve sigara bağımlılarından ve alkol içenler vasıtasıyla bütçenin bir kısım açığını kapatıyor. 2021 yılında devletin vergi geliri 1 trilyon 165 milyar liraydı. Bunun 205 milyar lirası ÖTV’dendi. Alkollü içkilerden alınan ÖTV 22 milyar TL, sigaradan alınan ise 67 milyar TL oldu. Buna göre 2021’de ÖTV gelirlerinin %11’i alkollü içkilerden, %34 ü ise  sigaradan elde edildi. Öte yandan alkollü içki ve sigaradan ayrıca yüzde 18 de  Katma Değer Vergisi (KDV) alınıyor. Muhafazakar yönetimlerde alkol ve kötü alışkanlıkla mücadele ediyoruz adı altında bütçe açığını da kapatmak için yapılan zamlar kendi seçmen tabanından da destek görüyor. 


Ama olayın bir de diğer boyutu var. Vatandaş devletin zamlarından kaçmak için, ucuz olan ev yapımı alkole  ve ucuz olan tütün sarmaya yöneliyor. Artık alkollü muhabbetlerde yemek tarifi gibi, ev yapımı rakı ve viski tarifleri bolca konuşuluyor. Yapma içkiler ucuza mal edildiği için bu sefer üretimi çok oluyor ve masadan kalkana kadar içilen kadehler çok oluyor. Zamanla içilen maddeye karşı tolerans artıyor ve bu da daha çok tüketime sebep oluyor. Bu yapma içkilerin  vücuttaki karaciğer ve diğer organlara yaptığı tahribatlar, ileride sağlık ordumuzu  epey uğraştıracağını şimdiden tahmin edebiliriz. 


Şiddetli bağımlılık yapan alkol özendirici olmaması için siyah poşetlerde satılıyor. Ama alkol içmeyi özendirici videolar: Şarkılar, türküler eşliğinde arkada güzel deniz manzarasıyla içki masaları, hatta o içkinin markasını göstere göstere serbestçe izleniyor. Alkol satışının gece 22 den sonra yasaklanması bir şey değiştirmiyor. Bu yasakla özel kurye ile evlere alkol servisleri bollaştı. Ayrıca içkiye yapılan zamlar gençleri piyasada bol ve ucuz olan sentetik uyuşturucu haplara daha çok yöneltmesi de görünen bir konu. Ev yapımı alkolde maalesef  etil alkole metil alkol karışması ile hastalanmalar, kör olmalar hatta ölümlerle de karşılaşıyoruz.  Yine sağlığımız için tehlikeli olan sigarayı özendirmesin diye paketlerin üzerine yazılan yazılar olumlu. Sigara ve alkolün görüntüsü ve reklamları yasak. Ama sigaranın ana maddesi ve nikotinle beraber katran ve yüzlerce zararlı maddeyi içinde barındıran, birçok hastalığa, akciğer kanserlerinin çoğuna ve ölümlere sebep olan tütünün satış ve reklamı yasak değil. Koca koca levhalarda, renkli ışıklarla 'tütün' hatta İngilizcesi 'tobacco' yazılarını gece ve gündüz her mahallede uzaktan okuyabiliyoruz. Hatta tütünün değişik tad ve aromalarla tüketildiği nargile içilen yerlerin kocaman yazılarla reklamı da yasak değil. Artık şehrin her yerde 'tütün satılır' 'nargile içilir' yazılarına rastlamak olağan. Bunlar özendirici  değil mi?  Bu mekanlar ve levhalar hakkında belediyelerin sorumluluğu yok mudur?  Sanki zararlı olan tütünün kendisi değil de sigaranın markası? Tütün bağımlılığına karşı elektronik sigaraya yönelenler bilim adamlarının açıklamalarını iyi dinlemeliler. O da çok zararlı. 2021yılı Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu toplantısında''Aynı yıl toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla bağımlılık ile mücadele başlatılması ve bu kapsamda uyuşturucu, sigara ve nargile, alkol ve dijital bağımlılıkla mücadelenin takvimlendirilerek kampanyaya dönüştürülmesi” kararı alınmıştı. Bu konuda 2023 Temmuz ayında nargile içilen yerlerle ilgili bazı yasaklamalar getirildi. Sadece doğru kararların alınması yeterli değildir. Doğru alınan kararların doğru uygulanılması ve devamlılıkla başarıya ulaşılır. Ayrıca Sağlık Bakanlığı içenlere, ''çok zararlıdır ölürsünüz'' diyor. Maliye bakanlığı ise içenlere, madem içiyorsunuz ''daha çok vergi'' verin diyor.
Yine Anayasa 58.maddede kumar ve kötü alışkanlıklar derken kumarın küçük kardeşleri olan bahis ve şans oyunlarında ülkemizin durumu nedir? Legal oynanması için niye bu kadar çok çeşit sunuluyor. Vergi topladığı için olabilir mi? Legal bahis, şans oyunu ve illegal kumar arasındaki farkları aramızda bilen var mı? Bahis ve şans oyunları, kumara geçişi kolaylaştırır mı? Bilim adamlarından görüş alınması lazım.


Telefon numaralarımızı nerden buldularsa kumar oynatıcıları bunları oynamamız hakkında devamlı mesajlar gelip özendirici teklifler yapılıyor. Biliyorlar ki kumar da, kafein, alışveriş ve internet gibi 'davranış bağımlılığına' yol açabilir. Eskiden cebimizde para varken gizli yerlerde oynanabilen oyunlar şimdi kredi kartıyla hem de haftanın her günü 24 saat oynanabiliyor. 


Yani banka bize faiz karşılığı borç para veriyor ve biz o borç parayla kumar veya benzerlerine parayı kaptırıyoruz. Bazı kişilerin mesela öğrencilerin ve gelir düzeyi düşük olanların kredi kartlarına bu çeşit oyunlara için yasaklamalar getirilmeli. Her oynayan gibi kazanacağım diye ümitleniyorsunuz ama neticede esas kazanan bağımlılığımızdan veya zayıflığımızdan  faydalanan bu oyunları oynatanlardır. Devletin de bu kumar bulaşıklarından, ben vergimi alırım gerisine karışmam gibi bir bakışı da doğru değil. Bu konularda vatandaşın bilgilendirilip korunması lazım. Sonra oynayanların başına ekonomik, sağlık, meslek içi ve aile içi büyük sıkıntılar gelmeye başlıyor. Bu konuda basında çıkan polisiye haberlerin hiç tadı yok. Devletimizin porno sitelerine gösterdiği kısıtlama hassasiyetini bu gruplara da göstermesi uygun olmaz mı? Kanunen de kumar oynatan ve yer temin eden suçlu değil mi? Kanunen yasak olmayan alkole gösterdiğimiz tepkinin aynısını kumar ve kumar bulaşıklarına da göstermeliyiz?


Bu problemin bu  boyutuna bu açıdan bakışımı aklımın erdiği elimin yettiğince sizlerle paylaşmak istedim.