Bundan 2 ay kadar önce çok değer verdiğim bir büyüğümün, dostumun, arkadaşımın eleştirilerine mazhar oldum. Onur dedi, sen uzaktan zannetsen de,ben seni çok yakından izliyorum. İnsan bugüne kadar, bir kere de olsa kendini anlatmaz mı ? Bir kere olsun bugüne kadar yaptıklarını bir kenara yazmaz mı ? Bugüne kadar geçtiği yollara, ürettiklerine dönüp bir kere bakmaz mı ? Hep mi başka şeyleri yazacaksın, hep mi daha ileriyi düşüneceksin ? Bana söz ver, bir akşam oturup kendini yazacaksın.. Yazdıktan sonra da onları tekrar okuyacaksın... İnan bana eskisi gibi olmayacaksın demişti. Ben de bu yazımda kendisine olan sözümü tutuyor ve kendimi anlatmaya başlıyorum; Nereden başlasam bilemiyorum... Katıldığım kazılarla, 18 yaşında, henüz bir arkeoloji öğrencisi olarak hizmet etmeye başlamışım güzel ülkeme. 23 yaşında Arkeolog ünvanımı aldıktan sonra, Side Belediyesinde başlamışım mesleğime. Taşeron bir firmanın temizlik işçisi kadrosunda iş bulmuşum. Side'de Kültür ve Sanat Festivallerinde görev almışım. Maaşımı taşeron şirketten almak kaydıyla, Side Müzesinde Sir Arthur Dietmar Friese' nin kurduğu Heykel Restorasyon ve Onarım Atölyesinde çalışmışım. Hocamdan sadece arkeoloji ve restorasyon değil, hayata, tabiata dair de bir çok şey öğrenmişim. Merhum Dietmar Hocamı hala çok özlüyor, onu tüm saygımla anıyorum. Sonrasında Antalya Kent Müzesi Projesinde çalışmışım. Kent Belleği Merkezinin oluşumunda gerek bellek merkezine bağışlanan fotoğraflar, efemeralar, gerekse yaptığımız sözlü tarih çalışmalarıyla bellek merkezinin ilk çalışanlarından olmuş, kuruluşuna emekler vermişim. Sonra Koruma Uygulama Denetleme Uygulama Müdürlüğünde çalışmışım, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası kapsamında çalışmalarım olmuş. Hatta iki adet Koruma Amaçlı İmar Planında arkeolog olarak çalışmışım. Arkeolog olarak imzamı koymuşum planlara. Bir tanesinden de o dönemdeki Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Akaydın tarafından "Onur Belgesi" İle ödüllendirilmişim. Antalya Nekropol Müzemizin kurtarma kazılarında yağmur, çamur, yaz kış dinlemeden çalışmış. Daha sonrasında inşaat çalışmalarında birebir bulunmuş, alanın müzeleştirilme sürecinde, gerek hocalarımızla, gerek meslektaşlarımızla birebir çalışmışım. Ne mutlu şimdi yeni bir müzemiz var işte... Bir yandan da Hıdırlık Kulesi Kurtarma Kazıları ve Çevre Düzenleme Projesi kapsamında oraya ilk kazmayı vuran ekibin içerisinde bulunmuşum. Tophane Surlarının onarımı ve restorasyon çalışmalarında bizzat bulunmuşum. Kent merkezinde bulunan bir çok tarih eserimizin yabancı ve zararlı bitkilerden arındırılması ve bu alanların sürekli temiz kalması için bir ekip kurmuş buraların rutin temizliklerini yapmışım. Atalarımdan bana miras kalan, genlerimin bana aktardığı müzik yeteneğiyle sayısını bilmediğim onlarca Halk Konseri, Yardım Konserleri vermişim. Ulusal anlamda üç tane single yapıp " Ben yine Antalya'da olurum" İsimli bestemle Antalyamı, coğrafyamı Türkiye'ye hatta Dünya'ya anlatmaya çalışmışım. Şimdilerde de hikaye kitabım üzerine çalışmalarım devam ediyor. Edebiyatı çok seviyorum. Ayrıca sinemaya ve tiyatroya çok meraklıyım... Senaryolar ve piyesler yazmaya devam ediyorum. Yazımın en başına dönecek olursam; Sevgili büyüğüm, kıymetli dostum, kendimi iyi anlatabildim mi bilmiyorum. Önümüzdeki Haziran ayında 45.yaşıma girerken... Antalyam için, güzel ülkem için hala bana hiç bir şey yapmamışım gibi geliyor.. Kendimi bu yazıda anlatmaya çalışırken, yaptığım, ettiğim ve buraya sığdıramadığım o kadar çok şey var ki... Belki de beceremiyorumdur kendimi anlatmayı... Heyecanla üretmeyi seviyorum. Ve üretirken de , kendim kendimin aklına gelmiyor sanırım. Kıymetli eleştiriniz için çok teşekkür ediyorum... Arada insan kendini de yazmalıymış meğer. Sizden çok şey öğrenmeye devam ediyorum. En derin Saygılarımla...