Ülkemizin çocukları, gençleri neden geleceklerini başka ülkelerde arıyor, gitmek istiyorlar? Bunu düşündünüz mü? Haydi empati yapıp hep beraber düşünelim. Siz mutlu, huzurlu, gelecek güvencesine sahip misiniz? Ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama gençlerin ne düşündüğünü biliyorum. Bu gençlerin yaşamlarındaki ilk sınav olan LGS’de nasıl bir işkenceye tabi tutulduklarını biliyor ve görüyorum. Öyle bir Milli Eğitim Bakanlığı’na sahibiz ki; 1,5 yıldır uzaktan eğitimle bocalayan öğrencilere lise giriş sınavlarında sorulan Matematik sorularının en zorunu sorarak geleceğimiz olan çocuklarımızın umutlarını, hayallerini yok ettiler. Öyle sorular ki sanki Nasa İzay Araştırması için silim insanı seçiyorlar. Ülkemizdeki ekonomik darboğaz ve pandemi koşullarından işini, aşını kaybetmiş ailelerin tabletsiz, bilgisayarsız çocukları ile evine özel öğretmenler alarak online eğitimi telafi eden ailelerin çocuklarıyla birlikte sınava alarak, empatiden yoksun davranarak LGS işkencesi yapmışlardır. Müfredatın ders saati ağırlığı ile soru dağılımı uyuşmamakta, % 17 ağırlığa sahip doğrusal ilişkilerden 2 soru sorulurken % 6’lık ağırlığa sahip eşitsizliklerden 3 soru sorulabiliyor. Sınavın zorluk derecesini tüm derslere yaymak yerine daha önceki LGS, AYT, TYT, PİSA sınavlarında en düşük doğru sayısına sahip ders olarak bilinen matematikten korkutmak, uzaklaştırmak, çözülemez duygusunu yaşatmak için sadece Matematik dersine tüm zorluğu yüklemişlerdir. Siz matematiği yapamazsınız damgası vurulan çocukların bu travmayı aşmaları artık çok zordur. Sayın Milli Eğitim Bakanı’nın önümüzdeki yılı “Matematiği sevdirme yılı” ilân etmesi bu çocukların hayal kırıklıklarının telafisi olamaz. Sınav görsel, duygusal, zeki öğrencileri saptamadan uzak, tüm müfredat konularının ağırlığını taşımadan yoksun, birçok kazanımı bir soruda toplayan sorulardan oluşmuştur. Bu sınavı hazırlayan komisyonun ortaokul düzeyinde öğretmen olduklarını düşünmüyorum. Bunun en güzel kanıtı daha önce TYT’de sorulan sorunun bu sınavda da sorulmuş olmasıdır. Ayrıca 50 dakikada bitirilecek bir sınav da değildir. Bu konuda bakanlığın bir grup öğretmenini toplayarak bu Matematik sorularını çözdürmesini ve soruları kamuoyuna açıklamasını öneririm. Öğrencilerin bu sınavda Matematik sorularından düşük netler çıkarmalarına rağmen Matematiği çok iyi bildiklerini de biliyorum. Sınavların mantığı ezelden beri bilinmektedir. % 20 çok kolay, % 30 kolay, % 30 zor, % 20 çok zor olması gerekirken 3 soru kolay, 9 soru zor, 8 soru çok zor sorulmuştur. Bu durum sadece özel ders olanağına sahip ailelerin çocukları nitelikli okullara gitsin diğerleri İmam Hatip okullarına mecbur bırakılsın niyetiyle mi yapılıyor kuşkusunu taşıyorum. Hele hele son üniteden soru sorulmayacağı açıklanmış olsa, çocukların o konuya zaman ayırmaları önlenemez miydi? Milli Eğitim Bakanlığı’na gelecek nesillerin yok olmaması, aslında LGS sınavını yeni bir formatta yapmayı öneriyorum. Aynı üniversiteye giriş sınavında olduğu gibi puan türlerine göre yerleştirme yapılması daha doğru olacaktır. Bunun için; • LGS; sadece Türkçe – Matematik – Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimlerden yapılmalı • Sınav soru sayılı 25 olmalı • Sınav çok kolay, kolay, zor, çok zor sorulardan oluşmalı • Sınav sonucunda sayısal – sözel ve Eşit Ağırlık puanı olarak üç tür puan verilmeli • Puan türlerine göre testlerin katsayıları farklı olarak düşünülmeli, sayısalda Matematik ve Fen Bilimlerinin katsayısı 4 olurken, Türkçe 3 ve Sosyal Bilimler 2 olmalı • Eşit Ağırlıkta Türkçe – Matematiğin katsayısı 4’er, Fen Bilimleri 36 ve Sosyal Bilimler 2 olmalı • Sözel puanda ise Türkçe ve Sosyal Bilimlerin katsayısı 4’er, Matematik 3 ve Fen Bilimleri 2 puan düşünülebilir. • Yerleştirme yapılırken sayısal puanla Fen Liselerine, Eşit Ağırlık puanıyla Anadolu Liselerine, Sözel puanla Meslek okulları ve İmam Hatip okullarına yerleştirme yapılmalıdır. Bu konu eğitim şurasında tartışılıp hakkaniyet içeren bir şekilde uygulanmalıdır.