Salgın sebebiyle sürücü kursları gibi birçok işletme ve iş yerinin geçici kapanması, alınan tedbirler ve ‘’evde kal ‘’çağrılarının dikkate alınması ile büyük şehirlerde trafik ciddi ölçüde azaldı.
Okullarda eğitime ara verilmeden önce mesai saatlerinde Antalya’nın trafik yoğunluğu ortalama yüzde 65 seviyesinde seyrederken, Mart'ın üçüncü haftası bu yoğunluk yüzde 27'ye kadar düştü. Sosyal Medyadan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Muhittin Böcek’e, toplu taşıma araçlarını ücretsiz kullanan 65 yaş üstü kişilere yönelik uygulamanın tedbir amaçlı geçici süreyle durdurulması çağrıları yapılmasına rağmen; günler sonra İçişleri bakanımızın kısıtlama getirmesine ramak kala yine sosyal medyadan sayın başkan bu çağrıya cevap verebildi. Keşke yetkililer halkın çağrılarına iş işten geçmeden karşılık verebilse. Bugünlerde ise trafiğin yoğunluk seviyesi yüzde 13'e kadar gerilemiş durumda.
Anlayacağınız çekicilerde, sürücü kursu araçları da, okul servisleri de vatandaşların kullandıkları araçlarda yakıt fiyatlarının düştüğü böylesi bir zamanda ne yazık ki hareketsizleştiler. Oysa krizi fırsata çevirebilirdik ama bir virüs çıktı ve her şey alt-üst oldu.
Türkiye’nin tüm belediyeleri korona virüse karşı, tüm cadde kaldırım ve kapalı pazar alanlarında köpüklü ve tazyikli suyla temizlik faaliyeti yürütüyor. Sanki sürekli yapmaları gerektiklerini bilmiyorlarmış gibi sanki görevleri değilmiş gibi. Sizde virüs öncesi ve sonrasını belediyelerin hizmetlerini karşılaştıranlardan mısınız ?- Sanki daha bir temiz toplu taşıma araçlarımız, pazar yerleri, sokaklar, otobüs durakları ne dersiniz?
Toplu taşıma araçları tıka basa dolu değil, seyyar simitçi dahi simit tezgahının çevresini kırmızı şeritle kapattı, ter-kir-pas içindeki elleriyle tokalaşmalar son buldu, bir birlerinin ağzının içine girecek şekildeki diyaloglar yerine sosyal mesafe kuramı geçerli oldu. Son 10 yıldır köşe yazılarımda hep belirttiğim bir konudur; ‘’bir toplumu tanımak istiyorsanız Trafiğine bakın’’ diye. Bizler trafik sorununu, trafikte adap konusunu halletmiş olsaydık alınan bu tedbirlere de hiç ihtiyaç olmayacaktı. Trafik kültürümüz yani saygımız-sosyal mesafemiz-kurallara riayet olmayınca diğer hiç bir şey olmuyor ve baskıya gereksinim duyuluyor anlayacağınız.
Bir virüsün şu insanlığa yaptıklarını görüyor musunuz değerli okurlarım. Virüsün sahne alması sonrası
Ellerimiz ile yaptığımız putların (ev, araba ,yazlık vb ) ne kadar aciz olduğunu görür mü dersiniz bu insanlık.
Belediyeler, içinde çok çeşitli kimyasal maddelerin olduğu sıvılarla kenti yıkıyor ama kimyasalların ağaç köklerini kuruttuğunu, bakteri ve mikroorganizmayı öldürdüğünü, bu bakterilere toprağın ihtiyaç duyduğunu belediyeler bilmiyor mu ?
Virüsler insanların doğal hayata müdahale etmesinden kaynaklanıyor iken ‘’gelin hamamı’’ gibi sokakları temizlemek koronaya çare değil beyler.
Biyoloji dersinden başarısız olan ben dahi bunu biliyorum, tüm bakterileri öldürürseniz insan da yaşayamaz. Bu durum tüm Çinlilere koronavirüslü diye saldırmaya benziyor. Lütfen halk sağlığı uzmanlarına danışın.
Şehirlerdeki bulaşma zincirini kırmak için atık toplamaya özen gösterilmesi, kapalı kapılar, asansörler, ortak kullanılan tuvaletler gibi yerlerin, çamaşır suyu 10’da bir oranında seyreltilerek günde en az iki kez temizlenmesi yeterli.
İnşallah, hem bizler, hem de insanlık, bu imtihandan dersini alarak çıkar.
Sağlıcakla kalınız