Usta yazarımız Emin Altıner, bu haftaki 'Dünya kadınla güzeldir' başlıklı yazısında kadının toplumumuzdaki önemine dikkat çekti. Yazısında, "Antalya'mızda kadını çok farklı bir yere koymamız lazım" ifadelerine yer veren Altıner, Antalya Kadın Müzesi’nin I. Etabı olan sanal müzenin açılışını da anlattı. Altıner, bu müzenin Antalya'da bir mekana sahip olması gerektiğini belirterek önerilerde bulundu.
İşte Emin Altıner'in o yazısı:
"Tophane’den Kaleiçi’ne doğru merdivenlerden inerken çocukluğum karşılar beni… Masalsı bir kentte yolculuğa çıkarım… Merdivenlerin tam karşısında Hasan Ağaların evinde Aysel ( Gülkokan ) Teyzem, pencerenin önünde çiçekleri suluyor diye düşünürüm… Yan tarafta Işık Mustafaların evinden Nazlı ( Arun ) Teyzemin nefis yemek kokuları gelir burnuma… İskeleye inerken kemerin üzerindeki evde Zehra ( Arın ) teyzemi pencereleri silerken görürüm adeta… Minire ( Pehlivanoğlu ) teyzem ile Nevin ablam, evin temizliğini bitirmiş merdivenleri yıkıyor, Ala(n)yalı Seher Teyzem bahçede salça kaynatıyor, Müzeyyen ( Atılgan ) teyzem tüm ev işlerini bitirmiş gezmelere gidiyor, Çancıların Süheyla Ablam bahçede makarna kesiyor, Ahi Kızı Camii’nin karşısında Babaannem havuzun etrafında ki evi saran mum çiçeğini buduyor, Daha ilerde Sucuların Mazluma ( Dikli ) teyzemle, Melahat ( Ellibeş ) teyzem pencereden sohbet ediyorlar gibi gelir bana… Dizdar Hasan Bey sokakta bizim evin bahçesinden komşuların kahkaha sesleri gelir kulağıma, üç su kaynatılıp tokuçla dövülen çamaşır günlerinden biri olduğunu düşünürüm… Geriye doğru dönüp kale kapısı yokuşunu çıkmadan önce, Aysel, Ayten ve Önay ( Uzun ) Ablamların koruyan, gözeten o sevgi dolu bakışları ile karşılaşırım… Yokuşun ortasında güzel gözlü Sevim ( Atılgan ) teyzem hatırımı sorar sevinirim… Böyledir KALEİÇİM BENİM… Ben hep DÜNÜN ANALARININ, TEYZELERİNİN, ABLALARININ CENNETİNE, Şefkat, saygı, sevgi ve özlem dolu günlere SANAL seyahatler ederim… ÇOCUKLUĞUMUN KALEİÇİ SOKAKLARINDA TÜM YAŞAM ANAERKİL İDİ… Sadece Kaleiçi’nde değil, Balbey’de, Haşim İşcan’da, Şarampol’de, Kemiklik’ te ve diğer mahallerimizde de böyleydi, Mahallelerimiz bir ANNE Cenneti idi… Kadının baş tacı olduğu yerlerdi mahallerimiz… Evlerimizi güzelleştirenlerdi kadınlarımız… Evlerimizin temel direği, evlerimizi inşa edenlerdi… Mahaller evlerden, Kentte mahallerden oluştuğuna göre kadın bir bakıma kentin de mimarı idi… ATATÜRK TÜRK KADIN HAKLARI ÜZERİNDE YENİLİKLERE YER VERMEK İSTERKEN, KARŞISINDA EN SERT TEPKİLERİ GÖSTERECEK BİR KİTLENİN OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORDU…" EMİN ALTINER'İN YAZISININ TAMAMINI BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ.