Gerçekten de öyle oldu. Ben diyeyim “Ezo gelin” siz deyin “Mercimek” çorbası. İstanbul belediye başkan adayları nihayet açıklandı. AK Parti'nin adayı Çevre Bakanı Murat Kurum, CHP’nin Ekrem İmamoğlu olduğunu dünya alem duydu. Diğer partilerin aday isimlerini sıralamaya pek gerek yok bence. Çünkü onların seçmenlerine her gün çorba ısmarlayacak ekonomik güçleri yok. Söz konusu çorba işi Murat Kurum ile başlayınca İstanbul’un tam 39 ilçesinde her sabah bir camii önünde miting yapar gibi çorba dağıtımı başlamış ve 31 Mart’a kadar da sürecekmiş. İnşallah bir gün vakit bulur bizde çorba içmeye gideriz. Allah tüm adayların işlerini rast getirsin, çorbalı günlerini kabul etsin. Hiç olmazsa bu derin ekonomik yoksullukta seçim bahanesiyle milletin karnına sıcak çorba girecek. Durum böyle olunca “Antalya’da ne dağıtılır” sorusu aklıma geldi. Ancak adaylarımız hala belli değil ki!.. Sadece İYİ Parti Başkan adayımız eski MHP Milletvekili Doktor Nesrin Ünal net biçimde açıklandı. CHP ve AK Parti ise saklambaç oynar gibi birbirlerini göz ucuyla takip ediyorlar. Onlar bu takibi yapa dursunlar halkın farklı yorumlarına kulak verelim. Sokaktan aldığım sesler şöyle; “AK Parti CHP’yi- CHP, AK Parti'yi kontrol ediyor. Hangisi kendi adayını açıklarsa karşı parti ona göre ortaya aday sürecek. Bir nevi poker oyunu gibi, biri birine resti çekecek ama kim diye” bana soruyorlar. CHP, Büyükşehir aday adayları arasında parti Genel Merkezine kim en büyük maddi yardımı yaptıysa kapıyı o açar. Milletin ağzında 300 milyon, kimine göre 500 milyon partiye destek verildiği iddiaları arasında bir seçim süreci yaşanıyor. CHP’nin değişimci Genel Başkanı Özgür Özel’in, Antalya’yı geç açıklayacağının altında bu iddialar yatıyor olabilir mi? Halkın ağzı çuval değil ki dikesin, “Abi duydun mu Muhittin Başkan Ankara ya Beymen marka takım elbise çantalarıyla gitmiş.” Eee sonra ne olmuş, “Özgür bey hepsini geri yollatmış” mış ta mış. Yani AK Parti CHP’nin adayını bekliyor. Bu süreç ay sonuna kadar uzayabilir. CHP Antalya Meclis üyesi temayüllerini Şubat ayında yapacakmış. Demek ki bizim çorba işi oldukça gecikecek. Olsun bizde Antalya’nın cami avlularını dolaşırız nasibimize “pilav üstü kavurma mı çıkar”, “lokma tatlısı mı” çıkar bekler dururuz.. Bu arada CHP seçime Muhittin Böcek ile giderse işi zor. Çünkü geçen hafta Antalya il kongresini yapan DEM Partisi eş başkanı Tuncer Bakırhan çok sert konuşmuştu. Kongre için Muhittin Böcekten salon talebinde bulunduklarını ve ret yanıtı aldıklarını ifade eden Bakırhan, “Oyumuzu alacaksın, oyumuzla saltanat kuracaksın, biz salon talep ettiğimiz zaman vermeyeceksin! Antalya’da sizin huzurunuzda sesleniyorum, biz işbirliği de yaparız, güç birliği de yaparız, biz sizin yararınıza olan her masada da otururuz. Burada bir problem yok. Ama biz asla bir faşiste, ırkçıya, bize selam vermeyene salon vermeyene oyumuzu vermeyiz” sözleriyle tepkisini ortaya koymuştu. Bu şu anlama geliyor ki, “Muhittin Böcek’e” doğulu seçmenlerden oy yok. CHP farklı bir adayla sahaya çıkarsa ne olur. O vakit DEM’in tavrı ve doğulu seçmenlerin bakış açısı değişir mi? Bekleyip göreceğiz. Hal böyleyken Ak Parti kanadında da farklı bir durum yok. Herkesin ağzında Ak Parti adayının Hakan Tütüncü olduğu konuşuluyorsa da, Menderes Türel sürprizi bence ağır basıyor. “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramıydı”. Gün boyu birçok dostum aradı. Kimi mesajla kutladı. Hepsine teşekkür ediyorum. 63 yıl önce 212. Sayılı yasa ile gazeteci ve basın çalışanlarının iş hakları, sendikal hakları belirlenirken bayram ilan edilmiş. Ya şimdi. Bana sendikalı bir gazeteci gösterin kendimi falezlerden aşağı atayım. Neymiş bayram mış. Alın bayram size kutlu olsun. AK Parti'nin Eskişehir Belediye Başkan adayı bile durumun farkında olduğu için gazetecilerle alay etti. İYİ Parti'den Milletvekili seçilip sonra istifa edip AK Parti'ye geçen ve Eskişehir Belediye Başkan adayı olan Nebi Hatipoğlu, seçim kazanırsa yerel basına destek olacağını şöyle ifade ediyor; "Medya sahibiyken, basın mensubu arkadaşlarımızın gelirinin düşüklüğünü gördüm. Eskişehir yerel basınımızın en büyük sorunu budur. Çünkü basının özgür haber yapabilmesi için kazanç da önemlidir. AK Parti belediyeciliğinde Büyükşehir Belediye Başkanı olursam yerel basına asgari ücret ile destek vereceğim. Tüm basın mensuplarına belediye şirketlerinden bir asgari ücret de biz vereceğiz. Basını desteklemek demek, Eskişehir’i desteklemek demektir. Basının güçlü olması, belediyemiz için de çok faydalı olacaktır." Diyor.. Gördünüz mü siyasetin ucuzluğunu. Nasıl pahalı işlere imza attırıyor. Bunun adı literatür de “Rüşvet” değilse nedir peki? TV haberlerinde görünce çok şaşırdım. İstanbul’da bazı AVM’e tuvaletlerine yüzde yüz zam gelmiş. Tam tamına 50 tl olmuş. Gerekçe olarak o WC de, 4 personel asgari ücretten çalışıyormuş. Sabun hijyen malzeme, su ve elektrik gideri derken çözümü zam’da bulan İşletmeci hiç de haksız değil. Konuyla ilgili bir yaşanmışlığı anlatarak noktayı koyalım. Belediyeye ait bir WC’yi işleten yaşlı başlı amca, teneke kutuya atılan 5-10 kuruş ile geçinmeye çalışırmış. Bazı uyanık çocuklar ihtiyaç giderip “Amca paramız yok ölmüşlerinin hayrına yaptık” deyince yaşlı amcanın pek hoşuna gidermiş. Bu bir latife ama “Sabah çorbaları” beni pek sardı desem yeridir. Hele “Kelle paça” olursa hayır diyemem… Kalın sağlıcakla bakalım.