Bazen kelimelerin kifayetsiz kaldığına tanık oluruz. Fevkalade, mükemmel, şaheser, olağanüstü diyebileceğimiz Cumhuriyet’in 100. Yılını büyük gururla yaşadık yaşandığına tanık olduk. Yer gök al bayrakla donatıldı. Denizler de gemiler, vapurlar, yatlar tekneler bu coşkuya ortak oldular. Sadece Türkiye sınırları içinde değil dünyanın neresinde bir TÜRK yaşıyorsa orada Cumhuriyet laikiyle idrak edildi ve coşkuyla kutlandı. 28 ve 29 Ekim akşamı herkes gibi bende bir Atatürk sevdamla Antalya sokaklarındaydım. O ne coşku ne büyük sevgi. Ne büyük aşk. İşte bunun adı Cumhuriyet sevgisiydi. Bu sevgiye birde tescilli “Dedeliğim” de eklenince geleneksel varyant yürüyüşüm sevincimi bin kat artırdı. ……. İşte bu sevinçlerimize bazen gölge düşüren hal ve durumlarda olmuyor değil. Mesela, Antalya’daki bir özel Lisenin Hanım öğretmeni, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle öğrencilere konuşma yapıyor. Ted Kolejinin bu öğretmeniyle ilgili sosyal medyada yayınlanan talihsiz videyo bir çoğunuz izlemişsinizdir. Duygularına hakim olamayan konuşmacı öğretmenin iktidara ve siyasilere ayar verecek “Gürüh” konuşmalarını tasvip edemeyiz. Çünkü okul bahçeleri ders sıraları siyasal alanlar olmamalı. Hatta camilerimiz bile. Hafta sonu ülke genelinde Cuma hutbesinde imam efendilerin Cumhuriyetin 100. Yılı nedeniyle Atatürk’ün adını anmadıkları gibi. Yani 86 milyon Cumhuriyetin değerini ve Atatürk’ün kalplerde yaşadığını tek yürek tek ses ile haykırıyor ve bir yumruk gibi birleşiyorsa durup düşünmek gerekir. Kalplerdeki bu sevgi asla siyasallaşmamalı. Buna ne Ted koleji öğretmeninin hakkı var, ne de camilerde diyanetin Cuma hutbesini okuyan imamların. Eğer ciddi bir soruşturma yapılıyorsa bunun her iki anlayışsızlık için de geçerli olması benim tarafsızlık yanımdır… …… Önceki gün Kaleiçi’nde bulunan Antalya Gazeteciler Cemiyeti bahçesinde nezih bir kalabalık vardı. Antalya Valisi Hulusi Şahin, Büyükşehir belediye başkanı Muhittin Böcek, Muratpaşa Başkanı Ümit Uysal, Kepez başkanı Hakan Tütüncü, geçmiş dönem belediye başkanları Hasan Subaşı, Bekir Kumbul, Milletvekillerimiz Uğur Poyraz, Abdurahman Başkan, Aykut Kaya, Mustafa Erdem gözüme ilişen konuklardı. Bunun yanı sıra İl Emniyet Müdürü Orhan Çevik, Jandarma Komutanı ve kurumların daire müdürleri ile renkli bir günü Cumhuriyet haftasında yaşadık. AGC de ne mi oldu. Daha önce ki Başkan Mevlüt Yeni Döneminde düzenlenen “Basın Müzesi”i adının değişip, biraz daha objelerin zenginleştiği “Basın Galerisi” ile tanışmamız oldu. Basın müzesine, pardon galerisine günümüzde pek kullanılmayan tarihi değere sahip çeşitli fotoğraf makinaları. Eski şeritli daktilolar. Tarihi radyo, teyp, flaj, kameralar, sinema makinaları, telefoto cihazı, polaroid makine, tripot ve çok miktarda gazete dergi mecmua gibi eserler ile tarihe ışık tutan fotoğraflar görülmeye değer sayılır. AGC’nin Kaleiçi’ndeki merkezi ve sergi salonu ‘pardon’ Galerisi herkesin izlenimine açıktır. Bence yolunuz oradan geçerse Olgunlaşma Enstitüsü içinde yer alan cemiyetimizi ve Başkanımız İdris Taş’ı ziyaret edebilirsiniz.. Eğer Antalya’da doğup halen Kaleiçi’ni görmemiş çocuklarınız varsa bu iki mekânı görüp tarihi sokaklarda mutlaka gezdiriniz. …. Büyük önder Atatürk’ün bizlere armağan ettiği Cumhuriyetin 200. Yılını bizler bir daha göremeyeceğiz. Ancak 29 Ekim gününü 30 ekime bağlayan öğlen saatlerinde haber kanallarında gördüğüm bir haberi sizlerle paylaşayım. 29 saat içinde Anıtkabir’i tam tamına 1 milyon 860 bin kişi ziyaret ederek kısa gün rekoru ile tarihe geçilmiş. Gece ve gündüz dolup taşan Anıtkabir’de Atatürk ve Cumhuriyet sevgisinin hiç bitmeyeceğine kanaatim sonsuzdur. Yaşasın Cumhuriyetin 100. Yılı. Yaşasın Türk milletinin haklı gururu. Ne Mutlu Türküm Diyene..