İnsanlar doğar büyür ve ölürler. Doğarlar, çoğalırlar, çalışırlar, ailenin doyabilmesi için maddi ihtiyaçlarını kazanırlar. Ama çok daha önemli bir ihtiyaçları varki,eğitim alabilmek özgürce konuşabilmek, söyleyebilmek, yazabilmek düşüncelerini özgürce aktarabilmek. Yani nefes alabilmek. ! ü Eğer bu ihtiyacı karşılanmamış ve insanın içinde kalmış ise hani derler ya gözleri açık gider. Geride bıraktıkları acaba kendisinin içinde kalanları söyleyebileceklermi diye. ü İşte Cumhuriyet’in taşıdığı anlam itibarıyla tam uygulandığında, dünyada yaşadıktan ve ömrünü tamamladıktan sonra ölürken, insanın gözlerinin açık gitmemesi demek. Dünyasını değiştirirken, huzur içinde gözlerini kapatması demek. ü Ben, başkalarının söylediklerine pek itibar etmem, dinlerim ama ona inanmak için ayrıca araştırırım aklıma da danışırım. Bu konuda, Atatürk için ve Dinimiz İslâm için söylenenlere çok daha dikkat ederim. Atatürk için karar verirken o dönemde yaşamış kendi dedem, nenem, annem ve babamın anlattıklarına göre karar veririm.   Şunu söylemek isterim ki, bu büyüklerimden, Mustafa Kêmal Atatürk için tek bir olumsuzluk duymadım. Anlatılan bazı uygulamalarında kurtuluş savaşının şartlarından kaynaklandığını görmemek anlamamak için akıl eksikliğine sahip olmak gerekiyor. ü Dinimizi de yine büyüklerimden öğrendiğim şekliyle ve okuyup aklımı kullanıp anladığım şekilde yaşarım. Bu konuda düşüncemi de bize yaşatılmaya çalışılanların % 90’ının hurafelerden oluştuğunu söyleyerek aktarmak isterim ve Atatürk’ünde Allah’ın kulu olması hasebiyle sevabı ve günahlarıyla çok aydın bir dindar olduğunu, dinimize en güzel katkıları olduğunu, halkın hurafelerle yetişmemesi için elinden gelen olumlu her şeyi yaptığını söyleyebilirim. Yaptıklarıyla uygulamalarıyla önce kadınlarımız, sonra çocuklarımız ve sonra erkeklerin onu minnetle şükranla anmaları gerekiyor. Anmayanlarında da ona en azından saygı duymaları gerekiyor. Ona küfür eden zihniyetin, kendi düşüncelerinin sapkın düşünceler olduğunu bilmesini isterim ama onlardan bunu beklemek pek sağlıklı olmaz. Köylü olanlar çok iyi bilirler. Tarlaya fasulye ektiğinizin akabinde kuvvetli bir yağış olması halinde toprağın üzerinde sert bir tabaka oluşur ve fasulyeler filizlerini toprağın üzerine uzun süre çıkaramazlar. Ne zaman ki toprak güneşte iyice kuruyup çatladığında çatlak yerlere rast gelen tohumlar filizlerini çatlaklardan toprağın yüzüne çıkarırlar ama asla sağlıklı bir verim oluşmaz. İyi verim alabilmek için yeniden ekim yapmak gerekir. Ne yazık ki Cumhuriyeti anlayamayanlar, batının ülkemizdeki karakolları gibi o çatlaklardan çıkıp ülkeyi karanlık günlere geri götürebilmek için ellerinden geleni yapacaklar ve yapmaktadırlar. Buna engel olmayanlar, hem bu dünyalarını hem gerçek dünyalarını heba etmektedirler. Mustafa Kemal ATATÜRK’e minnet, şükran ve saygılarımla. Cumhuriyet ilelebet payidar olsun. Kadınlarımız, çocuklarımız ve hepimiz için. ü