Türkiye Yunanistan'ın bu kirli oyununa Navtex ilan ederek karşılık verdi. Navtex, gemilere tehlike uyarısı anlamına geliyor. Denizlerde askeri veya sivil bir faaliyette bulunmak isteyenler, Navtex yayınlayarak deniz trafiğini uyarıyor, bu bölgede faaliyet yapıyoruz, dikkat edin diyor. Türkiye yayınladığı bu Navtex ile "Bölgede hak sahibiyim, deniz alanlarında faaliyet gösterebilirim" demiş oluyor.
Antlaşmalara göre Girit Adası çevresindeki kıta sahanlığımız Yunanistan'ın ilan ettiği 13,14, 15, 17, 18, 19 ve 20 numaralı parseller Türkiye kıta sahanlığı içinde bulunuyor.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü'nün önerileri ise şöyle:
- 234.814 km2 lik Kıta Sahanlığımız ve MEB derhal ilan edilmelidir.
- Libya ile MEB anlaşması yapılmalıdır.
- Girit'in güneyinde ve Kıbrıs'ın batısında petrol ve doğalgaz aramaya
başlanmalıdır.

Kıta sahanlığımızda hak iddia ediliyor
mygazete.com muhabirlerinin ulaştığı bilgilere göre, Yunanistan, Meis'in yakınındaki egemenlikleri tartışmalı Kara Ada ve FenerAdası'nı da işgal etmiş durumda. Türkiye'nin Akdeniz Kıta Sahanlığı alanı 234.814 kilometrekare... Kaş ilçesi'nin 2 kilometre karşısındaki Meis Adası'nın deniz yetki alanı ise ancak etrafındaki en fazla 500 metrelik küçük bir bölge olabilir. Yunanistan bu ufacık adayı bahane ederek Türkiye'nin kıta sahanlığı üzerinde hak iddia ediyor. Yunanistan'ın yayınladığı Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı Haritası kıta sahanlığımızın 58.715 km2 lik bölümünü yani dörtte birini Meis ve Rodos bahanesiyle Yunanistan kıta sahanlığı içinde göstererek Türkiye'nin Akdeniz'e çıkışını engelleme girişiminde bulunuyor.
Doç. Dr. Emeti Gözügüzelli'den uyarı
Ülkeler arasındaki deniz yetki alanı sınırları ikili anlaşmalarla yapılıyor. Anakara dışındaki adalar çoğu zaman esas nokta olarak seçilemiyor. Akdeniz Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler, Devletler Hukuku Anabilim Dalı Başkanı ve Deniz Hukuku uzmanı Doç. Dr. Emeti Gözügüzelli'ye göre Meis Yunanistan'ın ters tarafında olduğu için ve anakaraya çok yakın olduğu için Uluslararası Adalet Divanı Türkiye lehine karar verecektir. Doç. Emeti Gözügüzelli şöyle devam ediyor: "Bu durumlara ilişkin pek çok mahkeme kararı var. Mahkeme, 1969 Kuzey Denizi davalarından beri vermiş olduğu bütün kararlarda "eşit uzaklık" ve "yatay hat" ilkelerini ilk sırada dikkate almamış, ters tarafta bulunma durumunu ve "anakara belirleyicidir" ilkesini ilk sıraya almıştır. Meis Adası'na ne kıta sahanlığı, ne 12 mil karasuyu, ne de MEB hakkı verilemez. Ayrıca Kıbrıs'ın tümünü Rum kesiminin temsil ettiği iddiasına dayanarak 33.705 km2 lik kıta sahanlığımızı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne veriyor. Böylece Türkiye yukarıdaki haritadaki kırmızı bölgeye kıstırılıyor. 234.814 km2 lik kıta sahanlığımız böylece 64.191 km2 ye düşürülmek isteniyor. Meis Adası çevresinde Navtex ilan ederek bu harita ve benzeri iddiaları kabul etmediğimizi göstermiş oluyoruz. Ancak daha fazlası yapılmalı.1986'da Karadeniz'de 200 millik Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan ettik. 2011'de KKTC ile Kıta Sahanlığı Anlaşması imzaladık. Ancak Ege ve Akdeniz'de MEB ilan etmedik. Bundan faydalanan Avrupa Birliği habire Yunanistan'ın yaptığı haritaları AB haritası olarak yayınlıyor. Bu saldırılara kesin yanıt vermek için Ege ve Akdeniz'de MEB ilan etmemiz gerekiyor."

başlanmalıdır.
