Sinema bir değil bir hikaye değil hakikat arayışı! 'Doğudan Fragmanlar' yönetmeni Yazıcı'dan ezber bozan sanat tanımı!

 Antalya haber... Mülteci botu kazasından kurtulan üç kişinin Türkiye'deki yaşamını konu alan filmin yönetmeni Sunay Terzioğlu, hikâyenin kaynağının kendi yaşam tecrübesi olduğunu açıkladı:

"1992’de Bulgaristan’dan ailemle göç ettim buraya; 9 yaşındaydım. Beş yıl kaçak yaşadık. O yüzden bildiğim konular, bildiğim mekanlar."

Gerçekçilik vurgusunu ön planda tutan Terzioğlu, çekimler için bit pazarlarını dolaştıklarını ve çekim tekniğinde de farklı bir yol izlediklerini belirtti. Film, 30 mm tek lensle "bakan bir göz gibi" belli bir mesafeden çekilerek, yargılamadan düşündürmeyi amaçlıyor.

Oyuncu Ezgi Yaren Karademir, canlandırdığı Hazel karakterinin zorunluluktan güçlü duran, özgürlüğünü arayan bir figür olduğunu söyledi.

Sinema Bir "Zaman İnşası": "Doğudan Fragmanlar"

Savaştan kaçan bir kadın (Safiye) ile firarî bir Rus generalin mücadelesine odaklanan "Doğudan Fragmanlar" filminin söyleşisi, yönetmen Kubilay Erkan Yazıcı'nın özgün sinema diline dair ipuçları verdi.

Yazıcı, filmini, hikâye anlatımından ziyade, "zaman inşâ etme işi" olarak tanımladı:

"Zaman; insanı hakikatle kendisi arasında bir bağ kurmaya iten bir metafizik varlık esasında. Kameramı dışarıda tutarak izleyiciye, 'bunun ötesi hakikattir, buraya bakmamız gerek' demek istedim."

Karda Kaybolan Ses, Bruegel Referansı

Filmin yapımcısı Mahpare Tanın, zorlu hava koşulları nedeniyle dört defa mekân gezisi yaptıklarını aktardı. Görüntü yönetmeni Vedat Oyan ise görsel dil için Hollandalı ressam Bruegel'in tablolarını referans aldıklarını ve karakterlerin mekân içinde eridiği bir atmosfer yarattıklarını belirtti.

Oyuncu Güldestan Yüce, zorlu doğa çekimlerinde karakterini bulduğunu ve "doğanın o kadar güçlü olduğunu ve insanın, doğa karşısında bu kadar çaresiz kaldığını" bizzat deneyimlediğini söyledi.