Şimdiye kadar göreve getirilen başkanların mesleki karnelerine baktığımızda duraksayıp kaldım. Ya avukat ya doktor ya eczacı, ya da öğretmenden oluşmuş. Nasıl olduysa araya bir gazeteci (Menderes Türel’i) sıkıştırmışız. Yok mu şöyle bir teknik adam? İmar plancı, mühendis, arkeolog hesap kitap uzmanı. Yola serilen yeni asfalt üzerinde yağmur suyu biriktirmeyecek adam gibi başkanlar. Evet bu kentin son şansıdır 31 Mart yerel seçimleri. Benim için yerelde başkan adayının partisi ‘purtisi’ hiç önemli değil. Önemli olan belediyecilik anlayışı teknik bilgi ve tecrübesiyle Antalya caddelerinde yağmur suyuna teslim olmayan vatandaşın durumudur. O vatandaş su birikintisi yolunu uzun atlama yaparak geçecekse hiç adam ‘madam’ olmayın beyler. Bu konuyla ilgili rahmetli Tarık Akıltopu’nun oğlu mimar Haluk Akıltopu dostumun bir sosyal medya paylaşımına rast geldim. Akıltopu’nun bu anlamlı paylaşımını önce bir gözden geçirelim; “Torunumun yerdeki su birikintisini keşfedip içinde oynaması bana Libya günlerimi aklıma getirdi. 1980’li yıllarda Libya’yı yeniden inşa ederken bir ara yol inşaatında görevlendirildim. Fin’li kontrol mühendislerine yolu teslim edeceğim. Bunun için 10 tonluk su tankeri geliyor ve su asfalta boca ediyor. Finli kontrolör de 10 dakika sonra yolun herhangi bir köşesinde 2 mm derinliğinde bir su birikmesi tespit ederse olmamış diyerek gidiyordu. Düşünsenize Türkiye’de yapılan yollar bu şekilde standardı kontrol edilse ya kontrol mühendisi ya da yapım mühendisi kafayı yer, muhtemelen biri hapishaneye biri hastaneye gider… Hele Japon bir mühendis sel basan Antalya’yı görse dere yatağında harakiri yapar işi noktalardı” diyor. Şimdiki Rixsos, eski Sheraton otelin mimarı sevgili Haluk Akıltopu hiç de haksız değil. O yüzden belediyecilik, hele hele dünya kenti Antalya’da daha da önem arz ediyor. Antalya’nın son 50 yılına tanık olan bir gazeteciyim. Belki teknikten anlamam ama çuvaldızın ucu battı mı! canımın yanacağını biliyorum. Kenti yaşayan kime sorarsanız en büyük sorunun trafik olduğunu söyleyecek. Hatta bu gidişle bir yıl sonra Antalya’da trafiğin tamamen kilitleneceğini iddia edenler bile var. Haksız da değiller. Yakın zamanda İbradı’ya bir haber çalışmasına gittik. Yeni yol ve Taşağıl “Demirkapı” tünelinden geçip 1 saat 20 dakikada İbradı merkeze vardık. Dönüşün de aynı vakitte olacağını beklerken hayal kırıklığına uğradık. Ve Aksudan sonra Melteme tam 1 saat 35 dakikada vardık. Aksuda başlayan yoğun trafik havaalanı güzergahında yan yolların akışıyla resmen kaplumbağa trafiğine dönüyor. Ne ambulans geçebiliyor ne de hava alanına yetişecek yolcular. Eğer Menderes Türel döneminde bu üst yapılar geçitler, tren yolları, yaya üst geçitleri de yapılmamış olsaydı vay Antalyalının haline vayy. Peki Türel mühendis ya da mimar mıydı? Hayır. Nasıl etti de bunları yaptı? Cevap kolay. Türel çok şanslıydı ve iktidar partisi avantajını kullanarak kentin önceliklerine yer verdi. Yanında akil teknik kişilerle ve Ankara desteğiyle çok şeyler kazandı Antalya. Son 5 yıl Muhittin Böcek başkanlığında ulaşım da sadece ikinci etap tramvay yolu açılabildi. O da yine Türelin eseri olarak başlatılmış taahhütlü işlerdi. Benim derdim ne Türel, ne de Böcek. Geçmişte de Avukat Başkan Hasan Subaşı dünya bankasında alınan kredileri alt yapı ve kanalizasyon işlerinde kullandı. Ben o yılları (1996) çok iyi takip ettim ve belgeledim. Örneğin, TRT Caddesi yolu bir araba derinliğinde kazıldı içerisine 40 santim çapında kanalizasyon boruları döşenip kapatıldı. Görev yaptığım gazete (Yeni İleri) de bu konuyla ilgili şu haberleri yapmıştık. “Kazı yapılan bu yollardan bir araba geçebilir. Yapın metroyu Antalya’nın ulaşım sorunu bitsin demiştik. Buna örnek olarak da “Barcelona” seyahatimden ve oradaki örümcek ağı metrolardan misaller vermiştik. Ama bizi anlayan olmamıştı. Bir gazeteci olarak aklımın almadığı bir konuyu paylaşmadan edemeyeceğim. Bu 50 yıllık Antalya birikimim içinde belediyecilerin, ticaret odalarının, valiliğe bağlı birimlerin ya da turizm amaçlı heyetlerin dış gezilerinin sayısız kez yapıldığına tanık oldum. Ufukları gelişsin, şehircilik bilgileri artsın diye yapılan bu gezilerin kaçta kaçı bu kente yansımıştır merak ediyorum. Bu vesileyle bu kentin belediye başkanlığına avukatların ve doktorların aday olması bence yanlış. Biz gazetecilerin ufukları onlardan daha ağır basacağını biliyorum. Yazının analizini siz değerli okurlarıma bırakıyorum. Nasıl bir başkan seçeceğinizi, Sorunların üstesinden kimin geleceğini Siz daha iyi bilirsiniz. Kalın Sağlıcakla.