Giderek insanoğlunun birbirine benzeyip, aynı düşlerin peşinden koşmaya başladığı bir çağa tanıklık ediyoruz. Bir takım klişe eylemlerle, birbirimizi şekillendirip, beklentilerimiz doğrultusunda birbirimize ya yaklaşıyor ya da uzaklaşıyoruz. Tüm bu güruh ve gürültü arasında kafamızı kaldırıp tabiata hiç bakamıyoruz. Dolayısıyla sıfatların anlamları da değişiyor kafamızda. Beklentilerimiz doğrultusunda değilse bir şeyler, anlamadan dinlemeden, derinleşmeden ötekileştirmeye gidiyoruz. Çünkü ötekileştirme düşünmek gerektirmiyor, ötekileştirme derinlik gerektirmiyor. En kolayı da bu zaten... Etiketi vur karşı tarafa, rahatlat beynini ve hayatına devam et. Charlie Chaplin'in Modern Zamanlar filminde sembolize ettiği gibi, fabrika çarklarının arasında sıkışıyor dönüp duruyoruz. Böyle bir ortamda MFÖ'nün o müthiş şarkısı geliyor benim aklıma. Şarkının adı Sanatçı'nın Öyküsüdür. Biraz bilgi vereyim şarkı hakkında sonra da şarkının sözlerini yazayım. Çok eskilerde bir kabile varmış, bu kabilede herkes gündüzleri, sabah erkenden avlanmaya çıkar,gece geç dönerlermiş. İçlerinden bir tanesi bunlarla avlanmaya gitmez, ormanlarda gezer tozarmış. İşte kuşları dinlermiş, çiçekleri koklarmış. Kabile akşam avdan yorgun argın döndüğünde, bizimki ormanda gördüğü çiçekleri, kuşları, ağaçları, suları kabileye masal gibi anlatırmış. Kabile de yorgun argın, birbirine sokulur uykuya dalarmış. İçlerinden bir tanesi bu adam neden hiç ava gelmiyor, bunu da ava götürelim demiş. Bunu da zoraki ava götürmüşler. Avdan geldiklerinde yorgunluktan hiç birşey anlatamayacak duruma gelmiş ve erkenden uyumuşlar. Günler birbiri ardına geçmiş, derken kabile bir boşluk hissetmiş. Yorgun argın avdan geliyorlar ve yatıyorlar. Oysa eskiden birisi bir şeyler anlatırdı. Şimdi anlatan eden yok. Çok sıkılmışlar ve düşünmüşler taşınmışlar ertesi gün bizimkini uyandırmadan ava gitmeye karar vermişler. Sahi durur bazen düşünürüm, eğer sanat olmasaydı acaba ne yapardık ? Eğer sanat olmasaydı nereye sığınırdık ? Ne diyordu şarkıda ? Gelin hep beraber bakalım. Sanatçının Öyküsü "Bütün kabile kızar bana Derler, bu adam çalışmaz mı? Bu adam hep düşünür mü? Bir kuş ölmüş diye üzülür mü? Gündüz böyle diyenler Gece olunca Ateşler yakılınca Denizler coşunca Ben bir şarkı söylerim yorgun insanlara Bakın bakın, martılar uçar Bakın bakın, yıldızlar koşar Bakın ne güzel bir hayat var dünyamızda Bir hüzün çöker, bir garip olur insanlar Yaklaşırlar birbirlerine Şarkım sürer sabaha kadar Melekler uçar üstünüzde Şarkım sürer sabaha kadar Melekler uçar üstünüzde Bu sabah uyandırmamışlar beni Ava giden dostlar Bu sabah uyandırmamışlar beni Ava giden dostlar Ne güzel Ne güzel"