Antalya haber... Öğrencilerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Prof. Dr. Özkan, kariyer seçiminde sadece yüksek puan ve prestijli mesleklerin hedeflenmemesi gerektiğini vurguladı. Asıl önemli olanın, yapılan işi severek ve isteyerek sürdürmek olduğunu belirten Özkan, öğrencilere şu tavsiyede bulundu:
“Herkesin hayran olduğu bir meslekte mutsuz olmanın hiçbir anlamı yok. Tercih yaparken mutlaka ‘Bu işi gerçekten yapmak ister miyim?’ sorusunu kendinize sorun.”
“Tıp artık sadece genel hekimlikten ibaret değil”
Tıp alanında inanılmaz bir uzmanlaşma süreci yaşandığını belirten Özkan, organ nakli, genetik, immünoloji ve rejeneratif tıp gibi alanların hızla geliştiğini söyledi. Günümüzde göz, ortopedi gibi branşların bile kendi içinde çok sayıda alt dala ayrıldığını ifade eden Özkan, tıbbın artık son derece detaylı bir uzmanlık alanına dönüştüğünü kaydetti.
“Hasta ile iletişim psikolojik yükü azaltır”
Cerrahların psikolojik yükü nasıl yönettikleri yönündeki soruya da yanıt veren Prof. Dr. Özkan, hasta ile doğru iletişimin hem hasta hem de doktor açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Empati kurmanın ve hastayı doğru bilgilendirmenin psikolojik yükü azalttığını ifade eden Özkan, tıpta komplikasyon riskinin her zaman var olduğuna dikkat çekerek onam formunun etik ve hukuki bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Yapay zeka tıp dünyasını değiştiriyor
Yapay zekanın tıp üzerindeki etkileri hakkında da konuşan Özkan, yapay zekanın insanların yüklediği bilgilerle ilerlediğini belirterek, “Yapay zekayı belirleyen insan zekâsıdır. Bugün yapay zeka web üzerinden bilgi topluyor ve bizi destekliyor. Etkisi çok büyük olacak ancak insanın yerini tamamen alması söz konusu değil” dedi.
“Cerrah olduktan sonra mesai kavramı lüks”
Cerrahlık mesleğinde mesai kavramının neredeyse olmadığını söyleyen Prof. Dr. Özkan, acil durumlarda saat gözetmeksizin göreve gidildiğini belirtti. Gecenin bir yarısında bile hastası için hastaneye gitmekten mutluluk duyduğunu ifade eden Özkan, “Faydalı olmanın verdiği haz, bu mesleğin en büyük motivasyonu” diye konuştu.
“Akademik hayatta sürekli araştırmak zorundasınız”
Akademik ortamda sürekli okuma, araştırma ve yayın yapmanın zorunlu olduğunu ifade eden Özkan, tıpta teknolojinin çok hızlı ilerlediğini söyledi. Mikro cerrahinin geldiği noktaya da değinen Özkan, 50 mikronluk iğnelerle dikiş atılabilen “süper mikro cerrahi” seviyesine ulaşılmış olduğunu aktardı.
“Türkiye organ naklinde çok ileride ama…”
Beyin ölümü ve kadavra bağışı konusuna özel vurgu yapan Prof. Dr. Ömer Özkan, çarpıcı veriler paylaştı:
“Türkiye organ nakli konusunda inanılmaz ileride. Ancak organ nakillerinin yüzde 80’i canlıdan yapılıyor. İspanya gibi ülkelerde ise bu oran tam tersine, yüzde 80 kadavradan yapılıyor. Bizde kadavradan bağış oranı sadece yüzde 20. Bu durum sağlıklı insanların risk almasına neden oluyor. Kadavra bağışı bilinci henüz yeterince gelişmedi.”
Yapay organ ve rejeneratif tıpta büyük gelişme
Organ üretimi konusunda da önemli bilgiler veren Özkan, rejeneratif tıp alanında doku üretiminin başarıldığını, artık bu yapıların 3 boyutlu hale getirilmesi ve içine damar yapısı kazandırılması üzerine çalışmalar yapıldığını anlattı. Özkan, bu alandaki gelişmelerin çok hızlı ilerlediğini ve gelecekte organ üretiminin mümkün hale geleceğini söyledi.



