KKTC'de bir gece kulübünde konsomatris olarak çalışan Belarus uyruklu Volha Viarbouskaya'nın ölümü, adanın gündemine oturdu. Kadınların 'seks kölesi' olarak çalıştırıldığı iddiaları ortaya atılırken, İçişleri ve Çalışma Bakanları acil toplantı yaptı. Tüm bu gelişmelerin yaşanmasının ardından KKTC’de uzun yıllardır halkın tepkisine neden olan, gece kulübü adı altındaki seks kulüpleriyle birlikte kumarhaneler tartışması yeniden başladı. Çok renkli geceler yaşanan kulüplerde çalışan kadınların, insanca yaşam imkanlarının ellerinden alındığı iddiaları sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Yapılan yorumlarda KKTC devletinin bu gece küplerine göz yumması ve bu kulüplere turizmin bir parçası gibi bakması eleştirildi.
KIBRIS GECE KULÜPLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI
Kıbrıs Gece Kulüpleri Birliği eski Başkanı ve Gece Kulübü sahibi Günaltay Kırlar, kulüpler konusunda verdiği bir röportajda vergiden şikayet ederek, ‘insan haklarının çiğnendiği yönündeki’ iddiaları reddetmiş ve “Devlet gece kulüplerini kapatamaz” demişti. Yenidüzen’e konuşan Kırlar, gece kulüplerinin bir ihtiyaç olduğunu iddia ederek “Gece kulüpleri kapatılırsa sokaktaki fuhuş çoğalır. Sokağa iner, hastalık alır başını gider” dedi.
Çalıştırdıkları kızlar işçin çok fazla vergi ödediklerini kaydeden Kırlar “Kız daha çalışmadan ben sigortaya altı aylık peşin yatıracaksam 1500-1600 TL… Bunlar paradır. Kız çalışmaya başlamadan ben devlete 3-4 bin TL para öderim” dedi.
Çok eleştirilen gece kulüplerindeki insani koşullarla ilgili de konuşan Kırlar “Hangi insani koşul, siz bana söyleyin. Pasaportların alınması, devletin onu güvence altına almasıdır. Pasaportu veremem kıza, müşteriyle gider… Kaçmasını engellemek değildir bunun amacı, gitmek isterse gider” şeklinde konuştu.
İşte Gold Night Gece Kulübü Sahibi Gece Kulüpleri Birliği eski Başkanı Günaltay Kırlar, “ Bir kızı getirirken izlediğiniz prosedür nedir?” şeklindeki soruya da şu cevabı vermişti:
“Yasaya göre asgari ücretin 10’da birini öderiz ön izni alırız. Form doldururuz, ön izin için, falan kız gelecek, o izni Sağlık Bakanlığı’na götürürüz. Sağlık Bakanlığı da falan kız şu gün geliyor diye kayıt yapar.100 TL yardım makbuzu da orada kesilir, oldu 250 TL. Kız gelmezse eğer beni kandırıp, en azından onun yerine başka kız getirirken 100 TL daha alınmamalı bize, 150 TL daha alınmamalı bize… Gelmedi bu kız sonuçta. Hayır, onu da alıyorlar. Hastanede kontrol olup çıkması için 600 TL de oraya ödüyoruz. Kızı yatırdık temiz çıktı, ertesi gün alacağız, 600 TL...”
SOSYAL MEDYADAN ÇARPICI BİR ELEŞTİRİ
KKTC'de bir gece kulübünde konsomatris olarak çalışan Belarus uyruklu Volha Viarbouskaya'nın ölümünün KKTC’deki tepkileri sosyal medyaya da yansıdı. Sosyal medyadaki tartışmalardan birinde yapılan yorum çok çarpıcıydı. İşte o yorum:
“Volha Viarbouskaya’nın bedeni... (27 Şubat-Afrika)
Kendini ilerici sayan gericilerden tutun muhafazakâr-milliyetçi sayan bayrak-ganimet-mafia şebekesine... Faşistten liberale kadar... Bu adayarısında herkesin turizme dayalı bir ekonomik kalkınma iddiası vardır! Seçim döneminde müsamere gibi çıkıp çıkıp indiler ekranlara. Otel reklamı gibi konuşma yaptı vekil adayları... Altyazıda sponsorları olan otelleri, kumarhaneleri ve k..haneleri gördük! Hepsi üç aşağı beş yukarı aynı şeyi söyledi: Turizm ekonomimizin motorudur... Başka ne diyebilirler ki zaten? Resmi politikanın içindeki en entellektüel insan da dizi replikleriyle konuşan kabadayı da aynı yerde durur bu coğrafyada... Konuşanların hepsi “ada”da olduğumuz için “turizm ekonomisi” der demesine ama dünyanın bütün adaları k..hane midir ki? Mesele ada olmamız değil... Adaların talihsiz olduğu doğrudur. Ama hiçbir ada bu kadar çürümedi... Adalar doğadan kirli doğmazlar. Yeryüzündeki adaların büyük çoğunluğu militarist-emperyalist planlamada k..hane, askeri üs, off shore banka gibi kapitalizmin atık deposu olarak çöplüğe çevrilir... Güzelim ülkemizi açık hava pavyonuna çeviren otellere da bir şey demiyorum aha! Tüm bu deliliğe biz turizm diyoruz... İnsanı delirten bir sömürgecilik biçimidir turizm. Yerliyi delirterek yabancıyı mutlu eder... Yerlinin topraktaki, doğadaki, sokaktaki ve gündelik hayatındaki ihtiyaçları yerine yabancının günübirlik eğlencesi için ülkenin tarumar edilmesidir turizm... Kendi nüfusunu planlayamayan ülkeye turizmin tek vaad ettiği olağanüstü hâldir... Nüfusunu, üniversite sayısını, sayısını planlayamadığı üniversitelerin kalitesini ve insana dair hiçbir şeyi planlayamayan düzenin adı zaten turizmdir...
ZİNCİRLİ VE PRANGALI ÇALIŞMA
Volha Viarbouskaya adında gencecik bir kadın öldürüldü...
Belarus uyrukluymuş. Turizmle kalkınmacılık oynayanlara sorsak haritada Belarus’un yerini gösteremezler...
Volha’nın adı Volga nehrinden mi gelir aceba?
Yaşasa sorardım... Artık yaşamadığı için soramıyorum. Aklımda bu soru da olacak ömrümün geriye kalanında bundan sonra...
Volha öldürüldüğü yerde çalışmıyordu. Kimse buna çalışma diyemez...
Zincirli ve prangalı çalışma olmaz! Köleliktir onun adı...
Evet, bir kadın bir k..hanede öldürüldü...
Biz buna turizm diyoruz...
Basbayağı turizm...
Seçim döneminde propaganda malzemesi olarak kullandığınız “turizm ekonomimizin motorudur” sözünün gerçek hayattaki karşılığıdır Volha’nın ölümü...
Volha sizin o “ekonomimizin motoru” dediğiniz çarkta parçalanarak öldü...
Atış poligonu gibi kullandılar kadın bedenini, kasap tezgâhı gibi kullandılar, kumar masası gibi, üniversite tabelası gibi, ekonominin motoruydu çünkü Volha Viarbouskaya’nın bedeni...
Yüzde kaç büyüdü şimdi ekonominiz, onu söyleyin bize!”
KONSOMATRİS VOLHA NASIL ÖLDÜ?
Polis Basın Bülteni’ne “Ani ve Gayri Tabii Ölüm” olarak yansıyan 26 yaşındaki gece kulübü çalışanı Volha Viarbouskaya’nın beklenmedik ölümü, ardında büyük soru işaretleri bıraktı.
Güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgilere göre; 19 Şubat tarihinde ülkemize ilk kez, Hanedan Gece Kulübü’nde çalışmak üzere gelen Belarus uyruklu Volha Viarbouskaya’nın, geçtiğimiz akşam saat
22.30 sıralarında gece kulübüne müşteri olarak bulunan erkek bir şahısla birlikte kulübün üst katında bulunan yatak odasına çıktığı öğrenildi.
Kulüpte garson olarak çalışan bir şahsın, yaklaşık bir saat sonra Viarbouskaya’nın geri dönmemesi üzerine kontrol amaçlı olarak üst kata çıktığı ve odadan yanıt gelmemesi üzerine içeriye girerek genç
kadını oda içerisinde tek başına baygın halde bulduğu ifade edildi.
Genç kadının nabzının atmadığını fark eden kulüp çalışanlarının ihbarı üzerine olay yerine giden 112 Acil Servis ekipleri Volha Viarbouskaya’ya ilk müdahaleyi yaparken, ambulans ile Lefkoşa Devlet
Hastanesi’ne kaldırılan kadınının duran kalbini geri döndürmek için dakikalarca kalp masajı yapıldığı öğrenildi. Kalbi duran genç kadın tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
Öte yandan gece kulübüne müşteri olarak giden şahsın genç kadını baygın halde bırakarak kaçtığı ve kayıplara karıştığı da ortaya çıktı.
(MYgazete.com)


Kendini ilerici sayan gericilerden tutun muhafazakâr-milliyetçi sayan bayrak-ganimet-mafia şebekesine... Faşistten liberale kadar... Bu adayarısında herkesin turizme dayalı bir ekonomik kalkınma iddiası vardır! Seçim döneminde müsamere gibi çıkıp çıkıp indiler ekranlara. Otel reklamı gibi konuşma yaptı vekil adayları... Altyazıda sponsorları olan otelleri, kumarhaneleri ve k..haneleri gördük! Hepsi üç aşağı beş yukarı aynı şeyi söyledi: Turizm ekonomimizin motorudur... Başka ne diyebilirler ki zaten? Resmi politikanın içindeki en entellektüel insan da dizi replikleriyle konuşan kabadayı da aynı yerde durur bu coğrafyada... Konuşanların hepsi “ada”da olduğumuz için “turizm ekonomisi” der demesine ama dünyanın bütün adaları k..hane midir ki? Mesele ada olmamız değil... Adaların talihsiz olduğu doğrudur. Ama hiçbir ada bu kadar çürümedi... Adalar doğadan kirli doğmazlar. Yeryüzündeki adaların büyük çoğunluğu militarist-emperyalist planlamada k..hane, askeri üs, off shore banka gibi kapitalizmin atık deposu olarak çöplüğe çevrilir... Güzelim ülkemizi açık hava pavyonuna çeviren otellere da bir şey demiyorum aha! Tüm bu deliliğe biz turizm diyoruz... İnsanı delirten bir sömürgecilik biçimidir turizm. Yerliyi delirterek yabancıyı mutlu eder... Yerlinin topraktaki, doğadaki, sokaktaki ve gündelik hayatındaki ihtiyaçları yerine yabancının günübirlik eğlencesi için ülkenin tarumar edilmesidir turizm... Kendi nüfusunu planlayamayan ülkeye turizmin tek vaad ettiği olağanüstü hâldir... Nüfusunu, üniversite sayısını, sayısını planlayamadığı üniversitelerin kalitesini ve insana dair hiçbir şeyi planlayamayan düzenin adı zaten turizmdir...


