Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Özge Bektaş, özellikle ailelerin COVID-19 bulaş riski nedeniyle çocuklarının diş kontrollerini aksatmalarının çocuklarda diş kaynaklı enfeksiyonlara neden olduğunu söyledi. Bektaş, ayrıca kamuda çalışan diş hekimlerinin salgının kontrolünü sağlamaya yönelik filyasyon görevleri nedeniyle, hastaların diş tedavilerinde aksamaların yaşanmakta olduğunu ifade ederek ağız ve diş sağlığına yönelik kritik noktaları aktardı.
[caption id="attachment_169543" align="alignnone" width="674"]
Dr. Öğr. Üyesi Özge Bektaş[/caption]

"DAHA AĞIR SEYRETMESİNE NEDEN OLABİLİR"
Dr. Bektaş, özellikle COVID-19 ile görülen akciğer tutulumunda ağız hijyeninin kötü olmasının hastalığın seyrini kötü yönde etkileyebileceğinin altını çizerek, “Diş enfeksiyonu nedeniyle hastanın bağışıklık sisteminin etkilenmesi ve vücut direncinin düşmesi, genel sağlık durumunun bozulması sonucu COVID-19 enfeksiyonunun daha ağır seyretmesine neden olabilir” dedi. Diş çürüğünün oluşumunda temelde ağız ortamında bakterilerin ve karbonhidratların bulunması gerekli olduğu için bu iki faktörün uygun koruyucu yaklaşımlarla kontrol altına alınmasının çürük oluşumunu ve ilerlemesini önleyebileceğini ifade eden Dr. Bektaş, COVID-19 salgını sürecinde özellikle çocukların beslenme ve ağız bakım alışkanlıklarının, diş çürüğünün ve diş eti hastalıklarının önlenmesi açısından oldukça önemli olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Beslenme alışkanlıkları çürük oluşumunu etkilemektedir. Özellikle bakteriler tarafından fermente edilebilen karbonhidratları içeren gıdaların çürük yapıcı özellikleri bulunmaktadır. Yüksek şeker içeriği olan ve/veya asitli gıdaların tüketilme sıklığı ve ağızda kalma süresi ile çürük gelişimi arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Bu nedenle günün farklı zamanlarında ara öğün olarak sık tüketilen karbonhidrat miktarı, aynı miktarın tek bir öğünde tüketilmesinden daha çok çürük yapıcı özellik göstermektedir. Fermente olabilen bir karbonhidrat alımından 30 dakika sonra ağız pH’ı hızla düşer sonra tekrar eski haline döner. Atıştırmalıkların alım sıklığı arttığı durumda ise plak pH’ında görülen tekrarlayan düşüşler plak ve diş arasında asit atakları oluşturarak dişte mineral kaybına, çözünmeye ve sonuçta çürüğün başlamasına neden olur.”"ÇÜRÜĞE KARŞI KORUYUCU ÖZELLİK GÖSTERMEKTEDİR"
Çürük gelişiminde koruyucu bir faktör olan tükürüğün akış hızı ve miktarı gıdaların ağızdan uzaklaştırılması ve çürük oluşumuna neden olan ağızdaki asidik ortamın nötralize edilmesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Dr. Bektaş, “Tükürük akışını arttıran gıdalar, kalsiyum, fosfat ve kazein içeren gıdalar çürüğe karşı koruyucu özellik göstermektedir. Aynı zamanda düzenli olarak probiyotik tüketimi de tükürükteki çürük yapıcı bakterilerin sayılarını azaltarak çürük gelişimini önler. Düşük kalorili tatlandırıcı olan ksilitol ise hem tükürük bezlerini uyararak tükürük akış hızını artırır hem de plaktaki / tükürükteki bakterilerin dişe tutunmasını ve asit üreterek çürük oluşturmasını engeller. Bu nedenle özellikle orta ve yüksek çürük riski olan çocuklarda ksilitol içeren sakızların yemeklerden sonra çiğnenmesi önerilmektedir” şeklinde konuştu.