Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam, Antalya’nın Kumluca ilçesinin afetlerden neden fazla etkilendiğini ve seraları neden sık sık su bastığını, 34 yıl öncesinin görüntüleriyle anlattı. [caption id="attachment_163155" align="alignnone" width="646"]ahmet cemal saydam 88 Prof. Dr. Saydam görüntülerle anlattı[/caption] Prof. Dr. Saydam, kentlerdeki sel baskınlarını da aynı nedenlere bağlarken, “2020'de modernleştik. Evler büyüdü, çatılar doğal olarak genişledi. Etraf otopark ve asfalt yollar. Modernleştik. Değişen doğanın iklimi değil, beynimizdeki çıkarcı iklim” diyerek temel nedenin betonlaşma olduğunu söyledi. ahmet cemal saydam 55

"CEVAP: KESİN SUÇLU BİZLERİZ"

Sosyal medya hesabından yaptığı meteorolojik hareketler ve iklimsel tespitleri nedeniyle medyada sık sık yer alan Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam, bu kez de kısa süreli yağışlarda bile kentlerin neden sular altında kaldığını anlattı. ahmet cemal saydam 44 Kendisine, “Hocam iklimler mi değişiyor” diye sorulduğunu belirterek, iklimlerin dünya var oldukça hep değiştiğini ve değişmeye devam edeceğini söyledi. Prof. Dr. Saydam şöyle devam etti: “Bu cevabın ardından (Şimdi hangi dönemdeyiz? Isınıyoruz değil mi?) sorusu geliyor. Cevap; keşke bilebilsek. Bir faninin yaşam süresi içerisinde iklim değişikliğini fark edebilmesi İMKANSIZ. Nereden biliyorum derseniz, geçmişteki iklim değişikliğinin bıraktığı izlerden derim. Ne yaşadığımızı anlamak için en az 5.000 hatta 10.000 sene süre geçmesi gerekiyor. Yani 12.021 yılında yaşayacak olan insanlar dönüp geçmişe bakınca ne yaşadığımızı anlayacaklar. Bizim de geçmiş 800.000 sene boyunca yerkürenin neler yaşadığını anladığımız gibi. Ekteki şekilde mavi renk Younger Dryas olarak tanımladığımız kısacık bir buzul çağı. Bundan 14.500 sene evvel yaşanmış ve 1.150-1.300 sene devam etmiş. İşte kısacık bir olgunun zaman süreci. Bunu da geçmişe bakınca anlayabiliyoruz. Onun için yaşadığımız dönemde iklimin nasıl bir evreye doğru değiştiğini anlamamız mümkün değil. Hocam sen hiç etrafa da bakmıyorsun galiba falan demiş olmalısınız. Bakıyorum ve de diyorum ki yaşadıklarımız sadece günlük meteorolojik olaylar. Biz bu günlerde Avrupa üzerindeki alçak basınç sistemine bağlı olarak cephenin sıcak tarafındaydık. İspanya da soğuk tarafında idi. Şimdi sistem doğuya kayıyor ve bugünden başlayarak batıda yağışlı havanın etkisine giriyoruz. Bu hafta ve gelecek haftanın tartışma konusu seller su baskınları taşan nehirler belki de istemeyiz ama can ve mal kayıpları. Suçlu belli. İklim değişikliği. Halbuki gerçeklere göre kesin suçlu bizleriz.”

"2002’DE TOPRAK GÖRMEK MÜMKÜNDÜ"

Prof. Ahmet Cemal Saydam şöyle devam etti: “İki örnek verelim. Birincisi şehirlerden diğeri de kırsal kesimden. 2020 ve 2002 tarihli görüntüler. 2002 de evler ve bahçeler yani toprak görmek mümkün. Yani evin damı akıcı yüzey olsa da etrafı emici idi. Yollar da o hor gördüğümüz taşlı yollardı. Her biri akan suya bir engel olan Arnavut kaldırımı tabir edilen yollar. 2020'de modernleştik. Evler büyüdü, çatılar doğal olarak genişledi. Etraf otopark ve asfalt yollar. Modernleştik. İyi de bu su nereye gidecek? Eskiden emilen suyun tamamı akışa geçiyor, ve de aniden ve de eğimli yol boyunca artarak. Sonuç ani beklenmedik taşkın, belediye ne yapsın? O izni verirken aklın neredeydi? Şimdi kısa yol var artık. Şuçlu belli, kim; İklim… Kesinlikle hayır. Suçlu tamamen plansız programsız öngörüsüz altyapısız büyümeye izin verenler.”

"KUMLUCA’DA EMİCİ YÜZEYİ CAMLARLA KAPLADILAR"

Kırsal kesimden de Antalya’nın sera cenneti Kumluca ilçesini örnek gösteren Prof. Saydam, “İşte Antalya Kumluca. 1984 yalın hali. Sonrası 2020 genel hali ve daha yakın görüntü. Eskiden % 95 emici olan bu alan şimdi tamamen seralar ile kaplı. Elbette ne güzel toprak katma değer yaratıyor. Daha da genişlesin daha da çoğalsın elbette ama akıllıca. Sen bu emici yüzeyi hem de cam gibi kaydırıcı yüzeyle kaplar ve de yağan yağmur suyunun nereye gideceğini hesaplamazsan doğa ne yapsın? Suçlu belli. İklim değişikliği. Hadi canım sende, suçlu sadece bizim beynimizdeki iklimin salt çıkarcılığa ve sadece günümüzü değerlendirmeye değişmesi. Sıcaklıklar değişiyor değil mi? Bulunduğunuz yerdeki meteoroloji istasyonlarının yerlerine bakın. Mesela Ankara. Eskiden şehrin dışında olan yer şimdi şehrin göbeğinde. İstanbul’daki bazı yerler sadece komedi, istasyon ve hemen 100 metre yanında restoran ve bacası. Mersin'de şehrin göbeğinde ve etrafında gelişen ağaçlar nedeni ile de fırtına olmazsa rüzgarın bile giremeyeceği bir yer. Eskiden sahilde olan yerler şimdi içeride önlerinde yoğun trafik akar. Ve bu istasyonlar sıcaklık ölçer. İklim elbette değişiyor ama şu Younger Dryas zaman çizelgesindeki her bir tık 1000 sene. İnsan ömrü 3-5 nesil bile toplam 200 sene edemiyor. Haftaya iklim soğuyor, buzul çağına doğru adım atacağız, dikkat edin.” ifadelerini kullandı. ahmet cemal saydam 11 ahmet cemal saydam 22 ahmet cemal saydam 33   ahmet cemal saydam 66   ahmet cemal saydam 99 ahmet cemal saydam 10 ahmet cemal saydam 77

Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam kimdir?

Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam  1951 İstanbul doğumlu. ODTÜ Kimya bölümünden Lisans(1974) Yüksek Lisans(1976) Liverpool Üniversitesinden(1981) de doktorasını aldı... BİYOGRAFİNİN tamamını okumak için TIKLAYIN