Türkiye’nin ilk Botanik EXPO’suna 30 Ekim’de veda ettik. EXPO 2016 Antalya’da bir yıldan biraz fazla görev yaptığımı düşünürsek iki satır kelam etmek benim de boynumun borcu sanki.2008 yılında hak kazanma adına ilk çalışmalarına başlanan EXPO 2016 Antalya’nın kente kazandırılması elbette hepimizde büyük heyecanlar yaşatmıştı. O günleri gözümün önüne getirdiğimde ne ihtişamlı sahneler düşlemiştim. Aslında 3T’li (tarım- turizm- ticaret) Antalyamız’da turizmin 5 sıfır gerisinde lanse edilen tarımın bu sayede daha çok ön plana çıkacağını umut etmiştim. Ekonomimiz iyileşecek, tüm Dünya ülkeleri Antalya’da buluşacak. Dünya’nın tarım ve turizm merkezi olacağız… Büyük hayaller, büyük umutlardı.Elbette bu hayalleri yalnızca ben kurmadım. İş dünyasından, işsiz gençlerimize kadar birçok kesim bu hayallere ortak oldu. EXPO 2016 Antalya sayesinde kentin bekleyen ulaşım ağı başta olmak üzere çok sayıda yatırım gerçekleşti. Havaalanı – Aksu raylı sistem hattı ve köprülü kavşaklar bence en önemlileri. Bir turizm kentine yakışan en önemli şey elbette ulaşım kolaylığıdır.Yine EXPO 2016 sayesinde kent ekonomisinde ciddi bir dinamik yaşandı. Çok sayıda insan iş sahibi oldu. Şantiye sürecinden açılışına, etkinliklerden kapanışına kadar kocaman bir aile canhıraş bir şekilde çalıştı, emek harcadı. Bu yoğun çalışma temposuna rağmen 8 milyon ziyaretçi beklenilen botanik Exposunu, ne yazık ki 4 milyon 700 bin kişi ziyaret etti. Neyi eksik yaptık belki oturup düşünmek gerekiyor. Ve zararın neresinden dönersek kardır sözünü hatırlamalı. Bundan sonraki süreçte alanın nasıl işletileceği hepimizin merakla beklediği bir cevap... EXPO sonrası alanın kullanımına yönelik çok sayıda öneri oldu. Bölgenin yapısına uygun en değerli öneriyi bence tarım üssü merkezi olmasıyla Kent Konseyi sundu. Dünya tarımda teknolojik yatırımlara ağırlık vermişken, ekolojik tarıma dair sınırsız imkanı girişimcilere sunmuşken, sektör temsilcilerine ve tarıma gönül vermiş kocaman nüfuslu yeni nesile bu şansı biz neden vermeyelim? Belki de bu şans tarımsal kalkınmamız için de bir umut ışığı olacak kim bilir. Antalya Kent Konseyi, tarımsal teknolojik çalışmaların yapılacağı uluslararası boyutta ‘Uluslararası uygulamalı akademik eğitim ve araştırma merkezi’ olmasına dair fikirlerini sunarken aklıma, Dünya’nın en şanslı coğrafyasında en güzel topraklarında yaşadığımız geldi. Bu alanın sadece bir kısmını neden post modern tarım merkezi yapmayalım?Düşünsenize belki yanı başımızda olan ama farkında olmadığımız birçok endemik bitkinin yaşatılacağı kocaman bir tarım üssü… Birbirinden güzel ülke bahçelerinde ilk kez tanışacağınız bir sürü bitki çeşidi… Türkiye’nin çok sayıda kentinin kültürel ve coğrafi yapısının kısa bir özgeçmişi… Dünya’nın sebze ve meyve ihtiyacının çoğunu biz karşılarken tarımımıza daha çok sahip çıkmalıyız. Bunun için en önemli hamle de böylesine güzel, böylesine anlamlı bir botanik EXPO’yu misafir eden Antalya’ya yakışır. Biz Türkiye’yiz tarım bizim işimiz…EXPO 2016 Antalya’yı ülkemize, kentimize kazandıranlara minnettarlıkla sözlerimi bitireyim. Tüm Dünya’da Antalya’nın kültür -sanat ve gerçekten tarımın başkenti olması adına EXPO 2016 Antalya alanının geminin kaptanı olmasını diliyorum. Diğer yol arkadaşlarını da yanına alarak tabi…
GÜNCEL
Yayınlanma: 17 Kasım 2016 - 11:09
EXPO Post modern tarım merkezi olsun!
GÜNCEL
17 Kasım 2016 - 11:09