13 yaşındaki oğluma "Ben ne yazık ki darbeler tarihinde büyüdüm, senin yaşamayacağını ümit ederken, bugün sen de darbe olgusuyla tanıştın: üzgünüm" dedim. 27 Mayıs’ın hemen ardında doğmuş, 12 Eylül’le birlikte üniversiteli olmuşum; darbeler, darbe girişimleri, muhtıralar, post modern darbeler görmüş ve alacağım tüm dersleri yaşayarak almışım. “Üzgünüm” dedim, çünkü bedellerinin ne denli ağır olduğunu biliyordum.Binlerce yıldır demokrasiye sahip olmak isteyenler ağır bedeller ödediler, demokrasiye sahipliği sürdürmek isteyenlerin bedelleri daha ağır oldu. İyi ve güzele sahip olmak pahalı ve zordur elbet. Demokrasinin önüne çıkacak engelleri önceden görüp önlem almak, önüne çıkarsa da mücadele etmek her yurttaş için bir görevdir. Demokratik haklara sahip olmanın ne kadar değerli bir şey olduğunu anlamak için de bunları yaşamak gerekmez. Bugünlerde yaşadığımız akıl almaz üzücü saldırıları yapanlar ve benzeri güç odakları kurmayı heves eden başka oluşumlar, toplum ve vatan düşmanlarıdır. Bu ağır ders umarım demokratik gelişimin önemini anlamakta yeterince uyarıcı olur. Tek güvencemiz bu halkın -bizi Orta Doğu ülkelerinden ayıran- demokratik yaşama ayrıcalığına alışmış olmasıdır. Bu ayrıcalıklı yönetim düzeninin içinde kendisini ifade edebilip, eşit insan hakları içinde inandığı gibi yaşayabildiği halde başka düzenler pişinde koşanlar da dâhil.Cemaatler ülkesi olmamanın önemini anlatmak uzun bir konudur elbet. Ne çoğunun içinde olduğu güçlü günlerinde ne de güçlerini devşirmek için gizli ilişkiler kurulan son günlerde bir işim olmayan bu terör örgütüne lanet etmekten başka sözüm yoktur.Şoktayım: Daha ne olsun, Gazi Meclisimiz tarihinde ilk kez bombalandı, Genel Kurmay Başkanı ve bazı komutanlar esir alındı. Genel Kurmay işgal edildi. Spiker, tutuklanmış yüzüyle darbe bildirisi okudu. Askerimiz ve polisimiz düşmanmışçasına birbirini kırdı. Hain pilotlar kendi helikopterlerimizle en önemli kurumlarımıza ateş açtı. Kendi uçaklarımız kendi helikopterlerimizi vurmak zorunda kaldı. Halk, darbe girişimine maşa olmuş askerle mücadele etti. Ben, bu saldırıya karşı meydanlara çıkan halkın çoğunluğunun iktidarı korumaktan daha önemli olan demokratik hukuk devleti düzenini korumak için mücadele ettiğini düşündüğüne inanıyorum. Öyle ya da böyle, bundan sonra biz artık başka bir ülkede yaşayacağız: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak… Unutmayalım ki bu ülkede en zor zamanlar darbe veya darbe girişimlerinin ardından yaşanan riskli yıllardır. Sorumluların cezalandırılması ötesinde umarım bu kez farklı olur. Farklı olacağına inancım, halkın sahip oldukları insanca düzeni korumak için top yekun cephe almış olmasıdır. Bu tavır, aynı zamanda gelecekteki olası darbe meraklılarına karşı verilen güçlü bir mesajdır. Sosyal medyanın önlenemez gücü yine görülmüş; Bağımsız medyanın önemi de bir kez daha anlaşılmış; medya da tek vücut olarak bu sınavdan başarıyla geçmiştir. CNN, facetime’dan Cumhurbaşkanı’nı zamanında yayına alarak yeni zaman mücadele tekniğinde bir “yeni”ye imza atmıştır. Bu yeni zaman güçlerinin doğru kullanıldığında iyi, yanlış kullanıldığında felaketlere yol açabileceği de unutulmamalıdır.Umarım bu güzel ülke ve bu halk bir daha bu tür saldırılara maruz kalmaz. Umarım bu tür oluşumların doğumuna ve beslenmesine de artık tanık olmayız. Bunlar, düşünce yapısına göre farklılık göstermemesi gereken ortak kutsal kaygılardır. Meclisteki tüm partilerin darbeye karşı durması ve ortak tavır göstermesi sevindiricidir. Bundan sonraki sıkıntılı süreci atlatmanın önlemi ise ortak değerler için kamplaşmadan, insan haklarına şartsız saygı çerçevesinde birlikte olmaktır. Çünkü demokrasi ve Hukuk, insan olan ve insanca yaşamak isteyen herkese ve ebediyen lazımdır. Bu darbe girişiminin tek iyi yanı belki de tüm sorumluların -özellikle meclisin- bu gibi konularda iktidar rekabetini bir yana bırakıp, şapkalarını önlerine koyarak uzlaşıyla birlikte düşünme şansı kazanmış olmasıdır. Bu şer’in tek hayrı da belki de bu kenetlenme ihtiyacının aciliyetine uyanılmış olmasıdır.“Gazi” unvanını yenileyen “milletin tapınağı” sonsuza dek, aynı düzende var olsun dileğiyle ve bu tür girişimlerin bir daha yaşanmaması umuduyla…Binyılların kıssası: En güçlü olan halktır, halk ne isterse o olur.Artık önemli olan da yarından sonra nasıl bir ülkede yaşayacak olduğumuzdur. Beklediğimiz de, bu bahaneyle yepyeni bir sayfa açıp demokratik laik bir Hukuk devletini her yurttaşın saygın geleceği için koruyup yenileyerek sağlamlaştırmaktır. Yoksa, çok pahallıya mal olan bu dersler de boşa gidecek.Düzeltme: Fetullahçı terör örgütünün darbe girişimi üzerine ilk günlerde yazdığım ve hemen ertesi gün yayınlanan bu makalemde geçen “…kafa kesme” olayının gerçek olmadığı anlaşıldığından. İlgili cümle tarafımdan makaleden çıkarılmıştır.
GÜNCEL
Yayınlanma: 17 Temmuz 2016 - 10:07
Demokrasiye Darp
GÜNCEL
17 Temmuz 2016 - 10:07