Ofistesiniz, işinize odaklanmışsınız ya da evdesiniz, sizin için önemli bir şey üzerinde saatlerdir çalışıyorsunuz. Kabuğunuza çekilmiş, tam bitirmek üzereyken, birisi gelip laptopunuzu kapasa, kaleminizi ya da şişlerinizi alsa ve hemen bırakmanızı söylese, nasıl hissederdiniz? Hakkınız yenmiş gibi mi? Ya da saygısızlık görmüş gibi mi? İşte bu durumda çocuğunuz da sizden pek farklı değil.Oyun, çocukluk mesleğidir ve ebeveynlerin bu gerçeği kabullenmeleri ve takdir etmeleri çok önemlidir. Çocuk, oynadığı oyunu ‘meslek’ olarak görür. Ne yaratmış, inşa etmiş, modellemiş ya da çizmiş; nasıl bir dünya, rol ya sahne yaratmış olursa olsun, bunlar çocuk açısından önemlidir. İşleri, ustalıklı ve anlamlıdır; tıpkı sunumunuz, temizliğiniz ya da örgünüz gibi... Daha da önemlisi, çocuğunuzun işi, yeni edinilmiş becerileri ve yetenekleri temsil eder.
Ebeveynler olarak oyun vaktinin bittiğini ilan ettiğimizde, özünde çocuğumuzdan, belki de tam dümeni kontrol altına almayı başardığında gemiyi terk etmesini istiyoruz. Yaratı sürecinde yarı yolda durmak, küçük çocuklar için zaman zaman zorluk yaratır; özellikle de çocuğun ana amacının kontrol sahibi olmak olduğu zamanlarda – ki böyle davranarak bu ihtiyacı bastırmış oluruz.Tabii ki oyun saatleri, nihayetinde son bulur. Ancak çocuklarımızın her zaman dağıttıklarını toplamak zorunda olmadıklarını bilmek gerekir. Bazen oyuncaklarını ve yaratılarını ortalıkta bırakmalarına izin verebiliriz. Evet, odası zaten dolup taşıyor. Oyuncaklar ve dağınıklık içerisinde boğulma hissimiz bir kat daha artabilir ama bu şekilde davrandığımızda, çocuklarımıza “işlerini” saklama izni verdiğimizde, projelerine harcadıkları zamana ve çabaya karşı saygı ve takdir içeren güçlü bir mesaj yollamış oluyoruz.Çocuğunuzun oyuncaklarını ya da projelerini kaldırmaya isteksiz olduğunu hissettiğinizde ona, toplamak zorunda olmadığını söyleyerek yaptıklarının önemini anladığınızı gösterin. Çocuğunuza şunları söylemeyi deneyin:
- “Toplamak zorunda değilsin! Eserlerini saklayabilirsin”
- “Haydi, oyuncağının üzerine adını yazalım ki hiç kimse dokunmasın”
- “Bunu atmak zorunda değilsin; ama kaldırmamız gerekiyor. Haydi bunu koyacak güvenli bir yer bulalım”
- “Bunun için çok uğraştın; haydi kaldırmadan önce bir fotoğrafını çekelim”
- “Bunun bir kısmını kaldırmamız gerekiyor; ama birazını bırakabiliriz. Hangi kısmını saklayacağımızı sen seçsene”
- “Ne kadar güzel bir şey yapmışsın! Haydi bunu asacak bir yer bulalım ki hep görebilelim”
- “Oyun saatini bitirmemiz gerekiyor. Oyuncağınızın bir kısmını yanına almak ister misin?”
- “Gitme vaktin geldi; ama ben burada oyuncaklarına göz kulak olacağım. Güvende olacaklar”
- Esnek olma becerisi
- İşlerin kendi istediği gibi gitmemesine tahammül edebilme
- Ödün verebilme
- Saygılı olma ve değer bilebilme
- Özel bir şey yapmak için harcanan zamanı, fikirleri ve çabayı onurlandırabilme