Antalya haber… Toplantıda ekim ayı enflasyon verileri, küresel ticaret savaşları ve sanayicilerin beklentileri ele alındı. Ardıç, ihracatçılar için önemli bir gelişme olan yüzde 3 Döviz Dönüşüm Desteği süresinin 6 ay uzatılmasını olumlu karşıladıklarını belirtti.
Yüksek faiz enflasyonun kaynağı haline geliyor
Ekim ayı enflasyon verilerinin yıl sonu tahminlerini aşma olasılığını artırdığını belirten ASO Başkanı Ardıç, ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaları sert bir dille eleştirdi:Seyit Ardıç: "Yaklaşık 2,5 yıldır uygulanan yüksek faiz politikası, uzun vadede maliyetleri artırarak enflasyonu yeniden besleyen bir döngüye dönüştü. Yani, enflasyonu durdurmak için kullanılan araç, ne yazık ki enflasyonun kaynağı haline geliyor. Tek başına yüksek faiz politikası enflasyonu kontrol altına almakta başarılı olamadığı gibi, reel sektörü de nefessiz bırakıyor."Ardıç, mevcut dezenflasyon politikalarının yapısal reformlarla desteklenmediği sürece üretim yerine ithalatı daha cazip hale getirdiğini ve birçok sektörün ithalat yapmanın daha kârlı olduğu bir noktaya ilerlediğini kaydetti.
"5 yıl sonra her iki üründen biri Çin malı olacak"
Küresel ekonomideki belirsizlik ve büyük güç rekabetine de dikkat çeken Ardıç, özellikle Çin'in üretim ritmine vurgu yaptı. Çin'in otomasyon ve akıllı teknolojilerle zirveye oynadığını belirten Ardıç'ın uyarısı çarpıcıydı:Seyit Ardıç: "Çin bu tempoyla devam ederse 2030’da milli gelir büyüklüğünde Amerika'yı geçecek ve 5 yıl sonra kullanılan her iki üründen birinin Çin malı olacağına işaret ediyor. Gelecek dönemde rekabet; yeni teknolojiler, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik standartları üzerinden sürecek."
Sanayide daralma sinyalleri
Ardıç, reel sektördeki güven kaybına dair somut veriler sundu:- İmalat PMI endeksi, son 19 aydır 50 eşik değerinin altında kalarak üretimde daralmayı işaret ediyor.
- Kapasite Kullanım Oranları, yüzde 73,8 seviyesiyle son 5 yılın en düşük düzeyinde.
- Reel sektör güven endeksi içindeki yatırım harcamaları bu yıl serinin en düşük seviyelerine geriledi.
"Harcama yapıyoruz, karşılığını alamıyoruz"
Başkan Ardıç, Ar-Ge harcamalarının 2002’den bu yana 17 kat artmasına rağmen, toplam ihracat içindeki yüksek teknoloji payının hala yüzde 3,5 seviyesinde kalmasına dikkat çekti.Seyit Ardıç: "Sorun, 'ne kadar harcadığımızda' değil, 'nasıl harcadığımızda'. Asıl gerekli olan; Ar-Ge ile ticari başarı arasındaki köprüyü kurabilmek, yani patent ve marka odaklı Ar-Ge yapabilmektir."Ardıç, sanayicinin rekabet gücünün artık sadece döviz kuruyla değil; teknoloji, Ar-Ge ve nitelikli insan kaynağı ile belirlendiğini söyleyerek, nitelikli eğitim sistemi ve güçlü kurumların sürdürülebilir kalkınmanın temel formülü olduğunu sözlerine ekledi.



