Antalya Kent Konseyi tarafından yapılan basın açıklamasında, "Zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerin aşılanması" hakkındaki 3573 sayılı Kanun'da yapılması planlanan değişikliklerin 13 Haziran 2025 tarihinde bir kez daha TBMM gündemine geldiği vurgulandı. Son 20 yılda 10 kez denenen bu değişikliğin, mahkemelerden döndüğü veya kamuoyu baskısıyla geri çekildiği hatırlatıldı.
Açıklamada, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın "madencilerin baskısıyla" her iki üç yılda bir bu yasa değişikliğini gündeme getirdiği ve bunun Türkiye zeytinciliğine "büyük bir darbe vuracağı" ifade edildi.
Zeytin kutsal bir ağaç ve ekonomik bir değer
Basın açıklamasında zeytinin kültürel ve ekonomik önemine dikkat çekildi: "Zeytin; bütün dinlerde ve kültürlerde, barışı, dostluk ve kardeşliği, ölümsüzlüğü, bolluk ve bereketi temsil eden kutsal bir ağaçtır." Ayrıca zeytin ağacının "ölümsüz" olduğu ve insan sağlığı ile beslenmesindeki yeri herkes tarafından bilindiği belirtildi.
3573 sayılı Kanun'un, zeytin üretimini destekleyen ve koruyan bir yasa olduğu, bu sayede Türkiye'nin 200 milyonun üzerindeki ağaç sayısıyla zeytin ve zeytinyağı üretiminde dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline geldiği vurgulandı. Mevcut yasaya göre, "zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede, sanayi tesisi yapılamaz ve işletilemez."
Geçmiş denemeler ve danıştay kararı
2012 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yasaya aykırı bir yönetmelikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na destek verdiği ancak bu yönetmeliğin Danıştay tarafından iptal edildiği hatırlatıldı. İptal edilen bu yönetmelik içeriğinin, kanun değişikliği yoluyla 2017, 2022 yıllarında ve son olarak da 13 Haziran 2025 tarihinde tekrar gündeme getirildiği belirtildi.
Zeytinlikler madenciliğe mi açılıyor?
Meclise sunulan "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" başlıklı torba kanun teklifinin 11. maddesi, zeytinliklerin madenciliğe açılmasına yönelik düzenlemeler içeriyor. Söz konusu maddede şu ifadeler yer alıyor: "Kamu ve tüzel kişilerce elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda, madencilik faaliyetinin devamına olanak sağlamak için bu alanlar üzerinde geçici tesisler inşa edilmesine, zeytinliklerin taşınmasını veya başka bir alanda yeni tesis kurmak kaydı ile kamu yararı dikkate alınarak bakanlıkça izin verilebilir."
Antalya Kent Konseyi, bu teklifin uygulamada mümkün olmayan "zeytinliklerin taşınması veya başka bir alanda yeni tesis kurmak kaydı ile" gibi ifadelerle zeytinciliğe büyük darbe vuracağını belirtti.
İklim hedefleri ve halk sağlığı tehdit altında
Konsey, teklifin sadece tarım alanlarını değil, Türkiye'nin fosil yakıtlardan çıkış hedeflerini ve 2053 karbon nötr taahhüdünü de tehdit ettiğini vurguladı. Kömürün en kirli fosil yakıt olup, sera gazı emisyonlarının ve hava kirliliğinin en büyük kaynaklarından biri olduğu belirtildi. Zeytinliklerin kömür madenciliği amacıyla yok edilmesinin hem iklim krizini derinleştireceği hem de halk sağlığını tehdit edeceği uyarısında bulunuldu. Bu yaklaşımın, yenilenebilir enerjiye geçişin konuşulduğu bir dönemde "geri dönüş anlamına geldiği" ifade edildi.
Ayrıca, Türkiye'nin son olarak Azerbaycan'da düzenlenen COP29 Zirvesi'nde imzaladığı iklim taahhütleri ve karbon yoğun ekonomiden düşük karbonlu ekonomiye geçiş stratejileriyle teklifin açıkça çeliştiği belirtildi. Zeytinlikler gibi karbon yutak alanlarını kömüre feda etmenin hem iklim hedeflerine hem de kamu yararına aykırı olduğu vurgulandı.
Antalya Kent Konseyi'nden milletvekillerine çağrı
Antalya Kent Konseyi, basın açıklamasının sonunda tüm Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerine çağrıda bulunarak, "sağduyulu davranarak torba kanun içindeki zeytincilikle ilgili değişiklik tekliflerinin geri çekilmesini talep ediyoruz" dedi.
