Sevgili okurlar zaman zaman Antalya’da yerleşim yerleriyle iç içe olan ormanlık alanlar ve parklar vahşice işlenen cinayetlere sahne oluyor.

Nereden biliyorum?

Adliye muhabirliği yaptığım dönemde takip ettiğim cinayet davalarından.

Hatta 2015 ile 2017 yılları arasındaöldürülen 5 kişiden dördünün cesedinin Varsak’taki ormanlık alanda cesedinin bulunması, bir kişinin ise cesedinin halen bulunamaması üzerine “Cinayet ormanı” başlığıyla bir haber yapmıştım.

O haberdeVarsak’taki ormanlık alanda cesetleri bulunan Salih Güler’in, Hulusi Gelişken’in, Gülizar Turan’ın ve Erdoğan Veziroğlu’nun nasıl öldürüldüğünü anlatmıştım. Yakın arkadaşı tarafından öldürülen İbrahim Açıkgöz’ün cesedinin isehalen bulunamadığını belirtmiştim.

Aradan 3 yıl geçmiş. Değişen bir şey yok.

Bildiğim kadarıyla İbrahim Açıkgöz’ün cesedi halen bulunabilmiş değil. Ama o haberden sonra o ormanlık alan yine cinayetlere sahne olmaya devam ediyor.

Nitekim 30 yaşındaki Duygu Çelikten’in cesedi de kaybolduktan 13 gün sonra yine Varsak’taki o ormanlık alanda bulunmuş.

Bunlar gün yüzüne çıkan olaylar.

Hafızamı yoklayınca sadece Varsak’taki değil, Antalya’nın çevresindeki diğer ormanlık alanlarda da işlenen cinayetler ve suçlarla ilgili adliyede takip ettiğim çok sayıda dava gözlerimin önüne geliyor.

Sadece insan öldürülmüyor ormanlık alanlarda.

Yağmalar, gasplar, tecavüzler, hatta terör gibi suçlarla da anılıyor güzelim ormanlarımız.

Güzelim ormanlara çöpler, molozlar da dökülüp kirletiliyor. Yani çevre cinayetleri de işleniyor.

Yaşananları duydukça yoldan geçip gitmeye bile korkuyor çoğu insan.

“Başıma bir şey gelse, görüp kurtaracak kimse yok” diye düşünüyor.

Ya şehrin göbeğindeki parklardaki kavgalar, meydana gelen ölümler…

Geçenlerde yıkılan İl Özel İdare binasının karşısında bir yakınımın işyerini ziyaret etmiştim. Bu sırada kadınlı erkekli 10-15 kişi işyerine gelip kamera görüntüsü sordu.

Meğer bir gece önce Yıkılan İl Özel İdare Binasının yerinde inşa edilen parkta 2 grup arasında büyük bir kavga çıkmış.

“Onunla ilgili görüntü var mı” diye soruyorlar.

Muhtemelen adliyelik olmuşlar.

Bu olayı duyunca söz konusu yerde 2015 yılında işlenen tombalacı cinayeti davası aklıma geldi.

O olayda tombalacı 2 grup arasında çıkan kavgada 2 kişi hayatını kaybedip iki kişi de yaralanmıştı.

Antalya 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonunda olayda hayatını kaybedenlerin birbirini vurup öldürdüğüne karar verilmişti.

Cinayetin sanıklarının ölen kişiler olduğuna hükmedilmişti.

Geçen gün bir arkadaşım aradı.

Dedi ki, “Konyaaltı Boğaçayı’nın çevresinde özellikle akşamları kavgalar eksik olmuyor.” Bu yüzden çevre sakinleri sokağa bile çıkmaya korkar hale gelmiş.

Keza benim evimim önündeki Altınkum Mahallesi Öğretmenler Parkında da zaman zaman kavgalar yaşanıyor.

Yapılan küfürlerin ise haddi hesabı yok.

Geçenlerde ayak üstü sohbet ettiğim Akdeniz Üniversitesi’nde görevli öğretim üyesi profesör komşum da bundan yakındı.

Parktaki kavgalar, küfürler yüzünden balkona bile çıkamaz hale geldiğini söyledi.

Parkın aydınlatması var ama kamera ve güvenlik yok.

Belediyeler eliyle mi olur, yoksa valilik kanalıyla mı olur bilemem ama parklarda ve ormanlık alanlardaki bu soruna bir el atılması gerekiyor.

-