MTV, Eurosport gibi birçok kanalın Türkiye temsilcisi olan Fatih Oflaz, 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Oflaz öz kızına yaklaşık 7 yıl boyunca cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Habertürk’ten Zülfikar Ali Aydın’nın haberine göre, yaşadığı istismar nedeniyle psikolojik tedavi gören genç kızın üç kez intihar girişiminde bulunduğu iddia edildi. İstismar mağduru kızın yaşadıklarının izlerini silmek için durumu annesine anlatıp 2013 yılı sonunda psikolojik tedaviye başladığı belirtildi.
“Babam her zaman despot bir insan oldu. Söylediği her şeyin yapılması gerekiyordu. 7,5 yaşımdan 15 yaşıma kadar sürekli istismara uğradım. Babamla annem ayrıldıktan sonra ben hep annemin zoruyla babamın evine gitmek zorunda kalıyordum. Yıllarca buna sesimi çıkarmadım. Çoğunlukla sanki bir şey olmamış gibi yaşamayı tercih ediyordum. O dönemden itibaren gece uykularım hiç rahat olmadı. Hep kâbusla uyandım. Babamdan, beni babamın evine gönderen annemden, buna engel olmadığı için abimden ve karşı koymadığım için kendimden nefret ettim. Sonunda durumu anlatıp gerçeklerle yüzleşmeye karar verdim ve şikayetçi oldum. Ne bu şikayet, ne de yargılamanın sonucu benim yaşadıklarımı değiştirmeyecek. Benim hayatım mahvoldu. Hiç kimse ile hiçbir düzeyde sağlıklı bir ilişki kuramıyorum. Kendimden nefret etmekten vazgeçemiyorum. Annemden ve babamdan nefret ediyorum. Bu da beni dünyada ailesiz, yalnız bir insan haline getiriyor. Benim hayatımı aslında ailem çaldı. Bu hastalığa beni ömür boyu mahkum ettiler. Bunun en büyük sorumlusu da babamdır.”
“BENİ ÖMÜR BOYU BU HASTALIĞA MAHKUM ETTİLER”
Fatih Oflaz’ın kızı mahkeme salonunda ağlama krizleri geçirdi. Oflaz’ın kızı şunları söyledi:“Babam her zaman despot bir insan oldu. Söylediği her şeyin yapılması gerekiyordu. 7,5 yaşımdan 15 yaşıma kadar sürekli istismara uğradım. Babamla annem ayrıldıktan sonra ben hep annemin zoruyla babamın evine gitmek zorunda kalıyordum. Yıllarca buna sesimi çıkarmadım. Çoğunlukla sanki bir şey olmamış gibi yaşamayı tercih ediyordum. O dönemden itibaren gece uykularım hiç rahat olmadı. Hep kâbusla uyandım. Babamdan, beni babamın evine gönderen annemden, buna engel olmadığı için abimden ve karşı koymadığım için kendimden nefret ettim. Sonunda durumu anlatıp gerçeklerle yüzleşmeye karar verdim ve şikayetçi oldum. Ne bu şikayet, ne de yargılamanın sonucu benim yaşadıklarımı değiştirmeyecek. Benim hayatım mahvoldu. Hiç kimse ile hiçbir düzeyde sağlıklı bir ilişki kuramıyorum. Kendimden nefret etmekten vazgeçemiyorum. Annemden ve babamdan nefret ediyorum. Bu da beni dünyada ailesiz, yalnız bir insan haline getiriyor. Benim hayatımı aslında ailem çaldı. Bu hastalığa beni ömür boyu mahkum ettiler. Bunun en büyük sorumlusu da babamdır.”