İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"31 Mart'ta iftiracı müptezellere ahlak dersi, edep dersi vermeye hazırlanan bir Elazığ var. Dörtlü yalan çetesine dürüstlük dersi vermeye can atan Gakkoşlar var. 31 Mart'ta Kandil'in mızıkacılarına sandıkta milli şamarı indirmeyi iple çeken bir El Aziz var. Bu meydanda yalan yok. Bu meydanda zillet yok, sadece beka var. Bu meydanda, bölücüleri demir yumruk olup ezen yiğitler var."

''Cennet annelerin ayakları altındadır"

Dün malum dünya kadınlar günüydü. Ama bizim için dünya kadınlar günü bunların, batının bir anlayışıdır. Bizim için kadınlar günü her gündür. Niye? Ana her gün var mı? Var. Ana yoksa insan yok. Ana varsa insan var. Sevgililer sevgilisi Peygamberimiz ne buyuruyor? "Cennet annelerin ayakları altındadır" diyor.

"Onlar bu millete ihanet içindedir"

Siyaset özünde bir yarıştır, rekabettir. İnsanları ortak idealler etrafında bir araya getirme sanatıdır. Siyaset kutuplaştırmak için değil gönülleri buluşturmak için yapılır. Her kim siyaseti insanımızı birbirimizi kırdırmanın aracı haline getiriyorsa; PKK'nın desteklediği HDP gibi. Açık söylüyorum onlar bu millete ihanet içindedir.

''Bu millet yalancıya ders verir"

Her kim miting meydanlarını iftira kürsüsüne çeviriyorsa, o sadece kendi itibarını değil siyasetin itibarını da yok ediyor demektir. Geçmişte Türkiye bu tarz çok siyasetçi görmüştür. Bu millet siyaseti kirleten, lekeleyen bir çok kifayetsiz görmüştür. Bu ülke CHP'nin milletvekili pazarlığı yaptığı Güneş Motel rezaletini, parti değiştiren fırıldaklarını görmüş, yaşamıştır. Günlük hayatta yalancının mumu yatsıya kadar yanar, siyasette ise en fazla seçime kadar yanar. Seçim sandığı önüne gelince bu millet yalancıya dersi verir.

Darbecilere direneni de, tankların arasından sıvışanları da gördük; Bay Kemal gibi. Biliyorsunuz o gece 15 Temmuz 23.15'te beyefendi Atatürk Havalimanı'na geliyor İstanbul'da. Tanklar orada, millet orada. Ve o tankların arasından FETÖ'cülerin müsaadesiyle çıkıyor gidiyor, Bakırköy Belediyesi'ne. Kim bu adam? Darbecilerin karşısına tankların önüne ben çıkarım diyen Bay Kemal; yalancı, yalancı.

''14 kez sandığa gömdük"

İşte bana da attığı iftiraları biliyorsunuz. Ve açtım davaları baya kazanıyorum. Şimdi en son Man Adası diye bir şey tutturdu. Çıkardı grubunda kağıtları salladı. Oradan da bir 2.5 milyon kazandık. Şimdi itirazlarını yapıyor. Ve 2.5 milyonu aldığımda onu Mehmetçik Vakfı'na hibe edeceğim. Hiç olmazsa Kılıçdaroğlu'nun da bir hayrı olur.

3-5 oy için terör örgütlerine taşeron yapanları da gördük. Yasaklar sürsün diye AYM kapılarında nöbet tutanları da gördük. Bu tiplerin hepsini son 17 senede, 14 kez sandığa gömdük. Ne dediler? Muhtar bile olamaz. Bize ömür biçenleri de Allah'ın lütfuyla hezimete uğrattık.

''Dağdan emir geliyor hemen ertesi gün..."

Biliyorsunuz biz CHP'nin başındaki zatın yalanlarıyla uğraşıyoruz. Akşam başka, sabah başka yalanlarıyla uğraşmaktan bıktık. Atalarımız ne diyor? Üzüm üzüme baka baka kararır diyor. Bay Kemal'in yalan furyasına son günlerde ittifak ortakları da katıldı. Hanımefendi de katıldı, bir diğeri de katıldı. HDP'li eş başkanlar bir taraftan, hanımefendi bir taraftan sürekli iftira. Dağdan emir geliyor, hemen ertesi gün Kandil'in mızıkacıları bize saldırıyorlar.

''Şakadan da olsa terörist denmez"

Denizli'de ortak miting düzenliyorlar. Millete yaptıklarını, yapacaklarını anlatmak yerine bize ve halkımıza bühtan ediyorlar. ''Cumhurbaşkanı'nın teröristler dediği Denizlililer'' diyor. Anlaşılan bu mızıkacılar 21 gün boyunca gittikleri her şehri, vatandaşımızı teröristler diye selamlayacaklar. Şaka bahanesiyle önlerine çıkan herkese terörist damgası vurmaya devam edecekler. İnşallah Elazığ'a gelirler mi bilmiyorum. Geldiklerinde aynı hataya burada da düşmezler. Denizli'deki Aydın'daki rezaleti inşallah tekrarlamaz. Yiğitler otağı Elazığ'da inşallah sizleri teröristler diye selamlamazlar. Tıpkı Denizlili, Aydınlı kardeşlerim gibi Gakkoşlar da hassastır. Şakalaşacak, gülecek eğlenecek diye terörist yaftasına benim Gakkoşlarım tahammül etmez. Şakadan da olsa terörist denmez.

''Onunla hemen hesaplaşacağız"

Bunun adı şaka değil, komiklik değil, olsa olsa hadsizliktir, edepsizliktir. İftiralarla, bühtanla mahkemeye verdim. Oradan da hesaplaşacağız. Fakat hanımefendinin kaçacak deliği de yok. O milletvekili de değil. Onunla hemen hesaplaşacağız. Onun hesabı ağır olacak. 31 Mart günü millet bunlara şaka nasıl olurmuş sandıkta gösterecek.

Hatay'da saldırıyor. Ne diyor? Oy yoksa hizmet yok. Kim diyor? CHP'li belediye başkanı. Böyle bir belediye başkanından hanımefendi niye bahsetmiyorsun? Böyle siyaset olur mu?

''Beğendin mi hanımefendi?"

Şimdi hanımefendi nasıl beğendin mi? Bak Kürdistan diyor. Onunla omuz omuza yürüyorsun hanımefendi. Sen Erdoğan'ın ağzından kalkıp da halkına terörist ifadesini kullandığını asla ispat edemezsin. Bunun bedelini ödeyeceksin. Senin ortağın ödüyor işte, sen de ödeyeceksin. HDP ödüyor ödüyor zaten bitmiyor. Birileri cezaevinde süre dolduruyor, FETÖ'cüler dolduruyor, aynı yolda sen de düşebilirsin.

Niye? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'na iftira atamazsın. Yalan söyleyemezsin. Türkiye yol geçen hanı değildir. Bir hukuk devletidir. Ne diyor? Biz arkamızı YPG'ye PKK'ya dayadık. Ben de buradan sesleniyorum, biz de arkamızı Gakkoşlara dayadık.

''Bu çapsızlar hangi iftirayı atarsa atsın..."

Bay Kemal'in söyleyecek hiçbir şeyi yok, diğerlerinin de yok. Bunlara tavır almak yerine her defasında hakaret, hakaret, hakaret. Benim CHP'ye, sözde İyi Parti'ye, Saadet'e gönül vermiş kardeşlerime bu gerçekleri hiç anlatamıyorlar. Kandil'e laf edemiyorlar, Pensilvanya'ya tek kelime söylemiyorlar, YPG'ye tek bir eleştiri getiremiyorlar. Bu çapsızlar hangi iftirayı atarsa atsın bizim tek bir gündemimiz var, bizim derdimiz millet, hedefimiz hizmet.