Antalya Milletvekili Abdurrahmna Başkan'ın TBMM'de yaptığı o konuşma;

Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri

Muhterem heyetinizi ve bizi televizyonları başında izleyen Yüce Türk milletini saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin ilk bütçesi olan 2019 yılı bütçesinin, 2017 yılı merkezi yönetim kesin hesap kanunu tasarısının 7. maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum.

24 Haziran seçimlerinden sonra, 9 Temmuzda Sayın Cumhurbaşkanımızın yemin etmesiyle, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi fiilen başlamış, yürütme tamamen Cumhurbaşkanlığının uhdesine bırakılmıştır.

Yürütmenin iki başlılıktan kurtularak tek noktada birleşmesi, devlet işlerinin daha seri bir şekilde ifa edilmesine imkân sağlayacaktır.

Ancak buradaki en önemli unsur; Devlet yönetiminde liyakat esaslı kadroların oluşturulması ve bir daha FETÖ ve benzeri yapılara asla izin verilmemesidir.

Sayın Genel başkanımız Devlet Bahçeli beyin söylediği gibi;

‘’Unutmasınlar ki hainlere karşı aynı

siperdeyiz, aynı gemideyiz. Aynı çizgideyiz.

Türk Milleti bu vatanda bağımsız şekilde

varlığını muhafaza edecektir. ‘’

Milliyetçi Hareket Partisi olarak; Ülkemizi muassır medeniyetler seviyesine çıkarmak ve Türk milletine hak ettiği refahı sağlamak, bunun içinde gece az uyumak gündüz ise çokçalışmak hedefimiz olacaktır.

Eğer hedefimiz dünyanın en gelişmiş on ekonomisinden biri olmaksa, yetişmiş kadrolarımızın yurt dışına gitmemesini, yurt dışında olan vatanını milletini seven yetişmiş değerlerimizin ise ülkemize geri dönmesini teşvik etmek şarttır.

On bir gündür genel kurulda, öncesinde ise bir aydır plan bütçe komisyonunda Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu süreçlere yapıcı katkı vermeye çalıştık. Sorunları tespit ettik, eleştirilerimizde oldu, takdirlerimizde bir çok konuda hem risklere işaret ettik, hem de çözüm önerilerimizi sunduk.

Sonuçta ülkemizin 2019 bütçesi ortaya çıktı, bizler MHP milletvekilleri olarak bu bütçeninsağlıklı bir şekilde yürütülmesi sürecinin, milletimiz adına takipçisi olacağımızı burada ifade etmek isterim.

Sayın Başkan Değerli milletvekilleri.Ülkemizin topraklarının %33’ü tarım alanıdır. Bu alanlarda, iklim ve toprak farklılığından dolayı yetiştirilen ürün çeşidi fazladır. Tarım, özellikle verimli toprağın bulunduğu alanlarda yapılır. Sulama, tohum, gübreleme,makinalaşma ve Kooperatifleşme tarımsal faaliyetlerdeki verimi ve kazancı etkileyen en önemli faktörlerdir.

Tarım ürünleri kimi zaman gıda, kimi zaman sanayide ham madde, kimi zamanda ticari ürün olarak kullanılır.

Tarım ürünlerinin ham madde olarak kullanılıp hazırlama, işleme, muhafaza, ambalajlama gibi değişik işlemlerden geçirilerek nitelik ve niceliklerini iyileştiren sanayi dalına Endüstriyel tarım denir.

Bu da Tarım İle Sanayi sektörünün karşılıklı etkileşiminin gerçekleştiği ve bütünleştiği bir sanayi dalıdır. Bu sektörün gelişmesi, çiftçimizin gelirinin artmasında büyük katkı sağlayacaktır.

Ayrıca Türk tarımı ve Türk sanayinin entegre edilmesi sonucu, kırsaldan göç de önemli ölçüde azalacaktır.

Tarıma dayalı sanayinin yerli ve milli halde geliştirilmesi için gerekli teşvikler acilen sağlanmalıdır.

Akdeniz’in etrafındaki, özellikle güney bölgesini sarmalayan sınırlar, Avrupa-Afrika platosunu hedefleyen gıda firmalarının lojistiği açısından vazgeçilmez bir bölge haline gelmekte, Türkiye ise bu bölgenin tam kalbinde bulunmaktadır.

Antalya bölgemiz bu coğrafyada olup dünyanın en önemli örtü altı yetiştiriciliğininolduğu yerlerin başında gelir. Buradan dünyanın bir çok ülkesine sebze ve çiçekihracatı hem hava hem de kara yoluyla yapılmaktadır.

Ayrıca Akdeniz havzasında yeni yeni başlayan tropik meyvelerin ve katma değeri yüksek ürünlerin üreticiliğine önem verilmeli, örnek bahçe uygulamaları ile çiftçilerimiz bilgilendirilmeli ve desteklenmelidir.

Antalya’mızda artık orta ölçekli tropik fırtınalar görülmekte ve bunun sonucu dolu, sel ve hortuma dayalı afetler artmaktadır. Bu hasarlardan Antalya çiftçileri iki türlü zarar görmekte ki, biri afetten, diğeri ise tam olarak anlatılamayan ya da Tarım sigortasındandır.

Temmuz ayında Kumluca da dolu Elmalı da sel felaketleri yaşanmış ve hazine arazilerineecri misil ödeyip kiralayan küçük sera üreticilerimiz zarar görmüş ve Tarsim tarafından sigortalanmadığı için bütün emekleri zayi olmuştur.

Acilen Tarım Bakanlığımız ve Tarsimin bu konuyu inceleyip çiftçi eğitim şube müdürlüklerinin üreticilerimizi bilgilendirmesi elzemdir.

Lisanslı depoculuk sistemi yaygınlaştırılmalı, soğuk hava depoları kurularak çiftçinin malını uzun vadede daha iyi fiyattan satması sağlanmalıdır.

Hayvancılığa özel önem verilerek kaba yem üretimi arttırılmalı, entegre tesislerin kurulması kontrollü olarak desteklenmeli, Türkiye’nin hayvan varlığını arttırmak için yetiştiricilere ucuz kredi imkanları sağlanmalıdır.

Sayın Başkan Değerli milletvekilleri

Antalya’mız tarım da olduğundan daha fazla, dünyanın önemli bir turizm destinasyonu olarak da bilinir.

Antalya’mıza 18 Aralık 2018 itibariyle Gazipaşa ve Antalya hava alanı yoluyla

Yaklaşık 13 milyon turist gelmiştir. Bu sayı 2017ye göre % 31’lik bir artış demektir.

Ülkemizin tamamında ise turist sayısı 2018 de 40 milyon olarak beklenmektedir. Antalya için orta vadeli hedefimiz yılda 20 milyon,Türkiye için ise 50 milyon turistin ülkemizi ziyaret etmesidir.

Turist sayısı kadar turistlerin harcama miktarıda önemlidir. Ülkemizde turist başı harcamanın 800 doların altında olduğu bilinmektedir, bunun kısa vadede 1000 doların üzerine çıkarılması şarttır.

Yıllık 50 milyar dolar turizm geliri hedefimiz olmalıdır.

Dünyada hiçbir ülkede bu kadar güzel oteller, bu kadar güzel yemekler ve bu kadar güzel denizi bu fiyatlara satın almak mümkün değildir.

Bu sebeple sadece yaz turizmi yeterli olmayıp, turizmi çeşitlendirip hem de tüm aylara yayarak golf gibi, inanç turizmi gibi, kış turizmi gibi, gurme turizmi gibi ve sportif amaçlı turizm gibi katma değeri yüksek turizm branşlarına yönelik çalışmalar artırılmalıdır.

Yine kişi başı harcaması yüksek turistler grubunda yer alan Kurvaziyer turizminden, şehrimizin aldığı pay arttırılmalı ve Antalya’mızın önemli bir destinasyon merkezi yapılması Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan acil talebimizdir.

Sağlık turizmi ülkemiz için önemli bir gelir kaynağı olmaya başlamıştır ve Katma değeriyüksek bir turizm sektörüdür. Antalya’mızın bu sektörden pay alması turizmin çeşitlenmesi içinde önemli olacaktır. Bu amaçla 27 ilde 33 şehir hastanesi hedefiyle yola çıkılırken 33 noktadan biride Antalya olmuştu. Kepez göçerler ve çevresine düşünülen 1000 yatak kapasitesine sahip hastanenin bir an önce hayata geçirilmesi Antalya’mız için önemlidir.

Antalya’mızın hem merkezi hem de ilçeleri ayrı birer güzelliktedir.

Gazipaşa’nın Sayacık mağarası, Selinus antik kenti görmeye değerdir.

Gündoğmuş; adı üstünde güneşin en güzel doğduğu yerdir,

Akseki; ilçemiz kardelen çiçeğinin ana yurdu olup, giden gelmez dağları ve ala geyiğin vatanı olarak da bilinir.

İbradı; ilçemiz oğuzların salur boyundan olup havası sert insanı merttir.

Alanya; Atatürk tarafından ismi verilmiş, Selçuklulardan, Karamanoğullarına, Mumluklulardan, Osmanlıya tarihin dokusu ve kokusu içine işlemiş bir kültür otağıdır. Meşhur kalesinden taş atmayan kalmış mıdır?

Serik; dünyanın en önemli golf merkezidir.

Manavgat’ın gezilecek o kadar çok yeri var ki Şelalesi, Side Antik Kenti. Apollon Tapınağı, bunlardan sadece bir kaçı.

Aksu; Perge Antik Kenti dünya mirası olup, Zindan Mağarası, Kurşunlu Şelalesi muhteşemdir.

Kemeri , anlatmakla bitmez,Phaselis Örenyeri ve Müzesi, Olimposu, Yanartaşı ve Beldibi Mağarası sadece birkaçıdır.

Kumluca; Dünyada domatesin başkenti nere diye sorsalar herkes Kumluca der, sera tarımının da gözbebeğidir,

Finike; Portakalı dünya markasıdır.Limyra Antik Kenti ve Örenyeri ile Andrea Doria Koyu bu İlçemizde bulunmaktadır.

Demre’de inanç gruplarının önemli şahsiyeti noel baba’nın mezarı bulunur, çok önemli bir turist potansiyeline sahiptir

Kaş; Kaputaş Plajı ve Kekova yeter ama dünyanın en önemli dalış merkezleri bu ilçemizdedir, 40dan fazla dalış merkezi ve yirmiden fazla dalış okulu vardır.

Kekovanın Kara ulaşımının olmaması, dış dünyayla kısa bir süreliğine de olsa bağlantınızı kesmiş hissiyatı verir.

Korkuteli; Güllük DağıTermessos Milli Park. Sultan Alaaddin Cami. En bilinen yerlerdir.

Elmalı; arkeolojik müzesi mutlaka görülmelidir.

Döşemealtı; Termessos Antik Kenti, Düzlerçamı, Antik Döşeme Yol, Karain Mağarası ayrı güzelliktedirler.

Konyaaltı; Falezlerin kayalıklarından Antalya Limanı’na kadar uzanan Konyaaltı Plajı mavi bayrağa sahiptir, ve 4,5 km uzunluk ve 70 m genişliktedir.

Kepez; Antalyamızın merkezdeki en büyük ilçesi olup düden şelalesi ve zeytinlikleri görmeye değerdir.

Muratpaşa; Sadece Kaleiçi yat limanı ve falezler muratpaşayı tek başına anlatmaya yeterlidir.

Özetle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘’şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel şehridir’’, diyerek noktayı koymuştur.

Antalya sadece deniz, kum, güneş ve antik kentlerin şehri olmayıp aynı zamanda manevi ve tarihi şahsiyetlerinde memleketidir.

Kur An I Kerimin En Güzel meal ve tefsir ’ini Yazan Elmalılı Hamdi Yazır’ın, 16 yüzyıl tasavvuf şairi Sinani Ümminin Memleketi Antalya’dır.

İtalyanların 1920 deki İşgaline Karşı Direnirken Şehit Olan Ve Milli Mücadelenin İlk Fitilini Ateşleyen Korkuteli’nin Manevi Evladı Mustafa Haşmet’in Memleketi’de Antalya’dır.

Dokuz felek bizim sayvanımızdır Yedi kat yeryüzü seyranımızdır. Zira insan suretidir tonumuz Kamu alem bizim hayranımızdır Diyen Alanya beyinin oğlu Kaygusuz Abdal’da Antalyalıdır.Kısaca Antalya güzel ülkemizin gözbebeğidir.

Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri Burada sözlerime son verirken gabarda, Katoda, amanoslarda, afrinde, mümbiçde kar ve soğuğa rağmen nöbet tutan askerlerimize ve polislerimize selam ve dualarımızı gönderiyorum, 2019 yılı merkezi yönetim bütçesinin ülkemize ve büyük Türk milletine hayırlı olmasını diliyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Ne Mutlu Türküm Diyene