2025 turizm yılı tüm dünyada dalgalı ilerlerken, Türkiye’de ibre yeniden yukarı döndü.Turizm gelirlerimiz artıyor, ziyaretçi sayısı yükseliyor. Ancak bir sorun var, ülkemizde halen devam eden yüksek enflasyon ve maliyetler baskısı rakamları yörüngesine hapsetmiş vaziyette.
TÜİK’in 2025 yılı ilk 9 aylık verilerine göre Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı 14 milyon 91 bin 318 kişiyi buldu. Turizm gelirleri ise 25,8 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekora imza attı.
Yılın ikinci çeyreğinde 16 milyar dolarlık gelirle turizm, ihracat ve sanayiden sonra ülkemiz ekonomisine en yüksek katkı sağlayan sektör olarak yüz güldürüyor.
Küresel ve bölgesel belirsizlikler ile Avrupa’daki resesyona ve enerji maliyetlerindeki dalgalanmaya rağmen Türkiye turizmi, “istikrarlı büyüme” çizgisini koruyor.
Türk turizminin başkenti konumundaki Antalya 2025’in ilk dokuz ayında 14 milyon 91 bin 318 yabancı ziyaretçiyi ağırladı.
Bu, Türkiye’ye gelen her dört turistten birinin Antalya’yı tercih ettiği anlamına geliyor.
Akdenizin incisi Antalya geçen yıl 17,3 milyon turistle kırdığı rekoru bu yıl daha da yukarı taşıyarak 18 milyonun üzerine çıkarmaya hazırlanıyor.
Yukarıda da belirttiğim gibi sayı bakımından Türkiye’nin sorunu yok. Rakamlar tüm zamanların üstünde. Ancak sektör temsilcileri ve özellikle konaklama tesislerinin sahip ve yöneticileri ile konuştuğumuzda hemen hemen hepsi gelir ve gider dengesinden yana şikayetçi.
Para kazanamamaktan yakınan turizmciler girdi maliyetleri ve yüksek enflasyon karşısında hatta zarar ettiklerini bile söyleyenler var.
Yunanistan, Mısır ve İspanya gibi rakiplerimiz pazarda fiyat kırarak turist kapma yarışına girerken, Türkiye hizmet kalitesi ve fiyat politikasından taviz vermemek için direniyor. Rakiplerimizden daha pahalı bir tatil ülkesi olmamıza karşın tercih edilen ülke olma özelliğimizi koruyoruz.
Artık mesele sadece turist sayısı değil, kişi başı gelir. Antalya ve ülke olarak yüksek harcama yapan turist profiline yönelmek zorundayız. Bazı otoriteler artan maliyetleri düşürmek adına her şey dahil sisteminin kalkmasından yana. Bizim ülkemizi tercih eden misafirlerin büyük çoğunluğunun çocuklu aileler ve HD tercihli geldiğini düşünürsek henüz bu konuyu tartışmak için erkendir.
2024’te ülkemizi ziyaret eden her bir misafir ortalama 952 dolar harcarken bu yıl bu rakam 1.000 doların üzerine çıkması bekleniyor. İşte bunu başarır, birde yazı kışı birleştirir tek sezon haline dönüştürebilirsek o zaman Türkiye dünya turizm gelirleri sıralamasında ilk sıralara yükselecektir. Türkiye’nin buna fazlasıyla ihtiyacı var, potansiyeli de vardır.
Antalya Valisi Hulusi Şahin her konuşmasında; ‘Artık sıradaki hedef sadece sayısal rekorlar değil, sürdürülebilir turizm başarısını elde etmektir’ diyor. Çok doğru bir yaklaşım. Antalya yıl 12 ay turizm potansiyeline sahip bir şehir. Peki biz bu potansiyelin ne kadarını kullanabiliyoruz? Turizm sezonu kavramından 12 ay turizm yapacağımız bir faza geçmeliyiz artık.
Yüksek sezon dışında kalan aylarda Antalya sağlık ve spor turizmine ağırlık vermeli. Bakın her önüne gelen sağlık turizmi yapmaya çalışıyor. Mesela Antalya’da her köşe başında bir diş kliniği görürsünüz.
Bunların çoğu yabancılara hitap ediyor. Bu işe bir çekidüzen verilmez ise korkarım ileride başımız çok ağrıyacak.
Sektör temsilcileri boş laf üretmek yerine başımıza kötü bir şey gelmeden bu mevzulara kafa yormalılar. Her önüne gelen sağlık turizmi yapmamalı. Diş, saç, estetik vs sağlıkla ilgili konular hassastır. En küçük bir hata Türk turizmin sonunu hazırlar.
Turizm Bakanlığı’nın yeni “Yeşil Dönüşüm Sertifikası” programında Antalya, Türkiye genelinde birinci sırada yer alıyor.
Yani Antalya sadece turizmde değil, çevre duyarlılığında da öncü bir şehir olmalı. Sürdürülebilir turizmin olmazsa olmazı çevreyi korumaktır. Hizmet kalitesinden asla ödün vermemektir.
Türkiye’ye gelen her dört turistten biri Antalya’ya geliyor, yani her beş dolardan biri Antalya’dan kazanılıyorsa bu şehrin alt yapısına daha fazla para harcamamız, bu şehrin doğasını, tarihini, denizini, kumunu göz bebeğimiz gibi korumamız lazım.
Çünkü bu dünyada başka ANTALYA yok!
