Kendi gerçeğimizle yüzleşmeyi çoğu zaman görmemezlikten geliyoruz. Çoğu zamanda kör gözlerle bakıyoruz hayattaki beklentilerimize..
Kararlar veriyoruz, kendimiz için herzaman en doğru olanı seçiyoruz..Peki bunu yaparken doğru tercihler yapabiliyormuyuz...?
Kendimizi gerçekten iyi tanıyorsak hem yapacağımız tercihlerde daha başarılı olup hem de hayatın zorluklarıyla daha kolay bir şekilde mücadele ederiz. Kendi gerçekliğinin aynasıyla yüzleşmeyenler yaşadığı bir zorluk karşısında hemen başkalarını suçlayarak, aynadaki yansımalarını başka yöne çevirir herzaman... Çoğu zamanda kendimizi kandırırız belkide..! Bazen farkında olduğumuz halde umursamayız içimize yaptığımız ikiyüzlükleri, bazende kimliğimizi sorgulamadığımız için bunun farkına bile varmayız.
Aslında kendimizi tanımak kendi bulmacamızı çözmekle başlar. Duygularımızı tanımak, gerçekten neyi sevip sevmediğimizi bilmek, hedeflerimizin ne olduğunu tartabilmek, tercih yaparken kendi akıl ve duygu süzgecinden geçirebilmesi, yeteneğimizi keşfetme, bize iyi ve kötü gelen şeyleri ayırt edebilmek, hayattan beklentimizin ne olduğunu bilme, hangi konuda eksiğimizin yada artımızın olduğunu gözlemleyebilme, kendi sınırlılıklarımızı bilmek ve korumak en önemlisi bizi ne mutlu eder sorusunu kendimize dürüstçe sorabilmek, bize kendi özümüzü tanıma yolculuğunda yol gösterecektir.
Kendi bulmacasını çözen kişiler kendi kimliğini tanıyarak, başkalarının beklentilerine göre değilde ben ne istiyorum sorusunu kendine sorarlar... Kendimizi tanımanın sonu yoktur, kendimizi keşfettiğimizde, hergün farklı fikir ve hislerle sıradan görünen hayatın aslında nekadar süprizlerle dolu olduğunu, acısı, sıkıntısı, stresi yanında hayatın bize verdiği güzellikleride görürüz.
Kendimizi keşfetmezsek eğer BEN kavramını her yerde kullanıp ama kişisel benliğimizin bize verdiği sesleri fısıltıya dönüştürürüz. O yüzden çoğu insan kendini çok iyi tanıdığını düşünür. Kendini kandırdırdığının farkında olmadan, başkalarının kimliklerinide eleştirmeye başlar... Zaten kendi hayat yolculuğunun gerçekliğini keşfeden insan, kendi eksilerinin peşinde olduğu için başkalarının yanlışlarıyla vaktini harcıyacağına kendi yanlışlarına yarabandı koyarak değilde, yanlışlarının kabuğunu korkmadan söküp atarak kendi doğrularının peşinden sürüklenir...
Başkalarını memnun etmeye çalışıp hayır demeyi pek beceremiyorsak başımıza gelecek her sorunda başkalarını suçlayıp kendi gerçekliğimizden kaçarız. Kendimizi sesimizi dinlersek hayatın kumandasını elimize alıp başkalarının bizim kişiliğimizi yönlendirme hakkı vermeyip, hayatımızın rotasını kendimiz yönlendiriz...
