"Hiçbir şikayet yoktu"
Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde görev yapan diğer şube müdürü Şener Şan da olayın gerçekleştiği tarihte özel okullardan sorumlu şube müdürünün kendisi olmadığını söyleyip, olayla ilgisinin bulunmadığını öne sürdü. 2 çocuk babası ve 24 yıllık eğitimci olarak yaşanan olay karşısında üzüntü duyduğunu dile getiren Şan, şöyle konuştu:"Özel eğitim kurumlarından sorumlu olarak 2014 yılından 2016'a kadar bu görevi yaptım. Daha sonra Hüseyin Buldu'ya devrettim. Yani olaydan 1 yıl önce görevi devrettim. Benim bu olaydan sorumlu tutulmam mümkün değildir. Ben görevde bulunduğum süre içinde üzerime düşen görevi yerine getirdim. Zaten yönetmeliğin 67. maddesine göre denetleme yetkisi şube müdüründe değildir. Ancak görevlendirme olursa denetleme yapabilir. Benim görev yaptığım dönemde Sevgi Yumağı Anaokulunda müfettişler 3-4 Şubat 2016 tarihinde denetleme yapılmıştır. O denetlemede oyun alanında kum havuzunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Biz de eksikliğin giderilmesi için okula gerekli yazıyı gönderdik. Okulda bir süre sonra eksikliğin giderildiğini bize bildirmiştir. Bana düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğim açıktır. İddianamedeki üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bahse konu olan okulla ilgili benim görev yaptığım dönemde hiçbir yere şikayette bulunulmamıştır. Alperen Sakin'in ölümüyle ilgili suç işlemem hukuken ve mantıken mümkün değildir. Olayla ilgili benimle bir bağ kurulması da mümkün değildir."
"Alperen'in elinde ayağında morluklar görüyorduk"
Minik Alperen'in babası Serkan Sakin, Almanya'dan geldikleri için okullardaki yönetmeliği bilmediklerini ve kreş sahibinin okulu eksiksiz olarak tanıttığını belirterek, "Ben Almanya'dan kesin dönüş yapınca İzmir'e yerleştik. Alperen'i kreşe vermeden önce araştırma yapmıştık. Ancak okulun tabelasında MEB yazısını görünce kuşkumuz kalmadı. Biz olaydan sonra okulda eksikliklerin olduğunu öğrendik. Zaten öncesinde bizim bunları bilmemiz mümkün değildir. Denetleyici biz değiliz. Alperen'in elinde ayağında morluklar görüyorduk. Ancak çocuktur oyun oynarken düşüyordur diye düşünüyorduk. Okula gittiğimizde bizi hemen içeri almıyorlardı. Kameralar açılmadan önce müzik veriliyor, bir süre sonra kameralar açılıyordu. Bunun nedenini sorduğumuzda 'içeride müstehcen bir durum olabilir' diyorlardı" dedi.Şube Müdürünün yeğeni de şiddet görmüş
Baba Sakin, davanın sanıklarından şube müdürü Şener Şan'ın kardeşi Esra Şan'ın kızının da Sevgi Yumağı Anaokuluna gittiğini hatta şiddet gördüğünü kaydederek, "Alperen'in ölümünden sonra okuldaki diğer velilerle görüştük. Hatta Şener Şan'ın kardeşiyle de görüştük. Kendisi de Sevgi Yumağı Anaokuluna çocuğunu gönderdiğini ve çocuğunun şiddet görmüş olabileceğini söyledi. Bunu televizyon programlarına çıkıp söyledi. Şener Şan'ın, akrabasının açıklamalarından hiç mi haberi olmadı. Hiç mi duymadı kardeşinden bunu. Ben bu olayda okulu denetleyen kim anlamış değilim" diye konuştu."Okul denetlenseydi oğlum hayatta olabilirdi"
Anne Buket Sakin de Sevgi Yumağı Anaokuluna kayıt yaptırmak için gittiklerinde çocuklarının 33 aylık olmasının sorun olmadığını kendisine söylediklerini belirtti. Okulda daha küçük çocukların bulunduğunun, Alperen'in ölümünden sonra ortaya çıktığını söyleyen anne Sakin, "Bu okullar neden denetlenmedi. Bize Alperen'in 33 aylık olmasının sorun olmadığını söylediler. Okul denetlenseydi, oğlum hayatta olabilirdi" dedi.Hakim, diğer sanık Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut Uğurlu'nun dinlenmesi ve dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.