O bir Kaleiçi’li… O bir Vefa Feneri... Ünal Uzun…

15.03.2021 16:15

Benim ve yaşıtlarımın hatıralarında komşuluk ilişkileri önemli bir yer tutmaktadır.

Komşu teyzelerin birbirlerinin evlerine çat kapı ziyarete gitmeleri, akşam ziyaretleri, tüm mahalle halkının birbirine yardım etme gayreti içinde olması günlük hayatımızın rutiniydi.

Akşamüzeri işten eve gelen babam yolda karşılaşınca aldığı akşama bir davet ile eve gelir, ya da eve gelince annem, gündüzden yapılmış bir söze istinaden, bize gelmek isteyen ya da bizi bekleyen ailenin ismini söylerdi…

Hafta da en az iki defa Rahmetli Ömer Bey Amcam ve Fatma Hanım Teyzemlere giderdik…

Babam ve annem için öz abi ile öz abladan daha da yakınlardı… Değerli evlatları Aysel Ablam, Ayten Ablam, Ünal Abim, Onay Ablam ile annem, babam, kardeşim ve ben adeta bir aile idik…
Ayten Ablam nurlar içinde yatsın yıllarca hem öğretmenim hem de velim olmuştu…

BABAMIN CUMA AKŞAMI EVE DÖNÜŞLERİNDE PAZAR GÜNÜNÜN ORGANİZASYONU YAPILIRDI…

Kaleiçi’nde dostlar birbirine şimdiki gibi bir telefon mesafesinde değil, bir ıslık mesafesinde idi…

Bir ıslıkta pencereye çıkan Ünal Uzun, Ferit Karyağdı, Güngör-Ünver-Turan Gülümser, Raşit Elmas, Bülent Baysal, Özkan ve Ömer Türkışık, Atay Aksoy, Neşet ve Haydar Güldiker, Ertan Taşdemir, Cemal Yeşiltaş ( Sefa Hamamı ), Ercüment-Aykut-Talat Altan, Hüseyin Tecim, Hüseyin-Osman Orakçıoğlu ( Gümüşler ) ve ismini sayamadığım abilerim ile Pazar günü Mermerli’ de veya en geniş ara sokakta yapılacak olan maçın organizasyonunu yaparlardı…

Bizlerde sahanın kenarında sakatlanan veya işi çıkan birisi olursa Emin Dikli ( Pinokyo ) ve Faik Pehlivanoğlu ( Falso ) abilerimizden sonra acaba sıra bize de gelir mi diye beklerdik…
Bu ekibin içerisinden ilk ayrılan Ünal Uzun Ağabeyim oldu…

İşte bu yazımda sizlere bir Kaleiçi ve Antalya Aşığı Ünal Abimi anlatmak istiyorum…

ÜNAL UZUN KARAHARP OKULUNU KAZANINCA KALEİÇİ’NDEN AYRILMIŞTI…

Antalya Kaleiçi Selçuklu Mahallesi doğumlu Ünal Abim, Atatürk İlkokulu’ndan Muzaffer Tong hocanın öğrencisi olarak mezun olduktan sonra, orta ve lise eğitimi Antalya Lisesi’nde Rasim Rodoplu, Mustafa Selek, Süleyman Erol, Ertuğrul Süngü, Reşat Kızılduman, Orhan ve Şükran Batu, Nezihe Hanım, Saniye Hanım, Muazzez Hanım’ dan eğitim alarak tamamlar ve Harp Okulu sınavlarını kazanır…

UZUN YILLAR ASKERİYEDE GÖREV YAPTIKTAN SONRA…

1988’de Hürriyet Holding’de Erol Simavi’nin danışmanlığını yanında, eşzamanlı olarak da Erşen Şirketler Grubu’nda Genel Koordinatörlük görevini üstlenir.

Daha sonra sırası ile ilk özel televizyon olan Magic Box’ta (Interstar) Genel kordinatörlük, Kanal 6’da Sanat Koordinatörlüğü, Mövenpick Oteli’nin kuruluşundan İstanbul Princess olmasına kadar geçen dönemde Yönetim Kurulu Üyeliği ve İspanyol Sol firmasının FSP Turizm İşletmeleri’nde Yönetim Kurulu Üyeliği, Güzel Sanatlar Saatchi&Saatchi Reklam Ajansı’nda Genel Koordinatörlük, aynı şirketin kurduğu İnter-PR Halkla İlişkiler’in Yönetim Kurulu Üyeliği ve Genel Koordinatörlük görevlerinde bulunur.


1992’ de kendi şirketi olan Lobby İletişim ve Etkinlik Danışmanlığı şirketini kurup, o günden beri Şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı olarak Oğlu Ömer, Kızı Özge, Gelini Funda ile saygın kuruluşların iletişim alanındaki taleplerine yanıt vererek, sektöründe Türkiye’nin en önde kuruluşlarından biri olmuştur.

“ O MUTLAKA YÖNETİM KURULLARINDA YER ALMASI GEREKEN BİRİYDİ…”

1989 yılında TFF Başkanlığına seçilen ve farklı görevlerde Türk Futbolunu hem ulusal, hem de uluslararası arenada temsil eden Şener Erzik, kaleme aldığı “Olmaz Olmaz Demeyin! Olmaz Olmaz” adlı kitabında Ünal Uzun’dan işte böyle bahsediyordu…

LİSE YILLARINDA EN YAKIN ARKADAŞI RAHMETLİ ORHAN SELEKLER’DİR…

Kara Kuvvetlerinde görevde iken, çok değerli Belediye Başkanı Rahmetli Yener Ulusoy döneminde Antalya Altın Portakal Film Vakfının kuruluşunda yer alır…

O günkü toplantı da rahmetli Atilla Özdemiroğlu ile düşündükleri bir projeyi önerir…

AKDENİZ ÜLKELERİ MÜZİK YARIŞMASI…

Rahmetli Atilla Özdemiroğlu ve Ünal Abimin Organizatörlüğünde 1986, 1987, 1988 yıllarında Aspendos’ta 20 ye yakın Akdeniz Ülkelerinin katılımı ile müzik yarışmaları düzenlenir.

BÜYÜK SES GETİREN ORGANİZASYONDA İLK YIL NİLÜFER, KAYAHAN’IN “GECELER” PARÇASI İLE BİRİNCİ OLUR…

Aynı zamanda yarışmanın olduğu tarihlerde, Tophane’de, Miradorlar’da, Yat Limanında, Antalya’nın çeşitli mahallelerinde geceleri Leman Sam dahil, birçok sanatçı, müzisyen ve orkestra konserler vermektedir…

Hem de hiç birisi bir kuruş ücret almadan…

Çünkü Ünal Uzun’a duydukları sevgi ve saygının para ile bir karşılığı yoktur.

Üçüncü yıl Erkan Özarman’ın da büyük destekleri olmuş, dünyaca ünlü Dalida Antalya’ya gelip ve de konserler vermiştir…

ÜNAL UZUN, SAYIN HASAN SUBAŞI DÖNEMİNDE DE ALTIN PORTAKAL YÖNETİM KURULU ÜYESİDİR…

Çok sevdiği ve saygı duyduğu Belediye Başkanı Hasan Subaşı’nın büyük desteği ve yakın arkadaşı Rahmetli Yaşar Sabutay’ın da büyük katkıları ile Cam Piramit’ in açılışı gerçekleşmiştir. Açılışa Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in gelişi, açılış akşamı Ajda Pekkan’ın hiçbir ücret almadan verdiği konser, hep Ünal Uzun dostlarının, dostlarının kenti Antalya için yaptıkları bir vefa duruşudur…

SAYIN MENDERES TÜREL DÖNEMİNDE DE HİZMETLERİ DEVAM EDİYOR…

Sevgili Kardeşim diye bahsettiği, Antalya’ya pek çok hizmeti getiren Sayın Menderes Türel döneminde Altın Portakal Film Festivali organizasyonlarında çok büyük aktivitelerde Ünal Uzun’un emekleri vardır…

1993 YILINDA GELEN BİR TELEFON YENİ BİR ORGANİZASYONUN BAŞLANGICI OLUR…

Arayan çok değerli arkadaşı Orhan Selekler’dir ve yanında dönemin Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül bulunmaktadır. Mustafa Gül’ün büyük vizyonu sayesinde, yakın zamanda bombalanmış olan Kemer yeniden hareketlenecektir.

Bomboş olan Kemer’in hareketlenmesi adına Almanlar 15-20 güzel getirip güzellik yarışması yapmak istemektedirler, hiçbir şey hazır değildir ve tebliğ edilen organizasyona 6 günlük bir süre kalmıştır, Ünal Uzun’un desteği gereklidir…

Ünal Uzun’un bağlantıları ile İstanbul Hava Yollarından özel uçak tahsis edilir, Kıbrıs’ta biten bir yarışmadan ilk üç güzel Kemer’e davet edilir, ayakkabılar ve mayolar için sponsorlar bulunur, herşey hazırdır ama güzellerin pelerinleri ve asaları eksiktir, Kıbrıs’ ta yeni bir organizasyonu bitiren , o zaman Show Tv’nin genel müdürü olan Faruk Bayhan’ı arar ve o organizasyonun pelerin ve asaları ertesi gün Kemer’e ulaşır…

Sibel Egemen sunucudur, Jüri’de Rahmetli Günseli Başar ve Rahmetli Bayan Denktaş, Sibel Can, Erol Atar dahil ülkenin ünlü isimleri vardır…

Sanatçılar bir hafta boyunca hiçbir ücret talep etmeden Kemer festivaline katılırlar…

Orhan Selekler bir hafta boyunca teknesini sanatçılara ve basın mensuplarına tahsis eder…

Festival getirdiği büyük bir sesin yanında, asıl olan yozlaşan bir dünyada dostlukların ve arkadaşlıkların birlikte sergiledikleri vefa duruşunun başka bir örneğinin olmamasıdır…

Çünkü Türkiye’de belki de yapılan en iyi organizasyon da, Raks firması yönetim kurulu başkanı Kadri Önel’in büyük yardımları olmuştur. Mahsun Kırmızıgül, Sibel Can, Ahmet Kaya ve daha birçok sanatçı hiçbir ücret talep etmeden Ünal Uzun ile olan dostlukları nedeni ile bir hafta boyunca Kemer festivaline katılıp destek vermişlerdir…

SEZEN AKSU’ NUN DA DESTEĞİ İLE RAHMETLİ ONNO TUNÇ MÜZİK YARIŞMASI YAPILIR…

Kemer de Ünal Uzun koordinatörlüğünde yapılan bu yarışmadan pek çok önemli sanatçılar çıkmıştır……

Yapılan tüm hizmetler hiçbir maddiyat beklemeden, memleket aşkı ile yapılmıştır…

DOSTLARININ ÜNAL UZUN’A OLAN VEFASINA, KEMER BELEDİYE BAŞKANI MUSTAFA GÜL DE VEFALI BİR DURUŞ İLE KARŞILIK VERİR…

Beş yıl süren bu festivaller sonunda;

Bugün Kemer’de ki en büyük caddelerden birisinin adı Münir Özkul Caddesidir…

Bir Diğeri Barış Manço Caddesidir…

Bir diğeri Kemal Sunal Caddesidir…

Bir diğeri Onno Tunç Caddesidir….

Rahmetli Münir Özkul, Belediye Başkanı Mustafa Gül ve Ünal Uzun ile birlikte kendi caddesinin açılışını yapmıştır…

ÜNAL UZUN “MUTLU ETMEK, BENİ BESLİYOR…” DİYOR

“İnsanlara verdiğim sevginin, gösterdiğim ilginin mümkün olduğunca beklentiden uzak olmasına gayret ediyorum. Yani karşılık bekleyerek karşınızdakine bir şey verirseniz, bu sizden çok şey götürür. Sizi yorar, sürekliliği olmaz. Bence mutluluğu tamamlayan şey, aynı zamanda başkalarını mutlu etmek için harcadığın çabadır. Bu nedenle, ben bununla besleniyorum. Sadece kendimi mutlu etmek, asla önceliğim olamaz.

Bir de tabii insanlar özellikle büyük şehirlerde büyük stres altında yaşıyor. Şimdi bakıyorum; bana atfedilen vefa, dostluk, sevgi gibi nitelikler, aslında aynı zamanda hayatla başa çıkabilmem için birer icat. Yani ben hayatla böyle başa çıkıyorum.

İnsanı diğerlerinden ayıran aklıdır. Bu aklı duygularla yoğurmazsanız, insani değerleri yaşatmazsanız sadece suretten ibaret olursunuz. Ben öyle olmadığımı bu dostluklarım sayesinde anlıyor ve buna hep şükrediyorum.”

ÜNAL UZUN DEYİNCE AKAN SULAR DURUR BENİM İÇİN…

Ana ve Baba dostudur, ağabeydir, dert ortağıdır, Antalya aşığıdır…

Kaleiçi Selçuklu Mahallesinin çocuğu,

Dünün Filinta Subayı…

Sanatçıların Ünal Babası…

Aldığı ödüller raflara, kartvizitindeki hizmetleri sayfalara, sanatçı dostları ve organizasyonlarında çektirdiği fotoğrafları albümlere, gazetelerde yayınlanan haberleri dosyalara sığmıyor…
Ve adeta bir dost Milyarderi…

HER HAREKETİ İLE BİZLERE VEFALI OLMAYI ÖĞRETİYOR…

Antalya’ ya geldiğinde, uçaktan inince ilk işi, Mekanları Cennet olsun, Fatma Hanım Teyze, Ömer Bey Amca, Orhan Selekler, Yener Ulusoy, Yaşar Sabutay, Ali Berberoğlu ve ismini sayamadığım tüm dostlarının mezarlarını tek tek ziyaret etmek olan Ünal Abim, bir Vefa örneğidir…

ÖLÜM YILDÖNÜMÜ OLAN 17 ŞUBAT’TA AYSEL GÜREL’İ MEZARI BAŞINDA ZİYARET EDİP YAPTIĞI PAYLAŞIM BENİ ÇOK DUYGULANDIRMIŞTI…

“Canım Aysel…

Sen hayatı şiirlerin gibi yaşadın; Cesur, tutkulu ve sevgi dolu…

Yaşam mücadelenle ve geride bıraktığın binlerce şarkı sözü, şiir ve filmle, başta kadınlar olmak üzere 7’den 70’e tüm toplumun dile getiremediği duyguların ve düşüncelerin sesi oldun.
Ünzile’den Firuze’ye, Ballı Lokma Tatlısı’ ndan Son Bakış’a kadar binlerce şiirinle…

Sevgili Dostumu, Canım Aysel’imi aramızdan ayrılışının 13’üncü yılında büyük bir özlem ve saygıyla anıyorum…

Bu özel insanı tanımış olmanın mutluluğunu daima içimde taşıyacağım…

Mekanın Cennet olsun…

ÜNAL UZUN….”

BENDE SENİN GİBİ BİR AĞABEYE SAHİP OLAMANIN DAİMA MUTLULUĞUNU YAŞADIM ÜNAL ABİ…

O çocukluğumuzda ki komşuluk ilişkilerinde olduğu gibi bizlere ve Antalya’ya hep bir ISLIK’ lık mesafede oldun…

Antalya’mızın VEFA FENERİ oldun…

Sadece benim değil, etrafında ki tüm seni tanıyanların, Selçuklu Mahallesi’ nin Kaleiçi’nin, Antalya’ nın Kemer’in, sanatçıların, dostlarının hep gururu oldun…

Yakacağın ışıklara ve vereceğin desteklere Antalya’mızın daha çok ihtiyacı var…

Evlatlarınla, torunlarınla, o çok güzel ailen ile sağlık ve mutluluk dolu yıllar hep seninle olsun Canım Abim…

Zaten Türkiye'de Ünal Uzun'u tanımayan pek az insan vardır...

 

Yorumlar

  • 1

Ayşenur dedi ki;

2021-03-16 22:17:59

Ünal bey kanatsız melektir. Veren el olur ve kimselere alan eli göstermez. Allah ona sevdikleriyle uzun ömürler versin. Dost kelimesini yüzbin kez hak eden coook vefalı bir insan.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Yorum Yap

    ŞANS OYUNLARI

    On Numara
    Şans Topu
    Sayısal Loto
    Süper Loto