İLK RÖPORTAJ Vali Sebahattin Öztürk ile

08.07.2014 16:00

Antalya Valisi Sebahattin Öztürk ile Antalya gündeminin en önemli konuları olan turizm, EXPO 2016 ve çevre sorunlarını konuştuk.

İLK RÖPORTAJ Vali Sebahattin Öztürk ile

Röportajımızın ilk bölümünde Vali Öztürk’ün, turizm beklentileri ve değerlendirmesi, kaçak alkol ve trafik kazaları için alınan önlemler, büyükşehir belediyesinin ilçelere hizmet götürmesi hakkındaki açıklamalarına yer verdik.

Turizm nasıl gidiyor? Sektörde bazı mırıldanmalar var, özellikle Ukrayna ve Rusya pazarıyla ilgili... Avrupa’da ise Almanlarla ilgili sıkıntılar olduğu söyleniyor. Bununla ilgili strateji planları var mı?

Türkiye’nin turizm pazarını etkileyen birkaç alan var, bunlardan bir tanesi siyasi gelişmelere çok açık olması. Az sayıda ülkeyle yoğun olarak çalışıyoruz. Bunu özellikle Antalya destinasyonu için söyleyebilirim. Dolayısıyla orada yaşanabilecek siyasi bir sıkıntı bizi birebir etkileyebiliyor. Rusya ve Ukrayna arasında meydane gelen olay da böyle. Ukrayna pazarında son derece geri gidiş var, ama genel toplama bakınca Antalya için  şu an olumsuz bir durum söz konusu değil. Geçmiş yıllara göre yukarıda bir yerlerdeyiz, yıl başından beri 4,5 - 5 oranında bir artış söz konusu. Almanya pazarına bakınca, orada özel bir durum mu var, Almanya pazarı nereye gitti? Bunların üzerinde düşünülmesi gerekiyor. Siyasi bir sebebi olduğu kanaatinde değilim ama bir gerileme var, bakalım bu nasıl düzelecek. Ama oranın açığına alternatif olarak Ruslar gibi eskiden olup da iyi performans sergileyen pazarlar ve İranlılar gibi yeni pazarlar var.

“HEDEF 13 MİLYON TURİST”

Şu an yüksek sezondayız, siyaset belirleme durumunda değiliz ama işin sonunda durum değerlendirmesi yapılabilir. Turist sayısı geçen yıl 12 milyondu, biz bu rakamın bu yıl 13 milyon olmasını istiyoruz totalde. Bu rakamı yakalarsak başarmış olacağız. Antalya çok iyi bir destinasyon. Belki içeriği tartışılabilir, şöyle olsun böyle olsun diye, ama kalite, konfor, yıldız ve sahillerin temizliği açısından müthiş bir yapılanma var burada. Tabii, zaman zaman basında da yer alıyor, bizim de yeterli bulmadığımız şeyler oluyor ama genel olarak bakıldığı zaman Antalya şu an itibariye çok güzel.

Rakiplerin otel fiyatlarını kırdığıyla ilgili haberler geliyor. Bir daralma olursa ne yapılır, bununla ilgili bir tavsiyeniz olacak mı?

Aslında fiyatlarımız uygun. Bu yorum İspanya için söyleniyor, orası Avrupa ve AB ülkesi, ekonomik daralma yaşıyorlar, tesisleri eskidi, fiyat indirimine gitmekten başka çareleri olmamış olabilir... Ama bir süre sonra insanların o konforu bulamayıp tekrar burayla temas kuracaklarını tahmin ediyorum. Tabii ki rakiplerin ne yaptığını takip etmek lazım, ticarette bu şart. Bize Mısır, Yunanistan, İspanya, belki bir de Tunus rakiptir. Bu ülkelerin neler yaptığına bakmak lazım, zayıf güçlü yanlarımızın değerlendirilmesi yapılıp yol ortasında da birkaç takım değişiklikler yapılabilir.

YENİ PAZARLAR AÇILIYOR

Ülkede olağanüstü bir durum yaşanması halinde 13 milyon hedef koyulmuş bir turizm şehri için B planınız var mı?

Mutlaka vardır. Biz bunu şu an bile yapıyoruz, tur operatörlerini davet edip görüşüyoruz, pazarda yeri olmayan şehirlerin yaptığı faaliyetlerden geri durmuyoruz. Özellikle Kuveyt ve Katar gibi ülkelerin ilgisini buraya çekmeye çalışıyoruz, İran ve Çin ile ilgileniyoruz... Bizim en önemli işimiz içeride istikrarı korumaktır. Bu sadece ekonomik, siyasi anlamda değil, mesela terör ve asayiş anlamında da olmalı. Bizim burada yaptığımız faaliyetlerin turizmi, turisti ürkütmemesi lazım. Kendi iç dünyamızda yürüttüğümüz faaliyetler anlamında da böyle olmalı. Geçen yıl yaşanan Gezi Olayları olumsuz bir hava yaşattı. Burada en hafif şekilde geçirilmesine rağmen her akşam insanların meydanda bir takım şeyler yapması tedirginlik yaratmış olabilir. Tabii ki buradaki insanların da Türkiye ile ilgili söyleyecek sözleri vardır, bundan doğal bir şey olamaz ama bu şehir onları sert bir şekilde söylemeye manidir, ekonomisi bunu kaldırmaz, bu şehrin çok güçlü bir ekonomisi var ve Türkiye’ye katkısı çok önemli.

VALİLİKLER MERKEZİ YÖNETİMİN İŞLERİNE YOĞUNLAŞTI

Turizmi etkileyen önemli unsurlardan birisi de altyapı, özellikle yaz döneminde nüfus artışına bağlı olarak ilçeler yükü çekemiyor. Artık Özel İdare belediyeye geçti, ilçelere büyükşehir hizmet götürecek. Bu sistem nasıl işliyor şu an, yetki alanlarınızda neler kaldı, görüşleriniz nedir?

Artık Antalya’da 19 ilçemiz ve bir büyükşehir belediyemiz var, 74 beldenin kaldırılmasıyla büyük bir değişiklik oldu. Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Menderes Türel tecrübeli birisi, ama bu yeni bir durum oluğu için ona biraz zaman vermek gerekiyor. İl Özel İdare Genel Sekreterimiz Faruk Karaçay ASAT Genel Müdürü oldu, tecrubeli bir arkadaşımız, o açığı kısa sürede kapatacağına inanıyorum. Sistemle ilgili şikayetler olabilir ama sorunlar zamanla çözülecektir.

Genel anlamda Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda valiliklerle ilgili bir takım denetleme yetkileri öngörülmüştür, ama bu çok farazi bir durum için geçerli.  Belediyeler görevini yapmazsa valiliklerle ilgili bir takım sorumluluklar başlıyor. Hem ilçe belediyeleri hem büyükşehir belediyesi açısından yeni bir aşamadayız, buna alışılmasının çok zaman alacağını düşünmüyorum, ilk 6 ayda sistem yerleşir. Köylerde sorun yok ama beldelerde yeterince yağmur yağmadığı için su sorunu olabiliyor, bu tür sorunlar halledilir. Beldelerin diğer beldelerle entegrasyonu zaman alacak gibi. Önemli olan vatanadaşın memnuniyeti, bizden yardım istendiği zaman mutlaka yerine getirmeye çalışırız. Temel olarak valiliklerin yerel görevleri bir miktar kalsa da, yüzde doksan merkezi hükümetin işlerini yürütür hale dönüştü. Eğitim, sağlık, güvenlik, turizm, spor, sağlık gibi alanlar bizde.

EXPO 2016 bizim için çok önemli, uluslararası alanda ve EXPO alanında çalışmalar devam ediyor... Peki, şu an hangi aşamadayız?

EXPO için az bir zamanımız kaldı, son 6 ayı rötuş zamanı olarak görüyoruz. Bu demek oluyor ki 1,5 yıl çalışma zamanımız var. İş takvimi çalışıyor, uluslararası katılımın sağlanması açısından davetler yapıldı, ciddi dönüşler de oldu. Yüz ülke diye hedef koyuldu ama bu sayı sağlanamayabilir de. Sayın Bakanımız Mehdi Eker Bakanlar Kurulu’na EXPO hakkında brifing verdi, Sayın Başbakanımızın ve diğer bakanlarımızın da EXPO hakkıda bilgisi olmuş oldu.

“EXPO BİZİM İÇİN BİR ŞANS”

Bu proje bitinceye kadar Türkiye’nin önünde uluslararası başka bir proje yok. Bu bizim için bir şans. EXPO, Antalya’yı cazibe merkezi haline getirecek, Antalya’nın tanıtımına, ekonomisine kalıcı eserler bırakması açısından, bilinirliği arttırması açısından faydalı olacak. Mülkün sahibi Tarım Bakanlığı ama yerin işletmesi Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne kalır sanırım, bana göre öyle olmalı.

Ankara’da Ulaştırma Bakanımız ile Havaalanı ile Aksu arasında yapılması planlanan hafif raylı sistem planı hakkında görüştük, şu an yapılması konusunda çalışmalar devam ediyor ama o zamana biter mi bitmez mi, onu bilemiyorum. Zaman kısıtlı ama bu planın gerçekleşmesi taraftarıyım.

İki kritik konu var. Birincisi gıda ile ilgili, geçmişte kaçak alkol kullanıma bağlı hayatını kaybeden misafirler oldu; diğeri ise otobüs ve turizm şöforlerinin dikkatsiz araç kullanımından kaynaklı yaşanan kazalar. Bunlarla ilgili ne gibi tedbirler alındı, denetimler sıklaştırıldı mı, insanlar huzurlu olsunlar mı?

Geçmişte gıda zehirlenmesi iddiaları, kaçak alkol üretimi ve trafik kazası olayları yaşandı. Gıda ile ilgili ciddi denetimlerimiz var, kaçak alkol üretiminin önüne geçmek için her türlü denetimi aldık, almaya da devam ediyoruz. Gıda denetimleri Tarım Bakanlığı’nın takip ettiği bir konu ama belediyelerin de bunu takip etmesi gerekiyor. Birçok konaklama tesisimizin belediye belgelerini tamamlamadan işe başladıklarına şahit oluyoruz bazen. Buralarda gıda denetiminin mutlaka  yapılması, zabıt altına alınması gerekiyor. Bu durum Antalya’nın adının kötü duyulmasına sebep olan çirkin bir şey. Bu öncelikle kendi vatandaşımız için, ayrıca turistler için de asla olmaması gereken bir şey.

“CEZALARDA MÜSAMAHA YOK”

Trafik konusuna gelince, belli mevsimlerde şöfor bulmakta zorluk çekiliyor, şöforüm diyenler göreve başlatılabiliyor hemen. Bunlar daha çok burda yaşamayan şöforler, mayıs ayında iş bulmak için çıkıp geliyorlar mesela. Şoförlüğü biliyor belki ama turizimin o inceliğinden haberdar değil. Bazen de bir kişiye iki iş yaptırılıyor, haliyle şöfor çalışması gerekenden fazla çalışıyor, perişan oluyor. Bu da onların dikkatinin dağılmasına ve trafik kazalarına sebep oluyor. Kazaların büyük  çoğunun bundan kaynaklandığını düşünüyorum. Denetimler yapılıyor ve ceza konusunda hiç bir müsamaha yok.

Turizmde çalışan veya çalışacak olan şöforlerin eğitimi ile ilgili Emniyet Müdürlüğü ile yaptığımız projemizi yıl boyunca sürdürdük, hâlâ sürdürüyoruz. Buna rağmen hâlâ bu hataları yapanlar var. Geçmişe dönük takograf bilgileri alınarak tespitler yapılıyor. Bunun birinci muhatabı turizm işletmecileri, ikinci muhatabı belediyeler ve biziz; buna ciddi anlamda el koymuş bulunuyoruz ve bundan sonra da en küçük bir müsamaha olmayacak.

Vali Öztürk’ün; HES’ler hakkında görüşleri, sosyal hayatı, sanat, spor ve müzikle ilgili pek bilinmeyen yönleri yarın MY Gazete’de…

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yap

ŞANS OYUNLARI

On Numara
Şans Topu
Sayısal Loto
Süper Loto