Fransa'da 1970'li yıllarda çevre ve şehircilik alanında başlayan devrim sonucunda inşa edilen yeni yerleşim yerlerine banliyö adı verildi. İlk etapta sosyal konut projesi olarak ortaya çıkan bu yapılar zamanla göçmenlerin yoğunlukla yaşadığı ve kamu hizmetlerinin sınırlı sayıda sağlandığı alanlara dönüştü. Bu bölgede yaşayan halkın çoğunluğunun Afrika'nın kuzeyi yani Mağrip bölgesi, ve orta ve güney Afrika bölgelerinden olması sebebiyle sosyal imkanlar konusunda sürekli geri plana itildi. Bu yüzden banliyö halkında oluşan ve her geçen jenerasyon daha da artan devlete karşı olma düşüncesi sürekli bölgede protesto ve gösterilerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Sarı yelekliler gösterileri ve emeklilik yasası hakkında sokaklara dökülen birçok kişi bu gizli öfkenin bir kanıtı niteliğinde. Macron hükümeti de pandemi ve artışı önlenemeyen enflasyon probleminin ardından bir de banliyö gösterileriyle baş etmeye çalışıyor. Dünya basınında Macron'un en önemli sınavlarından biri olarak gösterilen bu protestolarda nasıl bir sınav vereceği merak konusu.