Yeni yüzyılın ilk seçimi ne getirecek?

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili soruları cevapladı.
Sorulan sorulara, geçmişte olduğu gibi, önümüze gelirse o zaman gereğini yaparız diyebilirdi, bunu yapmadı...
Soruları cevaplayarak, her ne kadar İmamoğlu ile ilgili olmadığını sonradan açıklamış ise de benzer bir durum ortaya çıktığında nasıl uygulama yapılacağını açıkladı ve belki de seçimlerden sonraki muhtemel bir kaos ortamının önünü kapatmış oldu.
Ayrıca; Birçok çeyrek hukukçunun televizyon ekranlarını boş yere işgal etmelerinin ve halk arasında oluşacak komplo teorilerinin de önünü kesti.

Dedim ya;
İlgili yasal düzenlemelere göre, her ihtimal karşısında ne karar verilmesi gerekeceği tek tek herkesin anlayacağı şekilde [önemli bir husus hariç] açıklanmış ve muhalefete de yol göstermiş oldu.
Boş yere insanları uğraştırmayın.
Herkes kendi önlemini buna göre alsın sonra bizleri suçlamasın.
Bir aksilik meydana gelirse bize kabahat bulmayın.
Kabahat iddiaları olursa önceki süreçte yer alan mercilerde arayın.
Demeye getirdi.

Peki, süreçle ilgili olarak başkan ne demiş oldu;
Birincisi:
Adaylık süreci kesinleşmedenceza kesinleşirse yani en son Yargıtay’da onanırsa adayın yerine başka bir aday gösterilebilir.

İkincisi:
Adaylık süreci kesinleştikten sonra listeye dokunmamız mümkün değil. Aday seçime girer ama kazansa bile mazbatası verilmez.

Üçüncüsü:
Adayken cezası Yargıtay’da onanırsa adaylığı düşmez, isterse yarışabilir ama seçilmesi durumunda mazbatası verilmez.

Dördüncüsü:
Cumhurbaşkanı seçiminde, çekilme gibi nedenlerletek aday bile kalsa süreç, referandum şeklinde [Evet-Hayır] devam eder ancak tek adayın, oyların yüzde 50+1’ini alması gerekir. Alamaz ise yani; iki adaydan birinin seçim takvimi açıklandıktan sonra ceza kesinleşirse seçimi kazansa bile mazbatası verilmez ve seçimler yenilenir.
45. günü takip eden ilk Pazar gününde yeniden Cumhurbaşkanı seçimi yapılır.

Beşincisi:
Hakkında yargı süreci devam eden aday seçilip yemin edip göreve başladıktan sonra siyasi yasak kararı kesinleştiğinde;
Durum Y.S.K’ndan çıkmış olur. Karar mercii TBMM’dir.
Cumhurbaşkanlığı dokunulmazlığı ve sorumsuzluğu olduğu için hiç etkilenmez göreve devam eder.
Ceza uygulaması dönem sonuna kalır.
Şeklinde görüş beyan etmiş oldu.

Ben bu görüşlerin tamamına katıldığımı söyleyemem.
Şöyle ki;
Herhangi bir durumun ortaya çıkmasında başvurulacak tek şey sadece kanun değildir, kanun yanında Anayasa hükmü ve hukuk/hukuki vicdan birlikte ele alınmalıdır.
Bu hukuk sisteminin temel unsurudur.

Onun için;
Oy verme gününden önce ceza kesinleşirse, kişi oylamaya katılamaz katılmamalıdır.
Çünkü seçime, Cumhurbaşkanı seçilme yeterliğine sahip kişi katılabilir.

Oy verme günü geçtikten sonracezanın kesinleşmesi halinde % 50+1 oy aldığının tespit edilmesi şartıyla mazbata verilmesi gerekir,
Oy verme günü saati sonu itibarıyla fiili olarak Cumhurbaşkanı seçilmiş olduğundan, mazbatasının da verilmesi gerekir, artık Cumhurbaşkanlığı sorumsuzluğu ilkesi olduğundan ceza uygulaması dönem sonuna kalacaktır.
Seçim sonuçlarının geç açıklanması veya Mazbata verilmesi usul işlemleridir.

Burada esas olan seçim günü akşamı itibarıyla sandığa girmiş oy sonuçlarıdır.
Buna göre hareket edilmelidir.
Yani benim görüşüm sayın başkanın açıklamalarından farklıdır.

Geçerli olan YSK Başkanının açıklaması olacağından siyasilerin buna göre gardını alması doğru olacaktır.